Partneriniz ve siz birlikte olmaya ve koşmaya bayılıyorsunuz. Peki iş birlikte koşmaya geldiğinde neden çığrından çıkıyor?
“KOŞU ARKADAŞI ASLA GERİDE BIRAKILMAZ” dedim, dişlerimi sıkarak ve nefes nefese.
Peter’in dizlerinin üzerine çöküp bana evlenme teklif etmesinin, iyi günde ve kötü günde (yavaş ve hızlı koşmayı da kapsadığını sanmıştım) yanımda olacağına söz vermesinin üzerinden daha 24 saat bile geçmemişti. Ok gibi fırlayıp çalıların ve taşların üzerinde koşuyor, iyi olup olmadığıma bakmak için kafasını bir kez olsun çevirmiyordu.
Gözlerinde hayret dolu bir ifadeyle, “Ama koşuyoruz. Tüm gücümle devam etmek istiyorum” dedi.
Ben birlikte kaliteli zaman geçirmek isterken, onun derdi antrenman yapmaktı. İlişkimizi ne zaman piste ya da yola taşımaya kalksak, buna benzer anlaşmazlıklar yaşandı. “İyi misin?” diye sorduğumda sinirlendi. O sormadığında ise ben kızdım. Pek çok çiftin zaten bildiği şeyi biz zor yoldan öğrendik: Birbirinizi ve koşmayı seviyor olmanız, birlikte koşmayı seveceğinizin garantisi değil.
ABD’li spor psikoloğu Dr. Michael Gervais, sevgililerin hobi, spor ya da iş yüzünden sürekli bir arada olmasının ortamı gerebileceğini söylüyor. Pek çok çift birlikte koşmaktan mutlu olsa da, kimisi ayrı devam etmekten memnun. İnternet sitemizde yapılan ankete katılanların yüzde 58’i sevgilileriyle birlikte antrenman yapmadıklarını söyledi. Yüzde 26’sı ise yarışmalara birlikte hazırlanıp birlikte katıldıklarını söylediler, ama kendi tempolarında koşarak. Sadece yüzde 6’sı aynı tempoda çalışıp yarıştıklarını ifade etti.
