100K Ondan Sorulur

Antrenmanların minimum 2-4 saat sürüyor. Özel hayatına, eve nasıl vakit ayırıyorsun? Uyuman da önemli, geriye ne kalıyor?

Hep belirtiyorum şanslıyım diye. Eşim de koştuğu için bütün hayatımız beraber geçiyor. Sabah 3-4 saatlik bir antrenman yapıyoruz. Gün içinde yapılacak işlerimizi yapıyoruz. Akşam tekrar 1-1,5 saat süren dinlenme antrenmanımızı yapıp günü bitiriyoruz. 6-7 saatlik uyku yetiyor bize.

Benim hayatım koşu olduğu için, sakatlanınca çok fena psikolojik çöküntü yaşıyorum. Sen sakatlık sürecini nasıl geçiriyorsun?

Aslında sakatlık yaptığımız sporun doğasında var. Ne kadar dikkat edersek de olabiliyor. 2003-2005 yılları arası bir buçuk yıl süren bir sakatlık yaşadım. Hayat sanki benim için bitmişti. Koşmayı sevgiliyi sever gibi seviyordum ve sevgilinden ayrı kalıyorsun çok uzun bir süre, çok zor atlatmak bunu. Böyle bakıyorum koşmaya. 2010 yılında eşimle tanışınca işler çok kolaylaştı benim için. Düzenli olarak beni takip eden, yanlışlarımı sürekli düzelten bir antrenörüm olmuştu. Böylece çok hafif sakatlıklar yaşıyordum. Şimdi bu tür sakatlıkları minimize ediyoruz. Kinesio bantlarıyla, ağırlık antrenmanları sonrası mutlaka masaj ve sauna ile önlemler alıyoruz.

 Türkiye’nin hemen her yerinde koştun sayılır. Senin için en güzel yerleri nerelerdi?

Hep yakındığım bir konu var, spor kültürü. Maalesef ülkemizde yok. Bir sporcu için ilk başta motivasyon lazım. Benim için seyircidir. Ama ne yazık ki futbol dışında yok. Bu kültür geliştiği zaman her yer güzel olacaktır. Bir yer belirtmem gerekirse, 2015’te ilki yapılan Çanakkale Gelibolu Maratonu. Çok etkilenmiştim. Sağ tarafımda muhteşem bir deniz, sol tarafımda hayatını yitiren on binlere ait şehitlikler. İlk defa Çanakkale’ye gitmiştim, hem koşuyordum hem de yazıları okuyordum. Yani hem mutluluk hem hüzün vardı.

“Atletizm zor branş, sabır lazım” diyorsun. Bu sporla ilgilenen gençlere ne önerirsin?

Atletizm başka branşlara benzemiyor. Her gün antrenman yapmak lazım. Bir antrenman da yetmiyor, bazen iki bazen üç antrenman lazım. Ama başarının kaynağı belki klasik olacak ama çok çalışmak, inanmak ve istemek. Öylesine değil, çok istemek lazım. Bir gün atletizm branşı da ülkemizde değer görürse, inanıyorum ki öz evlatlarımız da Avrupa ve dünyada başarı kazanacaklardır. Bu konuda basına, yerel yönetimlerimize ve sponsor olacak firmalara çok büyük bir iş düşüyor. 28 yaşında spora başlamış, bir şeyleri hiçbir yardım ve destek olmadan başarmış biri olarak, gençlere ve çocuklara tavsiyem, spor yapsınlar. İlle de atletizm olsun demiyorum. Hayatlarında mutlaka bir spor dalı olsun. Sağlıklı, düşünen ve sorgulayan bir nesil ve gelecek için bu şart. Ve lütfen çocuk yaşlarda spora başlasınlar.

100K mesafede bundan sonraki hedefin ne?

2018’de Hırvatistan’da düzenlenecek 100 km dünya şampiyonasında hedefim ilk üçe girmek olacak. Bunu başarabileceğime inanıyorum. Yeter ki destek olunsun. Bana inanacak ve destek olacak sponsorlar bulduğumda bu hayalimi gerçekleştirmek istiyorum. Başka ülkeden insanlar bunu başarıyorsa, ben de başarabilirim.

BENZER YAZILAR