Kalp Sağlığı Nasıl Olur?

Yapılacak testlerle kalp hastalığınızı önceden fark ederek kalp krizi riskinizi azaltmak elinizde. Konunun detaylarını T.C. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji-Kalp Hastalıkları Anabilim Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Değertekin’e sorduk.

Kalp Krizi Nedir?

Kalbin içinde kan olmasına rağmen kasların beslenmesi için damarlara ihtiyacı vardır. Kalbi besleyen ana üç tane damar bulunur. Bu üç damardan herhangi birisinin tıkanması kalp krizine sebep olur. Kalp krizi dediğimiz zaman, tıkanan damarın beslediği kalp kasının bundan hasar görmesi ve bu hasar sonucunda yeterli verimlilikte çalışamaması veya oradaki kas dokusunun ölmesi akla gelir. Böylece kalbin genel performansında azalma oluşur ve uzun vadede kişinin hayatını tehdit eder. Kalp krizi geçiren hastaların yüzde 20-30’unu o esnada kaybediyoruz. Ancak kişi hastaneye erken ulaşabilirse, hasar almadan kişinin kalbini koruyabiliyoruz. Bu açıdan kişilerin kalp krizi konusunda bilgisinin olması çok önemli.

Kadınlarda ve Erkeklerde Kalp Krizi Bulguları Farklı Mıdır? Krize Dair İlk ve En Yakın Bulgular Nelerdir?

Kadınlar ve erkeklerde kalp krizi bulgularında bazı farklılıklar var. Genellikle ilk bulgu göğüs ağrısıdır. Ancak özellikle ileri yaşlardaki kadınlarda kalp krizi, göğüs ağrısı yerine daha çok nefes darlığı şeklinde olabilir. Bu da kadınlarda kalp krizinin geç fark edilmesi ve geç teşhis edilmesi gibi riskleri beraberinde getirir. Ama temel olarak baktığımız zaman kalp krizinin ilk bulgusu göğüs ağrısıdır. Bazı hastalarda göğüs ağrısı yerine sol kol ağrısı ve çene ağrısı şeklinde de olabilir. Kadınlar, erkeklere göre birçok konuda farklılık gösteriyor. Özellikle menopozdan sonra kadınlarda kalp krizi riski daha çok artıyor.

Kalp Hastalığının Tanısı Nasıl Konulur? Erkek ve Kadında Farklılık Gösterir Mi?

Kalp hastalığı tanısı konurken birçok faktör dikkate alınır. Özellikle “kalp hastalığı riski taşıyor mu?” buna bakmak lazım. “Bu risk faktörleri nelerdir?” diye sıralarsak; kişinin sigara içmesi, yüksek tansiyon, kolesterol, diyabet ve obezite gibi durumların olması, ailede erken yaşta kalp krizi geçiren kişilerin bulunmasını sayabiliriz. Saydığımız faktörlerden sigara başta olmak üzere üçünü ya da dördünü bir arada bulunduran kişilerde kalp hastalığı olma riski artar. Biz de bu kişilere tanı açısından öncelik veriyoruz. Erkek ve kadın arasında tanı açısından bir fark yok. Testleri sıralarsak; ilk olarak bir elektro çekildikten sonra kalp ultrasonu alınmasını isteriz. Ardından bir efor testi yaptırarak duruma bakarız. Bunların bir üst aşaması gerektiği zaman miyokardial perfüzyon sintigrafisi çekilmesini isteriz. Buradan aldığımız sonuçlar da şüphemizi destekliyorsa, o zaman koroner anjiyografinin sonunda kalp hastalığı tanısını koyarız.

Kalp Hastası Olan Veya Riski Taşıyan İnsanlar Nasıl Beslenmeli? Öğünleri Nasıl Olmalı?

Birinci konu yeterli sıvı almaları gerekir. Yeşil sebze tüketimine dikkat etmemiz lazım. Kırmızı et tüketirken bunu belli oranlarda yapmalı, doymuş yağlardan mutlaka kaçınmalıyız. İdeal kilomuza uygun her türlü şeyi yiyebiliriz. Diyabet varsa kan şekerini yükseltecek, glisemik endeksi yüksek yiyeceklerden uzak durmalıyız. Onun dışında ara öğünlerle günlük beslenmemizi desteklememizde fayda var. Bu da oluşacak insülin direncini kontrol etmemizi sağlar. Bu gibi şeylere dikkat ederek ideal kilomuzu da korumuş oluruz.

Kalp Hastalığı Yapılacak Testlerle Önceden Önlenebilir Mi?

Evet, kalp hastalığı yapılacak testlerle önceden fark edilebilir. Risk faktörlerine göre hastaları kategorize ediyoruz. Eğer yüksek risk grubundaki kişilere testleri önceden yaptırıp durumu fark edebilirsek, hastayı kalp krizinden koruyabiliriz. Böylece ortaya çıkan hastalıkları için de önlem aldırabilirsek, kalp hastalığından da korumuş oluruz. Örneğin şeker hastalığı, yüksek kolesterol için testler yapılabilir. Mutlaka sigarayı bırakmasını istiyoruz. Bu sayede kalp krizini büyük oranda önleyebiliriz. Tansiyonunu mutlaka kontrol ettiriyoruz ve yüksek tansiyona bağlı değişiklikler var mı diye bakıyoruz. Bunun için, hem kalp hem de boyun damarlarına ultrasonla bakmamız gerekiyor. Ayrıca detaylı bir aile öyküsü alıp “erken yaşta kalp krizinden kaybedilen kimse var mı?” bakıyoruz. Özellikle kadınlarda erken yaşta menopoz ve beraberinde sigara içilmesi önemli bir kalp krizi faktörü. Bunları da dikkate alıyoruz.

Ailesinde Kalp Hastalığı Öyküsü Olan Bir Kişinin Bu Hastalığa Yakalanma Riski Ne Kadardır? Genetik Faktörler, Hastalıkları Ne Kadar Tetikleyebilir?

Kalp hastalığı ne yazık ki ciddi bir genetik geçiş gösterir. Ancak bunun için net belirlenmiş yüzdeler yoktur. Ailesinde erken yaşta kalp krizi geçiren kişilerle benzer kolesterol, şeker hastalığı veya sigara içme öyküsü varsa, bu kişilerde genetik faktörler öne çıkmaktadır. “Ailesinde kalp hastalığı olan herkes kalp krizi geçirecek!” diye bir kural yok ama yüksek riskli hasta gruplarında, babası veya annesi 50’li yaşlarda kalp krizi geçirmiş kişilerin dikkatli olması lazım. Bu kişilerin sigara içmemesi, kolesterolle ilgili önemli önlemler alması, şeker ve yüksek tansiyonunu kontrol etmesi gerekir.

Tedavi Yöntemlerinden Bahseder Misiniz?

Son dönemde teknolojiyle birlikte kalp hastalığının tedavi yöntemleri de oldukça ilerledi. Bunlardan en önemlisi kalp krizine erken şekilde müdahale edebiliyor, kalp damarlarını açabiliyoruz. Özellikle kalp krizi esnasında ilk iki saatte damarları stent’le yani balonla açtığımız zaman kişinin hayatını önemli ölçüde kurtarmış oluyoruz. İleriye yönelik olarak da kalbin performansında bir azalma olmadan kişinin hayatına devam etmesini sağlıyoruz. Ek tedavi yöntemi olarak kalp kapaklarına müdahalelerimiz oluyor. Artık kalp kapaklarını ameliyatsız tedavi edip hastaları iyileştirebiliyoruz. Son 10 yılda bypass ameliyatı yapılan hasta sayısı yüzde 50 azaldı. Bu da tedavi yöntemlerinin gelişmesi sayesinde oldu.

Stent Takılması Kalp Krizi Riskini Düşürür Mü? Stent Takıldıktan Sonra Hasta Nelere Dikkat Etmelidir?

Stent’leri damar darlıkları çok kritik seviyede olduğunda takıyoruz. Belli bir grup hastada stent takılması, kalp krizi riskini ciddi bir şekilde düşürüyor ve hayatı uzatıyor. Özellikle kalbin geniş bir alanı besleyen damarında kritik bir problem varsa, bunu da erken teşhisle yakalayıp stent takabilirsek, hastanın kalp krizi riski anlamlı bir şekilde düşüyor. Stent takıldıktan sonra hastanın doktorun önerilerine dikkat etmesi lazım. Özellikle ilk bir yıl içerisinde kullanılan kan sulandırıcılar çok önemli. Mecbur kalmadıkça bunları kesmemesi, stent takılmasına neden olan risk faktörlerine dikkat etmesi gerekir. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kolesterolle ilgili ilaç kullanması gerekiyorsa bunları düzenli bir şekilde alması lazım. Ancak kalp hastalıkları sadece ilaç kullanarak tedavi edilmez. Hastaların düzenli yürüyüşler ve egzersizlerle yaşam standardını daha kaliteli hale getirmesi ve yaşam şeklini değiştirmesi şart! Ayrıca mutlaka ideal kilosuna da yaklaşması gerekiyor.

Kalp Hastaları Spor Yapabilir Mi?

Kalp hastalarının düzenli egzersiz yapmasını istiyoruz ama yapabilecekleri sporları ve spor esnasında kalp atışlarının ulaşacağı hızı yine doktorlarına göre belirlemeleri lazım. Zira kalp hastalığı kategorileri çok değişik. Kişide kalp damar hastalığı, kalp kapak hastalığı olabilir ya da kalp krizi geçirmiş olabilir. O yüzden “kalp hastaları spor yapamaz!” diye bir kural yok ancak bu sporlardaki performanslarını, onları takip eden doktorun önerilerine göre ayarlamaları lazım.

Son Zamanlarda Gençlerde Kalp Krizi Sıkça Görülüyor. Bunun Nedeni Nedir? Önlem Alınabilir Mi?

Aslında bu biraz farkındalığın artmasıyla ortaya çıkmış bir durum. Gençlerde kalp krizinin sık görülmesinin nedeni artan stres, sigara içilmesi ve aile öyküsü. Bunlar eğer dikkatle takip edilirse gençlerde yaşanan kalp krizlerini ciddi bir şekilde önleyebiliriz. Gençlerde kalp krizi görülme oranında ciddi bir artış yok ancak algıda seçicilik arttığı için böyle zannediliyor. Ülkemizde kalp krizi oranlarına baktığımız zaman Batı Avrupa ülkelerine benzer şekilde seyrettiğini görebiliriz. Yaşlandığında kalp krizi riski artıyor ama gençlerde daha ciddi ve daha tehlikeli komplikasyonlar seyredebilir.

Kalbimizi Korumak ve Kalp Krizi Riskini Azaltmak İçin Neler Yapabiliriz?

Öncelikle kendimizi kalp krizi riski grubu açısından değerlendirmemiz lazım. Bu konuda bir uzman hekimden yardım alarak, “yüksek riskli grupta mıyız, değil miyiz” bunun anlaşılması çok önemli. Bununla ilgili öncelikle testlerin yapılmasında fayda var. Bu risk gruplarına giriyorsak, bununla ilgili bir takım önlemler alarak kendimizi kalp krizinden koruyabiliriz. Erken teşhis her zaman çok önemli. Bir takım belirtileri, şikâyetleri erken fark edip bunları doktorunuzla paylaştığınız zaman kalp krizinin öldürücü pek çok komplikasyonundan kendinizi koruyabilirsiniz. Düzenli egzersiz yapmaya, vücut kitle endeksimizi boyumuzla orantılı tutmaya, varsa şeker hastalığıyla ilgili riskleri azaltmaya, tansiyon ve kolesterole dikkat etmeliyiz.

BENZER YAZILAR