Funda Özer Baltalı’yı Seferihisar’da yer alan Baltalı Çiftliği’nde ziyaret ettik. Tüm peynirlerini yüzde 100 keçi sütünden üreten Baltalı bize çiftliğini gezdirirken, işin zorluklarını ve önümüzdeki dönemde piyasaya çıkarmayı düşündüğü peynirleri anlattı.
Son zamanlarda market raflarında yer alan pek çok ürünün içeriğini, doğallığını ve besin değerlerini sorgular olduk. Tüketici olarak konuyla ilgili bilinçlendikçe, ürünlerin etiketlerini daha iyi incelemeye ve aslında ne kadar da çok katkı maddesi içeren gıda yediğimizi fark etmeye başladık. Bu durumu pek çoğumuzdan önce fark etmiş olan Funda Baltalı, önce keçi peynirinin nasıl yapılması gerektiği konusunda eğitim aldıktan sonra, Seferihisar’ın Düzce köyünde bulunan 100 dönümlük çiftliğinde aslında erkeklerin bile zorlandığı bir işe soyundu. ‘’Saanen’’ ırkı damızlık keçilerden kaynak oluşturarak, çiftliğin 33 dönümünü bu işe ayırdı.
Funda Baltalı, “Bu yatırım aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi. Çiftliğimdeki süt üretimine göre yöredeki çiftçilere damızlık keçi vererek, onlarla sözleşme yapıp sütlerini alacağım. Böylece çevredeki üreticilerin de geliri artmış olacak” diyor. Keçi peyniri üretimi konusunda uzman danışmanlarıyla hazırladığı, yüzde 100 keçi sütünden beyaz peynir (Seferihisar), armola, labneh ve buche de chevre peynirleri, piyasaya girdiği andan itibaren lezzetleriyle dikkat çekmeye başladı. Baltalı, “İçinde katkı maddesi olmamasından ötürü paketler açıldıktan kısa süre sonra küflenme oluşması kaçınılmazdı. İlk başta tüketicinin tepki göstereceğini biliyordum ama bunu göze almak zorundaydım” diyor. Olması gerekenin bu olduğunu ne çabuk unuttuk? Paketi açıldıktan iki ay sonra bile tadı ve rengi hiç bozulmamış bir peyniri yemek mantıklı mı? Elbette değil. Bütün büyük marketlerde satılan peynirlere, geçtiğimiz Nisan ayından itibaren tulum, lor, taze kaşar ve şişede günlük süt eklendi. Bütün bunlara çok yakında dondurma ve yoğurt da eklenecek.
Normal keçi yerine Saanen cinsi keçi yetiştirerek günlük verimi 1,5 kilodan altı kiloya çıkaran Baltalı sütü en verimli şekilde alabilmek için keçilerin sulama sistemini bile onları strese sokmadan yaptıklarını söylüyor: “Sürekli akan su hayvanı strese sokar. Bizim kurduğumuz sistemle keçi burnunu değdirince su akıyor’.’
Laktoz İntoleransın Varsa
Neden keçi sütünü tercih ettiğini sorduğumuzdaysa, bu sütün içerdiği yağ ve proteinlerin inek sütünden daha ince ve yumuşak olduğunu, daha kolay sindirildiğini ve anne sütüne en yakın süt olduğunu anlatıyor. Keçi sütü, inek sütüne alerjisi ve laktoz intoleransı olan bebekler ve hastalar için büyük önem taşıyor. İçindeki yağ küreciklerinin küçük çaplı olması sebebiyle sindirimi inek sütünden daha kolay. Mide rahatsızlığı olan kişiler için de bu açıdan oldukça yararlı.
İnek sütüne göre daha düşük oranda trans yağ asidi içermesi, süt ürünleri tüketimiyle oluşabilecek kalp hastalıkları riskini en düşük seviyeye çekiyor. İnek sütü ve anne sütüne yakın oranda laktoz içermesine rağmen sindirimi rahat olduğu için, laktoz intoleransı olan kişiler keçi sütünü rahatlıkla içebiliyor.
Bir keçi günde ortalama 2,5 litre süt verirken, bir inekten günde yaklaşık 25 litre süt elde edilebiliyor. Ayrıca hem bakımı daha zor, hem de sağlık sorunları daha fazla olan keçilerin yavru kayıpları da yüksek olduğundan, keçi sütünün üretim masrafı daha fazla. Bu nedenle inek sütüne göre daha yüksek fiyatla satılıyor.
KEÇİ SÜTÜNÜN FAYDALARI
Tercih edip etmemekte kararsızsan, bu sütün özellikleri ve faydaları hakkında derlediğimiz bilgiler sana yardımcı olabilir.
Keçi sütündeki küçük yağ molekülleri ve proteinin oluşturduğu pıhtı daha yumuşak olduğu için, sindirimi inek sütünden daha kolaydır. Proteininin kolay hazmedilmesi nedeniyle bebek beslenmesinde (sulandırılarak verildiğinde anne sütüne inek sütünden daha benzer yapıdadır), hasta ve sakat kimselerin diyetinde özel bir yeri bulunur. Ayrıca yetişkinlerde karaciğer hastalıklarında ayrı bir önem taşır. Keçi sütü hem kolay hazmedildiği, hem de yüksek oranda B1 ve B2 Vitaminleri içerdiği için, stres, sinirsel nedenlerle hazımsızlık ve kabızlık durumlarında faydalı. İlaç kullanımı gerektiren hazım sorunlarında, mide ya da onikiparmak bağırsağının asidik salgılarla tahriş olması sonucu oluşan kronik peptik ülserlerin tedavisinde kolaylık sağlıyor. İçeriğindeki yüksek fosfat, ülkemiz gibi yeterince et ve balık tüketemeyen toplumlarda beslenmeye katkıda bulunuyor. Bazı raporlara göre, astım, alerji, hazım sorunları, cilt hastalıkları, tanımlanamamış virütik apseli vakalar veya iştahsızlık ile beraber geceleri ortaya çıkan öksürük nöbetleri gibi şikâyetlerle gelen birçok hastanın tedavisi ilaçlarla gerçekleştirilememiş ancak keçi sütü ve ürünlerinin kürleri ile hastalara çare bulunmuş.
Yazı: Hande Tokmak
