Çiğ (Raw) Beslenme
İlk insanların da çiğ ve otçul şekilde beslendiği düşüncesiyle oluşan çiğ beslenme akımı, çoğu kişi için hayat felsefesi haline gelmiş durumda. Bu diyet akımında çiğ sebze, meyve, kuru yemişler ve yağlı tohumlar tüketiliyor. Fakat bu akımı benimseyenler de kendi içerisinde üçe ayrılıyor: Hiç et yemeyenler, eti marine ederek çiğ yiyenler ve sadece balık tüketenler. Çiğ beslenenler, mümkün olduğunca gıdaları çiğ olarak tüketiyor; çünkü gıdaların canlı olduğunu, pişirmeyle öleceğini düşünüyor. Gıdaların canı tüketiminin kişileri de canlı tutacağına, enerjisini artıracağına, bağışıklığını güçlendireceğine inanıyorlar. Ayrıca bu şekilde vitamin ve mineral alımının da maksimum seviyede olacağını, lifli beslendikleri için daha fazla tok kalacaklarını söylüyorlar. Pişmiş gıdaların ise gem bu besin öğelerden fakir olduğu söyleniyor, hem de sindirim sistemimize fazla yüklenme kaynaklı enerji kaybı oluşturacağı iddia ediliyor.
Neye dikkat etmelisin?
Pişmiş besinlerin vitamin ve mineral kayıpları, çiğ gıdaların içerdiği lif miktarı konularında kesinlikle haklılar. Günlük beslenmende bu yöntemle hazırlanmış gıdalara yer verebilirsin. Çiğ sebze, meyve ve kuru yemişleri günlük beslenmene yerleştirmende fayda var. Fakat özellikle hayvansal proteinlerin çiğ tüketimi sağlık açısından riskli olabilir. Bu anlamda dikkatli ol. Diğer taraftan çiğ beslenmeye uygun diyet listelerinin kalorilerine dikkat etmekte fayda var. Yine karşımıza ne yazık ki düşük kalorili bir beslenme modeli çıkıyor.
Sonuç:
Düşük kalorili diyet önerilerinden lütfen uzak dur. Zarar verdiğin şeyin kendi bedenin olduğunu unutma.
