Birçok insan fiziksel ve zihinsel sıkıntılarından kurtulmak için downward dog pozuna sığınır. Fakat esnediğinizi zannederken kendinize zarar veriyor olabilirsiniz.
Gözlerinizi kapayın nefes alın ve rahatlamaya çalışın. Çünkü birazdan okuyacaklarınız canınızı sıkabilir. Gerçek şu ki fitness endüstrisinin yapısı sarkaç gibidir; bir çılgınlık sona ererken aniden yeni bir furya alevlenir. Geçtiğimiz birkaç yıla bakarsak yüksek yoğunluklu interval antrenmanların ve yüksek ağırlıklarla çalışmanın trend olduğunu görürüz. Özellikle biz erkekler, bu sert disiplinlerden çok zevk aldık. Ancak şu an çökmüş durumdayız. Daha sonra işin içine kökeni yüzlerce yıl öncesine dayanan ve bedeni ve zihni aynı anda rahatlatmayı vadeden yoga girdi. Kalça kaslarınızda bir gerginlik mi var? Yoga açar. Bel ağrılarınızdan mı şikâyetçisiniz? Yoga rahatlatır. Stres seviyeniz tansiyonunuzu mu etkiliyor?
Cevabı biliyorsunuz.
Yoga bu günlerde tüm sıkıntılara karşı kullanılabilecek bir Ayurveda panzehri olarak görülüyor. Biz erkekler de bugüne kadar mat’larımızı milyonlarca kez serdik ve şimdilerde yoga yapanların yüzde 28’ini oluşturuyoruz.
İşin ironik tarafı, yoganın sağlığınız üzerinde kesin bir etkisi olmadığı gibi, size zararı olabilir. Journal of Bodywork and Movement Therapies’de yayımlanan son araştırmaya göre,
yoga yapanların yüzde 10’u yoganın fayda sağlamak yerine iskelet kaslarında ağrıya sebebiyet verdiğini düşünüyor. Yogayı tedavi programınızın bir parçası olarak kullanmayı düşünüyorsanız, sıkı durun: aynı araştırmaya göre, sakatlığı bulunan kişilerin yüzde 21’i sakatlıklarının yogayla daha da iyi hale gelmek yerine kötüleştiğini söylüyor.
Her derde deva gösterilen bu sporun en sinsi yönü, muhtemelen aldığınız zararın boyutunu çok geç olmadan fark edemiyor oluşunuzdur. Gerilmiş bir hamstring kası kendini açıkça belli
ederken, eklem kapsüllerinde, ligamentlerde ve tendonlarda oluşan bağ doku sakatlıklarında işler değişir. Herhangi bir kan akışı ve acı olmadığı için bu bölgeleri esnettiğinizde canınız yanmaz. Ancak bu şekilde iyileşmezler de. Aksine, zaman geçtikçe eklemi yerinden çıkartabilir, hiza sorunu yaratabilir ve daha da kötüsü, bunları fark etmeyebilirsiniz. Karışık ve göz alıcı hareketler, vücudunuzu hazır olmadığı bir postür için bükülmeye zorlar. Çoğunlukla yanlış yapılan yoga pozları, sağlığınız ve mobiliteniz için uzun vadede büyük bir tehlike unsurudur.
Yanlış anlaşılma olmasın: güvenli ve kontrollü bir tutumla yoga yapmak, antrenman portföyünüzü kuvvetlendirecektir. Fakat gerçek şu ki aynı anda vücudunuzu kuvvetlendirmenin, hareketlerinizi geliştirmenin ve stresin kökünü kurutmanın, ayağınızı kulağınızın arkasına çekerek kalbinizin merkezine ulaşmaya çalışmaktan daha etkili yolları var. Yoga, anksiyeteyi düşürüp zihinsel duruluğa ulaşmanız için sizden kibarca nefesinize odaklanmanızı ve düşünceleri kafanızdan uzaklaştırmanızı isterken, ‘adrenalin zeni’ denilen hareketlerse bunu emreder.
Kaya tırmanışında hayallere dalmak aşağıya düşmenize, sörf esnasında konsantrasyonunuzu kaybetmekse ıslanmanıza neden olabilir. Ancak dağ bisikletinizle kaya parçalarıyla kaplı
bir yamaca doğru yuvarlanırken de aklınıza pazartesi sabahı yapacağınız konferans gelebilir. Buna alternatif olarak, yüzme ve koşu gibi düşük yoğunluklu durağan antrenmanların kendini tekrarlayan yapısı da endorfin hormonu salgılayarak stres seviyenizi düşürmenize yardımcı olabilir. Üstelik bunları yaparken acı çekmenize ve “mutlu bebek” pozuna girmeye çalışmanıza gerek kalmaz. Her ne kadar scorpion handstand, flying pigeon ve one-legged crow gibi egzersizlerin sosyal medyada ilgi çekici etkisi olsa da, kendi iyiliğiniz için yoga trendinden uzak kalmayı deneyebilirsiniz.