Çok çalışmaktan ve yorgunluktan dolayı, doktorlar giderek daha fazla hata yapmaya başladı. En fazla risk altında olan kimler peki? Genç kadınlar. Onlar her zaman sağlıklı kabul ediliyor ve hastalık şüphesiyle daha az sorgulanıyorlar. Şimdi doktorunun sana yardım edebilmesi için kendi sağlığını nasıl savunacağını öğren. Hayatın buna bağlı olabilir.
Bir kadın doktorun ofisine doğru yürür. 25 yaşındadır, regl döngüsü düzensizleşmiştir ve şiddetli kramplar yaşamaktadır. Dahası, 18 ay gibi bir sürede yaklaşık 23 kilo almıştır. Doktoru tiroidinden şüphelendiği için testler yapmış ancak sonuçlar normal çıkmıştır. Jinekologları gezer, kan testi yaptırır ama hiçbir şey çıkmaz. Ağrılar için ağrı kesici, reglinin düzene girmesi için de doğum kontrol hapı reçete edilir. İnternetten durumunu araştırmaya başlar. Bir sonraki doktor ziyaretinde ürkek bir şekilde kendi bulduğu teşhisten bahseder: Dünya üzerinde beş milyon genç kadına sıkıntı veren, hormonlara bağlı bir bozukluk olan polikistik over sendromu (PCOS). Doktoru, bundan pek emin olmadığını söyler: “Sen bu hastalık profiline uymuyorsun. PCOS yaşayan biri fazla kilolu olur ve anormal testosteron değerlerine sahiptir, ki sende bu yok. Hatta son zamanlardaki kilo artışından önce gayet zayıf ve sağlıklıydın. Dolayısıyla da ergenlik dönemi sonrası metabolik yavaşlama problemin olabilir. Yakında toparlanırsın.” Ama öyle olmadı. Minnesotalı Alexa Stevenson, sayısız randevu, prosedür ve testlere rağmen geçmek bilmeyen inatçı ağrılar yaşadı. Doğru teşhis, iki yıl sonra bir endokrinolog tarafından konabildi: Kısırlığın en yaygın nedeni olan polikistik over sendromu.
Alexa’nın yaşadığı deneyim şaka değil. Hatta oldukça sık rastlanan bir durum. Institute of Medicine’ın araştırmasına göre, her yıl on binlerce hastaya yanlış teşhis konuyor. Tıptaki hatalar, ölüm nedenleri arasında sekizinci sırada yer alıyor; trafik kazalarının veya meme kanserinin bile üstünde… Alexa’nın başına gelen teşhis hatası onu oldukça yıprattı. Çünkü kullandığı doğum kontrol hapları, testosteron değerlerini düşürdü. Doktoru bu hapları vermeden önce, en başta hormon değerlerini ölçerek bunu anlamalıydı. Ancak Alexa maalesef bir şikâyetinden dolayı doktora gidip, çözümü bir başka doktorda bulabilen yaklaşık 49 milyon (çoğu genç kadın olan) Amerikalıdan sadece biri…
HATALARIN PERDE ARKASI
More Health, Less Care: How to Take Charge of Your Medical Care and Write Your Own Personal Prescription for Lifelong Health kitabının yazarı Doktor Peter J. Weiss, “Birçok kadın için, onu iyi tanıyan bir doktora kendini emanet etme dönemi bitti” diyor. Bugünün iç sıkıcı kliniklerinde ve sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin işi başından aşkın. (Uğraştıkları evrak işlerinden bahsetmiyorum bile.) Bundan dolayı, özellikle de büyük özel hastanelerde çoğunlukla hastaları elden ele gezdiriyorlar. Her seferinde farklı bir doktora muayene olmak da yanlış teşhis riskini arttırıyor. Weiss, hastanın geçmişiyle ilgili bilgiye sahip olmadan şikâyetlerini anlamanın, doktor için de zor olduğunu belirtiyor. Ve eğer 20’li ya da 30’lu yaşlarda bir kadınsan, risk daha da artıyor.
Tuhaf ama genç kadınların sağlıklı olması onların aleyhine bir durum. Doktorlar, güçlü ve fit görünen biriyle karşılaştığı zaman kötü bir hastalıktan daha az şüphe ediyor. Emily Willingham’ın yaşadığı deneyime bakalım: 35 yaşındayken, bitmek bilmeyen mide ağrıları için gastroenteroloğa gittiğinde, önce ilaç verilmiş. Dört yıl sonra başka bir doktor, bağırsaklarında yedi buçuk santimlik bir kanser öncesi polip tespit etmiş. “Gittiğim ilk doktor, genç bir kadın olduğum için kolon problemi yaşamayacağımı düşünmüştü. Ancak herhangi bir tedavi görmeseydim kolon kanserinden ölebilirdim” diyor.
New York’taki Mount Sinai Tıp Okulu’ndan Klinik Asistan Jinekolog Shari Brasner, birçok genç kadının her tür problemi için en önce jinekoloğuna danıştığını ve onun bütün sıkıntılarını anlamasını beklediğini söylüyor. Ancak bir sabah kulağında ağrı ile uyandıysan, görüşülecek doğru kişi jinekolog değildir. Psikiyatrist ve Sağlık Stratejisi Uzmanı Janet Taylor bunu şöyle açıklıyor: “Uzmanlar sadece kendi konusunun uzmanıdır. Vücutta belli bir bölgeye odaklanır. Jinekoloğunla mükemmel bir iletişimin olsa bile, yine de bir pratisyen hekimle görüşmelisin.”
Tabii ki bir sürü farklı doktorla sürekli görüşmek insanı delirtebilir. Zaten bu kadar vaktimiz de yok. Dolayısıyla kendimizi doktorda bulduğumuzda, bir an evvel iyileşip normal hayatımıza dönebilmek için, ilk teşhisi kabul etmeye eğilimli oluruz. Taylor, “Bu düşünce tarzı bazen gerçekten sorun yaratabilir” diyor.
Neyse ki bir çözüm var. Doğru teşhis edilebilme şansını arttırmak ve sonrasında en iyi şekilde tedavi edilebilmek için, tüm bu süreç boyunca sürekli olarak bilgi sahibi olman gerekiyor.
DOKTORUNU AYDINLAT
En cesurlarımız bile, karşısında beyaz önlük giymiş birini gördüğünde itaatkâr bir havaya bürünebilir. Weiss, kadınların özellikle hasta ve savunmasız hissettiğinde soru sormaya çekindiğini belirtiyor. Ayrıca üzerimize kâğıt elbise giymek ve doktorumuza profesyonel adıyla hitap etmek durumundayız. Kaliforniya’daki Vital Sağlık Enstitüsü’nden Doktor Andrew Cook, “Hastalarla doktorlar arasında genelde ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkiye benzer bir durum vardır. Bu tam olarak iki yetişkin iletişimi gibi değildir” diyor. Genç kadınlar ise genelde en çabuk boyun eğen kişiler. Taylor, “Biz doktorumuzun kibar olmasını ve en iyi şekilde bizimle ilgilenmesini istiyoruz. Ayrıca sağlığımız hakkında tüm gerçekleri söylememeye veya bazı ‘özel’ konular hakkında yalan söylemeye de meyilli olabiliyoruz” diyor.
Ancak şöyle bir şey var: Aslında biz kimseyle karşı karşıya değiliz. Kadınlar ve doktorları aynı takımın parçasıdır. Öyleyse neden evde veya iş yerinde olduğumuz kadar dikkatli davranmayalım?
O kâğıt önlüğü giymeye hazırlanmadan önce, bazı karşılaştırmalar yapmalısın. Hastane.com.tr gibi sağlık sitelerinde bulabileceğin yazılardan ve doktor bilgilerinden faydalanabilirsin. Randevu almak istediğin doktor uzunca bir süre doluysa, şimdilik en yakınındaki polikliniğe git. Buradaki doktorlar da sana ilaç yazabilir ve genelde büyük hastanelerde çalışan hekimlerden daha müsait olurlar.
Araştırma yaparken, başka birinin sözlerinin seni alıkoymasına izin verme. Surviving Your Doctors: Why the Medical System Is Dangerous to Your Health and How to Get Through It Alive kitabının yazarı Doktor Richard Klein, “Kibir ve ego, tıp alanında oldukça sık rastlanan problemlerdir. Ancak iyi doktorlar, kafası karışmış hastaları da iyi karşılar” diyor.
Birçok soru sormanın yanı sıra, kendi medikal geçmişini de kayıt altında tutup takip etmelisin. Raporlarını sakla ve görüştüğün her yeni doktora kopyasını ver. Ancak çocukluğundan bugüne tüm kayıtlarını sunsan bile, doktorunun senin hakkındaki her şeyi sindirmiş olmasını bekleme. Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Adam Dickler, bu iş için zaman olmadığını söylüyor. Doktorun sen odaya girdiğinde dosyana bakıyorsa, muhtemelen ilk kez bakıyordur. Dolayısıyla bir tekrar yapmaya hazır ol. Tam bir tekrar. Taylor, “Doktorlar bilgilerine her zaman tamamen bakmaz. Hastalar da kendisi hakkında yeterli bilgi vermez” diyor. (Emily Willingham örneğine bakacak olursak, Emily ilk randevusunda aile geçmişinde bağırsak polipi olduğunu doktoruna söylememişti.) Polikistik over sendromundan muzdarip olan Alexa Stevenson, “House dizisini seyretmiş olan herkes, aile geçmişinin teşhisteki önemini bilir. Ayrıca geçmişini ancak sen bilirsin, bu konudaki gerçek uzman sensin” diyor.
TEŞHİSİNİ İKİ KERE KONTROL ETTİR
Binlerce tıbbi teşhis vardır. Isabel Healthcare’in kurucusu olan Hasta Avukatı Jason Maude, “Ancak çoğu doktor kariyeri boyunca bunların sadece 250 tanesini görür ve birçok hataya açık kapı bırakmış olur” diyor. Doktorlar, bariz olanın en doğrusu olduğu şeklinde eğitim alır ve genelde öyledir de. Ancak bir düzine hastaya teşhis koyduktan sonra kolayca yargıya varma eğiliminde olurlar. Son 10 günde 10 boğaz ağrısı vakası ile karşılaşmış bir doktor düşün. Sen de oraya boğazın şişmiş olarak gittiğinde, doktorun aklına sence ne gelir?
İlk teşhis kritiktir. Semptomlarına isim konduğunda, daha güçlü bir kanıt bulunana ve teoriyi değiştirene kadar bu etiket üzerine yapışır. Mesela Cook, yakın zamanda dayanılmaz kalça kemiği ağrısı olan, 20’li yaşlarda bir hastayla ilgileniyormuş. Gittiği diğer doktorlar, bu ağrının kadının geçmişte yaşadığı taciz nedeniyle ortaya çıkan psikolojik bir durum olduğunu düşünmüş. Cook, “Gerçekte ise endometriyoz (çikolata kisti) nedeniyle ağrı yaşıyordu” diyor.
İnternet üzerinden doktorlarla yapılan görüşmeler ve konan teşhisler de işe yarayabiliyor. Böylece doktorlar, alışık olduğu 250 çeşit vakanın dışına çıkabiliyor. Ancak en iyi araçlara sahip olunsa bile, Weiss tanı koymanın hâlâ tuhaf bir iş olduğunu belirtiyor: “Bir teşhisten yüzde 99 emin olsam da, yüzde bir hata payım olduğunu biliyorum.”
Randevuna gitmeden önce rahatsızlığınla ilgili bütün olasılıkları kapsayan bir araştırma yap (teşhis koy demiyorum, sadece araştır) ve doktoruna bunları anlat. Başka olasılıkları da hatırlat. Örneğin boğazındaki bir ağrı için gittiğinde “Yani benim streptokokal boğaz ağrısı yaşadığımı düşünüyorsunuz, peki bundan başka bir şey olması mümkün mü?” şeklinde bir soru sorabilirsin.
En önemlisi, başka bir doktordan daha randevu almak için tereddüt etme. Birçok Amerikalı ikinci bir görüş alma konusunda çekingen davranıyor. Bu özellikle kadınlar için kötü çünkü yumurtalık kanseri gibi bazı kadın hastalıkları sık sık yanlış teşhis ediliyor. Dickler, zeki bir doktorun başka bir fikir karşısında hiçbir zaman gücenmeyeceğini ve bunu kendine bir tehdit olarak almayacağını belirtiyor; özellikle de bu fikir bir uzmandan alındıysa: “Çoğu kadın, doktorunu rencide etmekten korkar. Ancak ikinci bir görüş almak her hastanın hakkıdır.”
Hâlâ çekingen mi hissediyorsun? Yapacağın en büyük yatırımın, hayatın olduğunu düşünmeye başla. Taylor, “Sağlık için harcadığımız onca paradan sonra, doğru tanıyı öğrenmek hakkımızdır. Herkes ikinci bir görüş almayı kendine borçludur” diyor.
YETKİLİ BİR HASTA OL
Bir kez tanı koyma süreci bittiğinde, genellikle arkamıza yaslanıp ilaçlarımızı almaktan başka bir şey yapmayız. Ancak herkese uyan çözümler genelde tıpta geçerli değildir. Her genç kadın tedaviye farklı reaksiyon verir. Dolayısıyla olası yan etkileri incele ve kendini yakın takibe al. Eğer reçete edilen haplar işe yaramıyorsa, alternatiflerin neler olduğunu öğren. Weiss, “Sağlık ve şifa ile bağlantılı birçok gelenek vardır. Fakat doktorlar sadece bir gelenekten gelir, o da tıp okuludur. O yüzden masaj veya akupunktur gibi seçeneklerden bahsetmek yerine ilaçlara yönelirler” diyor.
Eğer tedavin bittiyse ama hâlâ kendini kötü hissediyorsan, başka bir randevu daha al. Doktoruna hastalığının geçmediğini söylemezsen, o bunu bilemez. Illinois’deki Carle Foundation Hastanesi’nin yöneticisi ve medikal direktörü Doktor Napoleon Knight, “Ben her zaman hastalarıma hastalıkları izlemenin çok önemli olduğunu söylerim. Eğer daha iyiye gitmiyorsan, bunu sağlamak senin sorumluluğundadır” diyor. Unutma ki, tıbbi sorunları çözmek doktorların işi olsa bile, hiç kimse senin sağlığını senin kadar umursayamaz.
* Institute of Medicine’a göre, her yıl 98.000 hasta yanlış teşhis yüzünden ölüyor.
Bunları Görmezden Gelme
Şiddetli Kramplar veya Vajinal Kanama
Eğer reglin normalden daha ağrılı geçtiyse, bunun sadece bir kereye mahsus olduğunu düşünme. Daha ağır kramplara, beklenmedik kanamalara ve zaman kaymalarına dikkat et. Regl döngündeki değişimler çok önemli olmayabilir ama ciddi bir enfeksiyonun, hatta kanserin belirtisi de olabilir. Doktoruna tüm bunlardan bahsetmelisin.
Bulanık Görüş
Kendi kendine migren teşhisi koymadan (ve iş arkadaşından ağrı kesici istemeden) önce, doktorunla konuşmalısın. Sersemlik ve bulanık görüş, kan pıhtılaşması ya da tümör gibi nörolojik bir problemin habercisi olabileceği gibi, MS (multipl skleroz) hastalığının erken belirtisi de olabilir. Bu hastalık genç kadınları erkeklerden daha fazla etkiliyor.
Aşırı Terleme ve Nefes Darlığı
Ürkütücü ama çabucak geçen bir panik atak mı yaşıyorsun acaba? Belki de hayır. Amerikan Kalp Derneği’ne göre genç kadınlar da kalp krizi geçiriyor. (Senede 10 binden fazla vaka yaşanıyor.) Ancak genelde kadınlar kalp krizi belirtilerini görmezden geliyor çünkü bu tip rahatsızlıklar için daha o kadar yaşlı olmadığını düşünüyor.
Geçmeyen Vajinal Kaşıntı
Eğer mantar enfeksiyonun hiç durmuyorsa, aldığın ilaçlar işe yaramıyor (hatta belki de zarar veriyor) demektir. Bunun nedeni belki de mantar enfeksiyonu gibi bir sıkıntının zaten olmamasıdır. Jinekoloğunla hemen görüşüp bakteriyel vajinozis ve cinsel yolla bulaşan hastalık testleri yaptırmalısın.
Mide Şişkinliği
Kabızsın ve karnın mı şişti? Bu sürekli oluyorsa, “Daha iyi beslenmeliyim” demeyi bırak ve hemen bir doktora git. Kronik karın rahatsızlığının, laktoz intoleransı gibi kolay tedavisi olan bir nedeni olabilir. Ama kronik ve iltihabi bir bağırsak rahatsızlığı olan Crohn hastalığı veya yumurtalık tümörü gibi daha vahim bir durum da söz konusu olabilir.
En Sık Karşılaşılan 5 Tanı
HORMON DENGESİZLİĞİ
Tiroit neredeyse her sekiz kadından birinde mevcut. Ama depresyonla karıştırılabiliyor; PCOS’da olduğu gibi. Her ikisinde de rastlanan ruh hâli değişimleri ve kilo alımı genelde yanlış yorumlanıyor. Doktorlar da bazen hastalarına en çok ne zaman rahatsızlık yaşadığını sormuyor ve hormonlar konusunda önemli ipuçlarını gözden kaçırıyor.
YUMURTALIK KANSERİ
Pap testleri, rahim ağzı kanserinin erken teşhisi için yapılır. Ancak yumurtalık kanseri testi henüz geliştirilme aşamasında. Şişkinlik gibi semptomları nedeniyle, doktorlar bu hastalığa mide ile bağlantılı teşhisler koyabiliyor. Vakaların yaklaşık yüzde 50’si, hastalık ilerledikten sonra teşhis edilebiliyor.
OTOİMMÜN HASTALIKLAR
Fazla strese bağlı gelişen lupus ve fibromiyalji gibi hastalıklara, erkeklere nazaran kadınlarda daha çok rastlanır. Yorgunluk ve ağrıyan kemikler, anksiyete veya depresyonun da göstergesi olabildiği için, otoimmün (kendi bağışıklık sisteminden kaynaklanan) hastalığı olan kişiler yanlış yönlendirilebilir.
KALP HASTALIKLARI
Her yıl 45 yaşın altında yaklaşık 25.000 kadın kalp rahatsızlığı yüzünden hayatını kaybediyor. Buna rağmen birçok doktor, koroner kalp hastalıklarının erkeklere özgü olduğunu düşünüyor. Kalp hastalığı sinyallerini (hızlı atan kalp, nefes almada güçlük ve göğüste sıkışma gibi), reflü ya da anksiyete belirtisi olarak görüyorlar.
ENDOMETRİYOZ
Hastalığın doğru teşhisi için ortalama bir hasta yedi sene bekliyor. Şiddetli kramplara ve kısırlığa yol açabilen hastalık, çoğu kez sadece regl düzensizliği şeklinde açıklanıyor. Tam olarak anlamak için yapılacak tek şey operasyon olduğundan, birçok doktor öncelikle görünen problemi tedavi etmeye çalışır. Ve gerçeği genelde tesadüfen (örneğin sezaryende) fark ederler.
Kontrollerini İhmal Etme
1/ Bir liste hazırla. Tüm semptomlarını, sorularını ve kullandığın ilaçları yaz. Böylece Doktor Napoleon Knight’ın dediği gibi, tam görüşme bittiği sırada “Pardon, şunu söylemeyi unuttum…” demezsin.
2/ Tüm gerçeği anlat. Uyuşturucu ve seks gibi konularda tamamen dürüst olmak çok önemlidir. Doktor Janet Taylor, “Doktorun orada seni tedavi etmek için var, yargılamak için değil. Eğer duydukları ona tuhaf geliyorsa, o kişi senin doktorun olmamalı” diyor.
3/ Tercüme ettir. Doktor Richard Klein, “Doktorlar bazen kendi jargonuyla konuştuğunu fark etmez” diyor. Eğer onun söyledikleri sana hiçbir anlam ifade etmiyorsa, bu düşünceni söyle. Daha yavaş anlatmasını istemeli, senin bu konuları bilmediğini belirtmelisin.
4/ Not al. Birçok yeni bilgiyi bir anda anlamak zor gelebilir; özellikle elindeki sonuçlar üzücüyse. Doktorun söylediği sebepleri, süreci ve tedaviyi bir kenara not al. Eve gittiğinde bu kâğıdı saklayıp, hastalığını izlemede kullanabilirsin.
5/ Test opsiyonlarını bil. Bütün medikal testler aynı değildir: Bazılarının şöhreti kötüyken, bazıları da anlaşılması güç sonuçlar verir. Yaptırdığın her testin, negatif veya pozitif yönde hatalı sonuç verebilme olasılığını öğrenmelisin.
6/ Takip et. Doktorundan hiçbir şey duymadın diye tüm test sonuçlarının iyi olduğunu düşünme. Klein, “Bazen test örnekleri yanlış etiketlenebiliyor, hatta kaybolabiliyor” diyor. Test yapılan merkezi arayıp değerlerini kendin öğrenebilirsin.
Derleyen: Tuğçe Tekmen Fotoğraflar: Craig Cutler