Güzellik nedir? Yüzyıllardır genç kalmak ve güzelleşmek için harcanan çaba ve paraların nedeni ne? Gençleşmek ya da yaşlanmayı geciktirmek mümkün mü? İnsanlık tarihinin ilk zamanlarından bu yana ölümsüz gençliğin sırrı çözülmeye çalışılıyor. Herkes gençlik iksirinin keşfedileceği günü sabırsızlıkla bekliyor. Aslında genç kalmanın yolu, sağlıklı beslenme, cildine uygun ürünler kullanma ve huzurlu bir beyne sahip olmaktan geçiyor.
Doğumla ölüm arasında kalan zamanı temsil eden “yaşlanma süreci” önlenemez fakat geciktirilebilir. Peki, nedir cildi bu denli yaşlandıran faktörler? Cinsel hormonlar, kortizon, insülin ve tiroid hormonu düzeyi, beslenme, uyku, stres düzeyi, sigara, alkol, kafein alışkanlıkları ve kilo alış verişi… Bunların hepsi aynaya baktığında içini burkacak o kırışıklıkların oluşumunu hızlandırıyor. Daha önceki sayılarda da defalarca kez belirttiğim gibi; senin uyuduğun anlar aslında cilt yenilenmesi için gereken mekanizmanın etkin olarak çalıştığı süre. Dolayısıyla gününün yedi ile dokuz saatini uykuda geçirmen cildinin kendini gençleştirmesiyle direkt olarak bağlantılı. Ayrıca uzmanlar yatmadan önce hafif müzikler dinlemende fayda olduğunu söylüyor.
Kırışıklığın biyolojisi
Cildi kırışıksız ve gergin tutan onun nem oranı, yani suyu tutma kapasitesidir. “Yeni doğan bir bebek vücudunun yüzde 70’i su iken, yaşlı ya da cildine iyi bakmamış bir kişide bu oran yüzde 58’lere kadar düşebiliyor” diyor Doktor Ender Saraç. Suyu tutmak için ise kolajen ve elastin adı verilen proteinler bulunuyor; bu proteinler cildin altını bir hasır gibi sararak ciltte gerginlik sağlıyor. Fakat yıllar geçtikçe yer çekimi, oksidan maddeler, serbest radikaller, mimik kullanımı, güneş ışınları, stres, kötü beslenme ve genetik faktörlerin etkisi; vitamin, oligoelement, antioksidan eksikliği gibi nedenlerle kolajen ve elastin tabakalarında zayıflamaya sebep oluyor. Bunun sonucunda da nem tutma kapasitesinde azalma ve kırışıklıklar oluşmaya başlıyor.
Nasıl beslenmeli?
Cildin ihtiyaç duyduğu nemi ona vermek altın kural; dolayısıyla bol su içmelisin. Yanı sıra, cildi nemlendiren ve antioksidan etkisi olan ve vücudu arındıran yeşil çay, adaçayı, kuşburnu, mor meyve çayları tüketilmeli ve yeterince protein almalı. Alınan protein, aşırı doymuş yağlı hayvansal bir protein olmamalı elbette (pastırma, sucuk ve çok yağlı peynirler gibi). Zira bu tür besinler ciltte bir süre sonra alerjik reaksiyon ve sivilcelere neden olabilir. “Dolayısıyla yumurta beyazı, balık, tavuk, az yağlı kırmızı et, yağsız süt ürünleri ve bitkisel proteinler (yeşil mercimek, kırmızı mercimek, soya, barbunya fasulyesi, börülce, kuru fasulye) yemeli. Bunu yaparken bol su alınmalı ki böbrekler yorulmasın” diyor Doktor Saraç. Aynı zamanda ıspanaktan pazıya, karalahanadan ebegümecine, semizotundan rokaya, tereden madımağa kadar tüm yeşillikleri bolca tüketmeli. Ender Saraç’ın diğer bir önerisi de şöyle: “Turuncu besin maddelerini tüketmek oldukça önemli. Mandalinadan bal kabağına, turuncu dolmalık biberden kayısıya kadar tüm turuncu besinler, A Vitaminine dönüşen betakarotenler içerir” yönünde. Kırmızı besinler ise likopen deposudur ki domates, acı olmayan kırmızıbiber ve özellikle karpuz tüketimi oldukça önemli. Mevsim meyvelerinden C Vitamini almayı ihmal etme. Cilt için önemli olan bir başka mineral olan çinko takviyesi için de kabak çekirdeği ve deniz ürünlerini diyet içinde bulundurmak gerekiyor. Son olarak, gün içerisinde muhakkak iki şişe maden suyu tüketilmeli. Çünkü bu, cildin ihtiyaç duyduğu su ve mineralleri karşılar.
Antioksidan desteği
Ciddi bir antioksidan deposu olarak bildiğin kahve, esasında kavrulduğunda birçok biyolojik aktif maddenin açığa çıktığı bir tür içecek. Muhtemelen ismini ilk kez duyacağın Kafestol, kahveol ve klorojenik asit denilen bu aktif maddeler, kalp damar hastalıkları, Tip 2 diyabet ve strese bağlı birçok hastalığı tedavi ediyor. Antioksidan özelliği ve kafeinden dolayı da kırışıklıklara bire bir. Kahve içmekten hoşlanmıyor musun? O halde sende kafeinli bir ürün olan Garnier Göz Roll-on’u kullan.<p>
Tatlı severlerin kırışma oranı daha yüksek. Ciltte normal şartlarda şeker bulunuyor. Yapılan şeker takviyesi ise yüzüne o kırışıklıkları armağan ediyor. Vücutta fazladan bulunan şeker kolajen liflerine yapışarak onları sertleştiriyor ve kırılmalarına neden oluyor; tabii bu da kırışıklıklara ve sabitlenen çizgilere… Ender Saraç “Fazla salgılanan insülin yaşlanma mekanizmalarının çalışmasını hızlandırıyor. Şeker ihtiyacını meyvelerden karşılamalısın” diyor. Kısacası şeker tüketimine biraz daha dikkat etmende fayda var.
Anti-aging beslenmek
Süper yiyecekler olarak isimlendirebileceğin ve cildini 25 yaşındaki kadar genç gösterecek besinler doğa tarafından sana sunulmuş. Tek şart, bu besinleri haftada en az dört kez tüketmen. Vücutta kendi kendine sindirilen yoğurt, demir deposu ceviz, böğürtlen, betakarotence zengin bal kabağı, soya fasulyesi, toksin oluşumunu engelleyen brokoli, protein lif ve nişasta deposu bezelye, omega-3 kaynağı somon balığı, antioksidan özellikli bitki çayları, yulaf, likopen deposu domates, C Vitamini kaynağı portakal, 125 gr’ı günlük folik asit ihtiyacını giderecek hindi ve ıspanak bunlardan en sık tüketmen gerekenler.
Daha genç görünmek için
Orta yaşı geçtiysen artık kaz ayakları baş göstermeye başlamış, dudaklarının rengi solmuş dişlerin sararmış ya da bu saydıklarımın olmasına ramak kalmıştır. Bazı konularda dikkatsiz davranmış ve yaşının araladığı kapıdan girmek üzere olduğun belli olmaya başlamıştır. Az sonra daha genç görünmek için kimsenin sahip olmadığı sırlara sahip olacaksın…
Vücuduna biraz ışıltı kat
Önce deniz tuzu ve şeker gibi eriyebilir granüllere sahip bir peelingle ölü derilerinden kurtul. Peelingini uygularken üst kol, kalça ve baldırlarının arkasıyla biraz daha fazla uğraşman gerek. Bu bölgelerde küçük sivilceler şeklinde gözlenen batıklar yani keratosis pilarisler, bu sürtünme işlemi sonrasında vücudunu terk edecek. Aynı durumu yaşamamak için retinol, salisilik asit ya da alfa hidroksi asit içeren bir günlük nemlendiricisi uygula.<p>
Hassas bir cilde sahip olabilirsin. O halde organik ürün kullanımına ne dersin? Son yıllarda her yerde sıkça karşılaştığın “organik” kelimesi artık kozmetik sektöründe de kendini gösteriyor ve bu ürünler cildi kurutan, hassas ciltlerde kızarıklığa neden olduğu bilinen içerikleri daha az bulunduruyor. Bunun yanında günde 1.000 mg omega-3 takviyesi kuru ciltlere hayat verecek; bunu cilde esneklik kazandıran tabakaya canlılık kazandırarak yapar. Bir başka öneri ise sabun kullanımını vücudunun belirli bölgeleriyle sınırlandırman: Yani yüz, koltuk altı, ayak, kasık, kalça bölgeleriyle. Böylece vücudun için faydalı olan yağların sabuna karışıp gitmesini önlemiş olacaksın. Herkesin vücudunda bakım yapmayı unuttuğu bölgeler olabilir. Örneğin bakımı ihmal edilmiş boyun ve göğüs bölgesi yaşını hemen ele verir. Çözüm şu: Yüzüne bakım yapmak için her ne sürüyorsan, aynısını boyun ve göğüs bölgene de uygula (yani gündüzleri antioksidanlı güneş koruyu, geceleri ise retinol içeren nemlendirici). Dirseklerindeki çatlaklarını gidermek için ise düzenli olarak retinol ya da peptid içeren bir nemlendirici kullan.
Her şey yüzünden okunur
Mimik yapmak sevimli görünmeni sağlasa da, zaman geçtikçe yüzüne kazınacaklarını düşünmek oldukça sevimsiz. fiiş gözlerle ya da sarkmış göz kapaklarıyla etkileyici görünemeyeceğin bir gerçek. Gözaltı şişliklerinden kurtulmak düşündüğün kadar zor değil. Yapman gereken; gözaltlarına losyon değil göz kremi uygulamak. Çünkü gözaltındaki yağ bezleri, günlük nemlendiricindeki suyu emer ve şişliğe sebep olur. Bobbi Brown, “Gözlerini daha aydınlık göstermek için üst kirpik dibine bir eyeliner uygula” diyor. Kıvrılmış kirpikler sana daha canlı ve genç bir görünüm kazandıracak. Eğer kirpik kıvırma aletini sıcak bir duş sonrası kullanırsan hem kirpiklerini daha kolay hem de kirpiklerini kırmadan şekillendirirsin.<p>
Yaşlanma ifadesini yok etmenin bir başka yolu da gözaltı morluklarını yok etmek. Retinol içeren bir göz kremiyle gözaltındaki deriyi daha da kalınlaştırabilir ve morlukları görünmez yapabilirsin. Göz çevresi denince akla gelen en ciddi problemlerden biri olan kaz ayaklarını kapatıcıyla ya da pudrayla kamufle etmeye çalıştıkça onlar daha da belirginleşiyor olabilir. İşe nereden başlayacağını bilmelisin. “Önce nemlendirici bir krem uygula. Bu kırışıklıkları daha düzgün gösterecek. Ardından kremsi bir kapatıcıyı parmak ucunla sürdükten sonra mat bir far ile kusursuz görünüm elde edebilirsin. Farın mat olmasına dikkat et çünkü ışıltılı far kırışıklıkları belirginleştirir.”
Saçlarının boyu ve rengi hatta saç rengine uygun makyajın bile seni daha genç göstereceğini bilmelisin. Uzun saçlar seni daha solgun ve yaşlı gösterir. Ayrıca saç telleri uzadıkça güçsüzleşir; omuz hizasında tutmakta fayda var. Tabii dümdüz bir kesimden bahsetmiyorum. Katlı bir kesim saçları daha dolgun ve canlı göstereceğinden çevredekilerin ilgisi kırışıklıklarına değil bakımlı saçlarına yoğunlaşacak.
Yaşlılık belirtilerinin görüldüğü en göz önündeki ve saklanması zor olan yer ise ellerin. Yeterince bakım uygulanmamış, ihmal edilmiş eller seni olduğundan yaşlı gösterir. Yüzüne uyguladığın retinoid, alfa hidroksi, peptid içeren kremleri ellerine de uygulayabilirsin. Bu hem ellerinin bakımını yapar hem de onları güneşin zararlı etkilerine karşı korur. Pembe renklerde mat bir oje dikkati ellerindeki çizgi ve lekelerden uzaklaştırır. Son olarak daha sağlıklı tırnakların olsun istiyorsan muhakkak günde en az 2,5 mg biyotin alman gerekiyor. Zira bu B Vitamini tırnakları daha sağlıklı ve sert bir yapıya kavuşturup kırılganlığını azaltıyor.
ORTA YAŞLILAR İÇİN MAKYAJ SIRLARI
Gözlere yapılmış mükemmel bir makyaj onları ön plana çıkarır ve yüzdeki kırışıklıkları geri plana atar. Çoğu kadın kırışıklıkları fondöten ile gizlemeye çalışmakla hataya düşüyor. Zira cildine uygun olmayan bir fondöten kırışıkları daha da belirginleştiriyor. Bunun yerine renkli nemlendirici kullanabilir, hatta ürünü yalnızca kapatmak istediğin bölgeler için kullanabilirsin. Bobbi Brown, “Ne kadar açık tenli olursan ol, renkli nemlendirici seçerken ten renginden bir ya da iki ton koyu olanı tercih et” diyor.<p>
Pudra alışkanlığı 20’li yaşlarda kaldı. Gençken cilt yağlı cilt tipine yatkındır ve sen tüm yüzüne pudra uygulayabilirsin. Fakat yaş geçtikçe ve cildin eski neminden eser kalmayınca, dolayısıyla kırışıklar peyda olunca pudra bu kırışıkların içerisine yerleşir.
Eyeliner uygulamasını yalnızca göz kapaklarıyla sınırlandırmak önemli. Dış köşeye geldiğinde ucu biraz kıvır ki gözlerini daha çekik gösterebilesin. Işıltılı bir farın sende işe yarayacağı tek yer gözlerinin iç köşesi. Böylece daha aydınlık bir görüntü elde edeceksin.<p>
Yaşlandıkça, dudakların da bir miktar yağ kaybediyor ve soluyor. Dolayısıyla genç görünmek için onları dolgun göstermen şart. Bobbi Brown bu konuda kendi dudak renginden bir ya da iki ton koyu bir renk tercih etmeni öneriyor. Dudak renginin solması dudaklarının olduğundan ince görünmesine neden olur. Bu yüzden süreceğin ruj rengiyle aynı tonlarda bir dudak kalemi ile dudak çerçeveni renklendir. Ardından parlatıcı ya da ruj uygula. Dudak dolgunlaştırıcıların kısa süreli çözüm olduğunu düşünürsen vazelin iyi bir çözüm.<p>
Yazı: Ezgi Tanlak