Haberler süper. Şimdi gelen bir e-postaya göre karımın beni aldatmama ve başkalarını hayal etmeme ihtimali çok yüksek. Aslında sonucun bilhassa güzel olmasının nedeni, edinilen bilgilerin son derece güvenilir kaynaklardan yani genlerden elde edilmiş olması. Karım ve ben kulak temizleme çubuğuyla ağzımızdan aldığımız tükürük örneklerini Oklahoma’daki bir laboratuara gönderdik. DNA çöpçatanlık web sitesinde, şahsımıza ait küçücük ama yeterli bir miktar (büyük doku uygunluk kompleksinin -MHC- parçası olan üç gen çiftimiz) analiz edildi. fiu an öğreniyorum ki, biz eşleşme konusunda az rastlanılan şanslı insanlar olarak kabul ediliyoruz. Alellerimizin altı tanesinden (her gen çifti iki alelden meydana gelir) beşi birbirinden farklı. Onların açıklamasına göre biz birbirimizin doğal kokusunu seviyoruz ve ikimiz de seks hayatımızdan memnunuz. Dolayısıyla yüksek ihtimal sağlıklı çocuklarımız olacak.
Bize gelen e-postadaki bilgilerin geçerliliğini sanırım bu yıl 14’üncü yıldönümümüzü kutlamış ve üç sağlıklı çocuğun ebeveynleri olmamız kanıtlıyor. Genel olarak bakıldığında aslında basit bir şey doğrulanıyor: Eşimin kokusunu her zaman sevmişimdir. (Kaldı ki, 14 seneyi kokusunu sevmediğim biriyle geçirdiğimi hayal edemiyorum. Ya sen?) Yoksa bunun dışında genetik uyumluluk lafı bizim için ancak akşam yemeklerinde meze olarak kullanılabilecek bir sohbet konusu.
Ancak ya şu an hayatında biri olmayan ve ilişki isteyen biriysen? Özellikle koku alma duyusu aşırı hassas, yani küçük farklılıklar (aleller) üzerinden seçim yapma şansı olan (ve araştırmaların öne sürdüğü gibi erkeklere nazaran genetik açıdan kutsanmış) bir kadınsan; hiçbir acı çekmeden, basitçe yanağını içine değdirdiğin bir numuneyi analiz ettirmen ve (birbirine benzer niteliklere sahip sayısız serüvenci erkek arasından) o özel kişiyi arama sürecini hızlandırman, çok mu pragmatik ve romantizmden uzak olduğun anlamına gelir? Eğer sana göre en iyi kokan (ve senin kokunu beğenen), en ateşli şekilde seks yapabileceğin erkeği bulmanı ve ileride muhtemelen bir veya üç adet sağlıklı çocuğa sahip olma ihtimalini arttırıyorsa sence buna değmez mi? (Dahası incelenen bu üç gen çiftinin bağışıklık sistemimize olan katkısı gelecekte çocuk sahibi olmak isteyenler için çok önemli. Farklı özelliklerden gelen ebeveynlerin çocuklarında hastalıkları fark eden genlerin çeşitliliği arttığından, hastalıklara karşı doğal dirençleri olacağını düşünüyorum.) Sonuç olarak karmaşık ve uyarıcılarla dolu kültürümüzde senin ve uzun, esmer bir yabancının altı adet alelesi ne kadar önemli?
Günümüz çöpçatanları
Scientificmatch.com’un yaratıcısı Eric Holzle’u DNA çöpçatanına dönüştüren fikir, aklına bir gece televizyon programı seyrederken geldi. “Discovery Channel mı, yoksa Learning Channel mıydı hatırlamıyorum ama belgeselde terli tişört ile yapılan bir deney anlatılıyordu” diyor.
Genetikçilere göre terli tişört deneyi büyük teyzenden sana miras kalmış antika gibi. 1994 yılında İsviçre’deki Bern Üniversitesi Zooloji Enstitüsü’nden Claus Wedekind bir düzine erkek ve kadından DNA örnekleri toplayıp, aynı benim ve karımın ölçüldüğü gibi, büyük doku uygunluk kompleksi genlerini tanımlamış. O zamanlarda bu genlerin farelerde eş seçme ve hastalığı yenme konusunda etkili olduğu biliniyordu. Wedekind hipotezini insan genleri üzerinde test etmek istiyordu. Önce erkeklerden oluşan bir grubun iki gece boyunca pamuklu bir tişört giymesini istedi. Ancak sabun, sigara, içki, kokulu yiyecekler ve seksten uzak durmaları gerekiyordu. (Bedenin doğal kokusunun başka kokularla karışmasını istemedi.) Ardından her kadına koklaması için altı adet tişört verdi. Bunların üçü kadınların genlerine benzer özellikleri olan erkeklerin, diğer üçü de daha az benzeyen/ benzemeyen erkeklere aitti. Daha sonra kadınlardan hangi tişörtün kime ait olduğunu bilmeden her birini yoğunluk, memnuniyet ve çekicilik bakımından notlandırmalarını istedi.
Çalışma iki gerçeği ortaya çıkardı
• Kadınlar kendilerinden farklı genlere sahip olan erkeklerin tişörtlerinden daha fazla etkilendi. Büyük ihtimalle o adamlar kimyasal çekime ve sağlıklı çocuk yapma potansiyeline bakıldığında daha uygun eşlerdi.
• Doğum kontrol hapı kullanan kadınlar ters tepki verdi ve kendilerine yakın genetik yapıya sahip olan erkeklerin kokularını tercih etti. (Bu konunun açıklaması için ilerideki sayfaya bakmalısın.)
Birine neden teslim oluruz?
Genlerimiz birine karşı cinsel çekim hissettiğimizde ne kadar önemli bir rol oynar? Tüm bilgileri bir araya toplarsak ortaya şu çıkıyor:
• Fareler, kuşlar ve kertenkeleler tercih ettikleri (MHC) genleri koku yoluyla tespit edebiliyor. (Fakat tüm omurgalılar için söz konusu değil.)
• Normal yumurtlayan kadınlarla yapılan üç çalışma gösteriyor ki, kendilerinden farklı (MHC) genlere sahip adamların kokularını tercih ediyorlar. Ancak bir araştırma farklı sonuçlandı.
• Erkeklerle yapılan iki çalışmada tercihler aynı şekildeyken birinde farklı çıktı.
• Hutterite araştırması evli insanlardaki (MHC) gen farklılıklarının senin şansa birini bulmandan daha yüksek bir ihtimal olduğunu ortaya çıkarıyor.
• Genetik olarak partnerlerine benzeyen kadınlar eşleriyle beraber olmaktan daha az zevk aldığını söylüyor. Dolayısıyla genetik farklılıkları fazla olan kadınlara göre daha çok seks partneri arayışına giriyorlar. Ancak diğer taraftan başka bir çalışma romantik aşkın potansiyel yeni partnerlere ilgiyi saptırdığını gösteriyor. Herhalde genler dışındaki faktörler burada daha ağır basıyor.
Biriyle tanışmak, aşık olmak ve sonuna kadar beraber olmamızda çok fazla faktör devrede olur. Genetik uyumluluk ise böyle bir yemeğin sadece tek malzemesi. The Decline of Males kitabının yazarı ünlü Antropolog Lionel Tiger “fiehirde dolaşırken insanların koltukaltlarını koklayamazsın. O yüzden kişileri daha farklı incelemek durumundasın” diyor. Tiger bazı kadınların öncelikle bir erkeğin ayakkabı ve saatine dikkat edip değerli olup olmadığına baktığını dile getiriyor. Dahası bir mantra haline dönüşen gayrimenkul sorularını eş seçerken hiç eksik etmiyorlar. Tiger, “Bir kadın kendisine göre doğru kokmayan ama başarılı bir ortodontistin yanında oturmaya devam edebiliyor. Hatta henüz hiç kimsenin haberi yokken o Ortodontist Beyin Eşi olmuştur bile” diyor.<p>
Etkileyici faktörün neden sadece genler olmadığı konusunda örnek vermek gerekirse, gen analizi bir kadının cinsel tatminini önceden tahmin edebilse bile ilişkinin sağlayacağı genel tatmin hakkında bir bilgi sunamaz. Profesör Tiger, “Araştırmanın büyüleyici taraflarını inkâr etmiyorum. Ancak gerçek hayatta kadınlar dışarıda rastladıkları uzun boylu, esmer bir yabancının kokusuna hayran kalsa dahi evdeki Bay Asosyal’in yanına dönüyor” diyor.<p>
Oklahoma Üniversitesi’nden Psikoloji Profesörü Joseph Lee Rodgers, “Bizim gibi genler ve davranışlar arasındaki bağlantı üzerine araştırma yapanlar ‘Üreme geni partnerler arasındaki çekimin esas nedenidir’ gibi haber başlıklarına karşı her zaman tetiktedir. Aralarında direkt olmasa bile bir bağlantı olması mümkün. Fakat bunu basit bir neden sonuç ilişkisi gibi düşünemeyiz” diyor. İki kişi arasındaki belirli genetik unsurlar mıknatıs niteliğinde olsa da bu, sonucun büyük bir aşk olacağı anlamına gelmez.
Kısaca Tiger, “Cinsel çekim ve eşleşme stratejileri hakkında henüz ortaya çıkmamış belki de hiçbir zaman anlaşılamayacak faktörlerin olduğu konusunda şüphem yok. Ama bana öyle geliyor ki, çöpçatanlık sitelerinin söylemi tişört deneyi sonuçlarından oldukça fazla” diyor. Bu konuda Wedekind’ın kendisi de aynı fikirde. Genetik uyumluluk sahip olduğu rol açısından önemli ama flört siteleri nasıl ve ne kadar önemli olduğu konusunda net bir bilgiye sahip değil.
Araştırma eğlenceli sonuçlarıyla beraber bir hayli kapsamlıydı. Holzle belgeseli seyrettikten sonra “O anda bunun harika bir flört hizmeti olarak kullanılabileceği aklıma geldi” diyor. Birkaç yıl araştırma yapıp iyice ikna olana kadar kendini geliştirdi. İnsanları genetik uyumlulukları bakımından eşleştirmek (yanında bir de anket yaparak), internetteki diğer arkadaşlık sitelerinde olduğu gibi sadece hobi listelerini ve fotoğraflarını istemekten daha yararlıydı.<p>
Holzle 2007 yılının sonlarına doğru scientificmatch.com’u kurdu. Bilinen çöpçatanlık sitelerine göre çok daha pahalıydı. Holzle, “Her müşteri için elimizdeki nüfusun (karşı cinsin) yüzde 70-80’ini görüntüleyebiliyoruz” diyor. Sitenin diğer özellikleriyle birleştirildiğinde (üyelerin yaşları, medeni halleri ve kişisel test sonuçları gibi) sitesinin gerçek Bay Doğru ve Doğru Kadın’ı bulmak adına şansını arttırmak isteyenlere çok iyi bir servis sunduğunu düşünüyor.<p>
Scientificmatch.com güvenli olduğunu öne sürse de potansiyel müşterilerin DNA bilgilerinin paylaşılması konusunda şüpheleri olabilir. Ama site için önemli olan çok sayıda numunenin ellerinde bulunması. Böylece sistem etkili şekilde ilerleyebilir. Yani karşı cinsten üyeler olmalı ki, araştırma daha kapsamlı hale gelsin. Henüz konsept çok yeni olduğundan bu tam anlamıyla gerçekleşmiş değil.<p>
Holzle’nin müşterileri sadece aşkı arayan insanlardan oluşmuyor. İçseslerini doğrulamak isteyen insanlar tarafından da kullanılıyor. Birçok kadın, “Ben bu adamla beraberim, evlenmeyi düşünüyorum ama önce genetik olarak uyumlu muyuz, onu görmek istiyorum” diyor. Holzle sonuçlar ne çıkarsa çıksın insanların üzülmemeye eğilim gösterdiğini belirtiyor. Mantık olarak insanlar “Belki bu sadece burnun bilebildiği kadarıdır” diye düşünüyor. Ancak sıra kendine geldiğinde Holzle, “Bir kızla beraberdim ve her ikimiz de testi yaptık. Uyumluluğumuz tahmin ettiğimiz gibi son derece kötü çıktı. Kişilik olarak birbirimize son derece uygun olmamıza rağmen kimyasal bir şey yoktu ortada. Testten önce ayrılmayı düşünmüyordum ama sonuçlar geldikten sonra ertelemeden ayrıldık” diyor.<p>
Zürih çıkışlı GenePartner adlı başka bir site de rehber olarak aynı şekilde terli tişört çalışmasını kullanıyor. Hatta bazı çöpçatanlık ve Facebook gibi sosyal ağların oluşturulduğu sitelerle ortak çalışıyor. (Uygulamayı indirdikten sonra belli bir ücret karşılığında DNA testini yaptırıp bir FB GenePartner grubuna bağlanabilir veya kendi grubunu oluşturup eş arayabilirsin.) Bunun dışında sense2love.com ve DNAdatingcoach.com gibi rakip siteler de mevcut. Kurucuları genetik uyumluluktan daha fazlası olduğuna inanıyor.<p>
39 yaşındaki bilgisayar programcısı ve yarı zamanlı komedyenlik yapan Ben, sık sık çeşitli çöpçatanlık sitelerinde geziyormuş ve sonunda GenePartner için DNA analizini yaptırtmış. Kendisi normal online flört sitelerinin tamamen rastgele olduğunu, kağıt üzerinde mükemmel dursa bile tanıştığın zaman o insanla kimyanın tutmadığını söylüyor. “İnsanların gerçekten kim olduklarıyla, profillerinde yansıttıkları arasında hiçbir bağlantı yok. Her şey tamamen tesadüfî görünüyor. Kendi genetik testimi yaptırdığımda ise karşımdaki insanla en azından bir şekilde uyumluluk sağlayabileceğim hissi hoşuma gidiyor. Benim isteğim, tüm süreçte tesadüfleri olabildiğince elimine edebilmek” diyor. GenePartner, hâlâ çok yeni ama Ben için potansiyel adaylar da mevcut.<p>
GenePartner’ın satış mantığı, birçok kadının çocuk yapma isteğinin biyolojik bir olgu olması ve doğru eşi bulabilmek için dışarıda çok fazla zaman harcamak istemiyor olmalarıdır. Sense2love.com’un kurucusu Anju Rupal da bu görüşü eleştirmiyor.<p>
Doğrusu böyle siteler ve DNA testi için söylenen en tahrik edici kanıt, daha sağlıklı çocuk sahibi olma şansının arttırıldığıdır. İnsan olmayan (yarasa, balık, fare, maymun gibi) çeşitli canlılar üzerinde yapılan çalışmalar hayvanların üreme ve çocuklarının sağlığı adına (koku ve görsel ipuçlarına dayanarak) benzer olmayan genleri olan partnerleri, yani en iyi eşi seçebildiğini öne sürüyor. Araştırmalar insan doğurganlığının belli bir dereceye kadar (MHC) genlerinin farklılıkları tarafından belirlendiğini gösteriyor. Hutterites adlı gebelik kontrolünü kabul etmeyen bir dini mezhep ile yapılan çalışmada partnerlerin (MHC) genleri birbirine benzerlik gösterdiği ve hamilelikler arası zamanın uzadığı durumlarda doğurganlık sıkıntılarının veya düşüklerin o kadar fazla yaşandığı ortaya çıkmış. Wedekind, eşlerin (MHC) genlerindeki benzerlikler arttıkça, ilk üç ayda yaşanan ve açıklanamayan düşüklerin de arttığını belirtiyor.
Ancak bütün mesele be kadar basit değil. Çekici kokular artı farklı genler her zaman mutluluk demek değil. Sorgulanan sadece üç gen olsa bile yine de konu karmaşık çünkü özellikle bu genler diğerlerine nazaran kişiden kişiye en çok değişiklik gösterenler. İnsanın tekilliğini herhangi bir yabancınınkiyle birleştirince potansiyel sonuç baş döndürücü şekilde komplike hale gelir.
Başarılı bir eşleşme (veya ilişki) için genlerin önemi tartışmaya açıktır. Etkilendiğimiz insanlara niçin yöneldiğimiz konusunda anlaşılması gereken çok fazla mevzu var. MHC geni ile ilgili sayısız çalışmaya katılan Arizona State Üniversitesi’nden Genetik Bilimci Doktor Philip Hedrick, “MHC’nin insanların eş seçmesini etkileyen 100 faktör arasında olup olmadığı konusunda şüpheliyim” diyor.
Aşk ve hayvandan gelen insan
Hayatlarını bu düşünceye adamış bilim adamları, insanlar arasındaki çekim yasaları hakkında bir şey söylemeye henüz hazır değil. Berlin’de bulunan Leibniz Enstitüsü’nden evrim üzerine çalışmalar yapan Genetik Uzmanı Profesör Simone Sommer, “Kemirgenler ve keseli hayvanlar üzerinde 10 yıldan fazla süredir MHC konusunu çalışıyorum. Doğal seleksiyon koşulları altında yaşayan birçok memeli için sonuçlar aynı çıkıyor” diyor. Yani MHC, hastalıklara bağışıklık ve cinsel çekim adına etkili bir faktör. “Peki ya insanlar?” diye soracak olursak: “Günümüz insanının yaşam haline bakıldığında kültürel kuralların etkileyip şekillendirdiği suni koşullar (ortamlar) söz konusu. Bu da birbirinden uzak farklı insan topluluklarının yaşadığı bölgeler arasında neden aynı sonuçların elde edilemediğini açıklamamıza yardımcı oluyor.”
Çeşitliliğin sınırsız olduğu toplumumuzda kendin için doğru olan kişiyi nasıl ayırt edebilirsin? Bana ve güzel kokan karıma MHC alellerimizden sadece bir tanesinin ortak olduğu söylenildi. Hatta uyumluluğumuz için tebrik edildik. Peki hiçbir ortak alel paylaşmadığım kadınlar için ne denmeli? Onlar daha da mı güzel kokuyor? Cinsel hayatımız daha mı iyi olurdu? (Aynı şey eşim için de geçerli. O zaman onun da mı seks hayatı daha iyi olabilirdi? Neyse bundan bahsetmek istemiyorum.)
Tüm bunlardan ne sonuç çıkartacağımı bilmiyorum. Aslına bakarsak kimse bilmiyor. Herkesin genetik uyumluluk gösterdiği çok sayıda insan mevcut. Ancak sosyoekonomik parametreler de (bazı görsel ipuçları, kol saati, güzel ayakkabılar, boy, yüzün simetrisi, espri yeteneği, ten rengi, çekicilik ve hobiler gibi) bir o kadar önemli. Eğer tüm koşullar buna müsaade ediyorsa sohbete başlamak yerinde olur. Zaten doğru anda kalbinin hızla attığını fark edeceksin.
DOĞUM KONTROL HAPI ÇEKİMİ NASIL BOZAR?
Terli tişört deneyinde neden hap kullanan kadınlar kullanmayanlarla ters reaksiyonlar gösterdi?
Sebebi: Hap kullanan kadınlar kimyasal olarak hamile olduklarından benzer genlere sahip erkek arayışına giriyor. Araştırmacılar seçilen adamların daha çok akrabalarıymış gibi koktuğu ve dolayısıyla bebeğin korunmasına ve yetiştirilmesine yardım edecek tipte olduklarını farz ediyor. Sonuç olarak hap kullanan kadın o an için kendine en uygun erkeği seçtiğini düşünebilir ama bir gün hapı bıraktığında, hamile kaldığında veya ilk annelik zamanlarında artık o adam için daha farklı hissettiğini fark edebilir. The Scent of Desire kitabının yazarı Rachel Herz, evlilik danışmanlarının kendisine söylediği kadarıyla sekse ilgisini kaybetmiş kadınların en büyük şikâyetinin artık kocasının kokusuna dayanamıyor olmasıymış.