30 Dakikalık Koşuda Bedeninizde Olanlar

Biraz terlemek için dışarıya adım attığınız her seferde, hücreleriniz size zihinsel ve fiziksel faydalar sağlayan zincirleme bir reaksiyon oluşturur.

İlk birkaç saniyede

Kaslar, bedeninizin yiyeceklerden aldığı ATP denilen enerji moleküllerini (adenozin trifosfat) kullanmaya başlar.

Hissettiğiniz enerjinin nedeni de şu: ATP, başka bir güçlü molekül olan adenozin difosfata (ADP) dönüşür. Geri dönüşüm uzmanı olan kas hücreleri, siz harekete geçtikten hemen sonra ADP’yi tekrar ATP’ye çevirir.

İlk 90 saniyede

Daha fazla ATP’nin serbest kalması için hücreler, glikozun kaslarda depolanan bir formu olan glikojeni parçalamaya başlar. Hücreler glikozu doğrudan kanınızdan da çekebilir. (Egzersizin yüksek kan şekeriyle mücadele edebilmesinin nedeni bu).

Vücudunuz, bu fazla glikozu hızlıca emer ve kaslarından laktik asit salgılanır. (Tipik bir egzersiz terimi olan “yanmayı hisset” bunu anlatır.) Laktik asit, beyninize o sırada fiziksel gerilim yaşadığınızın sinyalini gönderir.

İlerleyen birkaç dakikada

Kalbiniz daha hızlı atmaya başlar, kan akışı kaslarınıza yönlendirilir ve o anda sindirim gibi ihtiyacınız olmayan fonksiyonlar geri plana itilir.

Uzun adımlarla koşarken, vücudunuzun büyük kas grupları olan gluteus maximus (kalçandaki en büyük kas), bacak ve karın kaslarınız sıkı çalışır. Bunlar düz durmanıza, adımlarınızı kontrol etmeye ve ayağınızı yerden kaldırdığınızda kalça ekleminizin esnemesine yardımcı olur.

Yağ olarak depolanmış olanlar dâhil olmak üzere, kalori yakmaya başlarsınız. (Genel olarak koşucular bir buçuk kilometrede 100 kalori yakar.)

Tüm bu yanan glikojen ve oksijen, vücut sıcaklığınızı yükseltir. Soğumanız için dolaşım sistemin kan akışını yüzünüze yönlendirir, bu da cildinize sağlıklı bir pembelik verir. Ter bezleriniz, sizi aşırı ısınmadan korumak için çalışmaya başlar ve terlersiniz.

10 dakika içinde

Kondisyonunuz iyiyse, kaslarının ATP ihtiyacı yeterince karşılanır ve vücudunuz etkili bir biçimde oksijen alıp verir. Yağ ve glikoz yakar, kendinizi daha güçlü hissedersiniz.

Ama tam tersine çok yorulduysanız ve koşmayı bırakmak istiyorsanız, kaslarınızın talep ettiği ATP karşılanamıyor demektir. Bu durumda oksijeni yeterince hızlı alamaz veya kullanamazsınız. Sonuçta laktik asit vücudunuza karışmaya başlar. Böyle olduğu zaman, egzersizin her dakikası size işkence gibi gelmeye başlayabilir.

30 dakika sonra

İşte koşuyu tamamladınız! Yürümeye başladığınızda enerji ihtiyacınız azalır ve nefesiniz yavaş yavaş normale döner.

Kendinizi enerjiyle dolmuş hissedersiniz. Beyninizde ruh hâlinizi düzelten hormon olan dopamin tetiklenir. Egzersizin bu etkisi o kadar harikadır ki, çikolata krizlerini bile azaltır. (Ama hâlâ tatlı bir şeyler yemek istiyorsanız, endişelenmeyin. Glikojen stoklarınızda biraz boşluk oluşmuştur; yani aldığınız ekstra kalorilerin yağa dönüşme ihtimali daha düşüktür.)

 

 

 

BENZER YAZILAR