ÖZGEÇMİŞİNDE NELER GİZLİ?

Online hayatını herkesin gözü önünde yaşarken, konu kariyerin olduğunda durup bir düşünmende fayda var: Eğer müstakbel patronun Facebook profiline bakacak olsaydı neler görürdü?

Tam şu anda, sen bu yazıyı okurken belki de biri internette senin ismini aratıyor. Ve bu kişinin eski sevgilin ya da hiç hoşlanmadığın eski bir okul arkadaşın olması ihtimalinden çok daha korkunç olasılıklar var.

Gelecekteki (ya da şu anki) patronunun internetteki profiline bakıyor olma olasılığı her geçen gün artıyor. Amaç belli: Öz geçmişinde yazmadığın detayları ve özenle sakladığın bazı gerçekleri öğrenmek istiyorlar. İnsan kaynakları yöneticileriyle yapılmış olan bir Microsoft anketinde, şirketlerin kendilerine uygun olan adayların yüzde 70’ini, internette görülen ve hoş olmayan bir şey yüzünden reddettiği ortaya çıkmış. Kişilerin geçmişini araştıran Social Intelligence şirketi, işverenlerin isteği üzerine adayların internetteki geçmişini yedi yıl öncesine kadar araştırabiliyor. Düşündürücü, değil mi? İşte bu nedenle, internette senin hakkında bulunabilecek materyallerin sayısını azaltmanda büyük fayda var. Diğer insanların yaptığı hatalardan da ders almak gerekiyor elbette. Bu yazıyı oku ve bütün testlerden geçmeyi başar.

İmajını Parlat

“Bu aptalca işe ihtiyacım var mı gerçekten merak ediyorum. Şu hâlime bir bakın!”

—Fotoğraf altına eklenmiş Facebook durum güncellemesi

>Potansiyel bir işverenin durumu anlaması için biraz daha detaya ihtiyacı olabilir ama şu yazdıkların bile senin hakkında bazı ipuçları veriyor. İşte bu nedenle internette senin isminin eklendiği her şeyi gözden geçirmelisin. Buna eski MySpace sayfan, geçmiş Facebook durumların, Flickr gibi sitelerdeki fotoğrafların da dâhil. Uygun olmayan her şeyi sil.

Daha derine in: Social Intelligence’ın ortaya çıkarttığı olumsuz bilgilerin üçte ikisi, blog yorumları ve Yahoo grupları gibi kaynaklardan geliyor. Bazılarının (sarhoşken yazdığın birkaç e-posta, yüksek perdeden söylediğin politik sözler) çok da önemli olmadığı düşünülebilir. Ancak Millennial Branding’in Yönetim Partneri ve Me 2.0 kitabının yazarı Dan Schawbel, bazı şeylerin o kadar da önemsiz olmayabileceğini söylüyor. Örneğin bir zamanlar espri olsun diye komik bir e-posta adresi aldıysan, ondan bir an önce kurtulmalısın. Gerçek ismini içermeyen e-posta adresleri ciddiyetsiz görünmene sebep olur.

Temizlemen gereken başka şeyler de var: Yaptığın gevezelikler ve şikâyetler gibi. PricewaterhouseCoopers’ın İşe Alma Sorumlusu Holly Paul, “Bloglar, olumsuz veya eleştirel yazılar içerebilir; bunlar da işverenlerin keyfini kaçırmaya yeter. Bizim coşkulu ve hevesli takım arkadaşlarına ihtiyacımız var” diyor.

Social Networking for Career Success kitabının yazarı Mriam Salpeter ise, internetteki yazılarının ön plana çıkartmaya çalıştığın özelliklerini yansıttığından emin olmanı öneriyor. Örneğin aradığın iş finans yöneticiliği ise, bir patronun görmek isteyeceği son şey “Kredi kartımın limitini doldurdum!” gibi bir cümle olur.

Özel Düşüncelerini Gizle

“Çinlilerin bu şeyi nasıl yiyebildiğini aklım almıyor.”

—Bir stajyerin öğle yemeği fotoğrafının altına iliştirdiği not (ve o sırada Asya bağlantıları olan bir şirkete iş başvurusu yapmış durumda)

Rastgele ettiğin laflar, iş hayatını dolambaçlı yollara sokabilir. Yukarıdaki örnekte, stajyer muhtemelen komik olduğunu düşünüyordu ve o sırada belki de bahsettiği yemeği müstakbel patronu yiyordu.

Sakla: Facebook ya da Twitter’da yazdığın her şeyin, çoğu zaman herkes tarafından okunabilir olduğunu unutma. En azından, hiç de onu hedeflemediğin hâlde birine dokunabileceğini göz önünde bulundur. Üstelik, gizlilik ayarlarını yapmış olsan bile, gözden kaçırdığın bazı noktalar olabilir.

Yine de meraklı gözlere engel olmak için elinden geleni yapmalısın. Facebook artık cep telefonundan girdiğin yazıların kimler tarafından görüleceğini kontrol edebilmene izin veriyor. Aynı şekilde bilgisayarından da bunu yapabiliyorsun. Bulunduğun yerin insanlar tarafından görülmesine izin veren uygulamayı kaldırma şansın da var. Bunun dışında, gittiğin yalnızlar partisinin fotoğraflarında etiketlenmemek için ayarlarını değiştirebilirsin. Böylece seni etiketlemek isteyen kişi, önce iznini almak zorunda kalacaktır. (Facebook’a girip gizlilik seçeneklerini iyice incelemeni öneririm.)

Ayrıca, bir sosyal siteden ayrılmaya karar verirsen, hesabını silmelisin. Eğer sadece pasif yaparsan, site senin girdiğin bütün bilgileri saklamaya devam edebilir (ve kullanabilir).

İnternet Senin Hakkında Neler Diyor?

“Ofis partisinde Selda’yı gören oldu mu? Bu kız içkiyi kesinlikle bırakmalı!”

—İş arkadaşının yazdığı tweet

Tabii ki sen de Google’da ya da Twitter’da ismini düzenli olarak aratabilir ve neler olup bittiğini takip edebilirsin. Ama bu yetmez. Reputation.com gibi bazı siteler bu anlamda güvenliğini sağlayabiliyor ama maliyeti yılda yaklaşık 100 $. Daha ucuz bir fikir istersen: Kendi adına bir Google Alert ayarla. Böylece ne zaman bir blogda ya da haberde ismin geçse, hemen bu konuda bir e-posta alırsın. SocialMention.com ya da TweetBeep.com’dan da benzer bir ayar yapabilirsin. Ayrıca (kendi iyiliğin için), hakkında çıkan son bilgiler olumsuzsa hemen yeni (olumlu) bilgiler ekle. Schawbel, “İşverenler ismini Google’da aradığı zaman ilk üç sayfadan ötesine genelde gitmez. İlk sayfa en önemlisidir. Bu nedenle insanların seninle ilgili gördüğü ilk şey, tam da görmelerini istediğin şey olmalı” diyor.

Bunu nasıl yaparsın: Hemen kendine bir web sitesi ya da blog aç. Burada gerçek adını kullanarak yazılar yaz, sonra bunları Facebook ve Twitter’a da yönlendir. Web sitenden de çeşitli linkler verebilirsin. Böylece senin hakkındaki olumlu bilgiler en üst sıralarda görülecektir.

İNTERNET DESTEĞİ

İnterneti daha iyi ilişkiler kurmak için kullan.

> Bir anket çalışmasında, işverenlerin yüzde 89’unun bu yıl LinkedIn gibi sosyal siteler yoluyla eleman aramayı düşündüğü ortaya çıkmış. Böyle bir siteye üyeysen, profilinde sadece çalıştığın şirketler değil, daha fazlası da olmalı. Sahip olduğun özel yeteneklerden bahsedebilirsin (örneğin Çince konuşabildiğin gibi). Yayımlanmış olan makalelerinden söz etmende de fayda var. Online profilin, klasik bir öz geçmişten daha fazla bilgiyi kaldırabilir. Ancak yine de nasıl bir imaj çizdiğin konusunda uyanık olmalısın. > Bir başka ipucu da Twitter için: Kişisel İmaj Uzmanı Dan Schwabel, “Tweet’lerinin profesyonel çizgide olmasına özen göster” diyor. Gelecekteki olası iş imkânları için şirket hesaplarını takip edebilir ve onlardan bahseden tweet’ler atabilirsin. Bu şekilde bir beyin avcısının dikkatini çekmen olasılıklar dâhilinde. Yaptığın işlerden ve düşüncelerinden bahsetmen (iş arıyor olmasan bile), senin mesleğini ne kadar önemsediğini gösterir. Bu da bir patronun hemen ilgisini çeker. Dilersen iki ayrı Twitter hesabı aç: Birini kişisel şeyler için kullan, diğerinde profesyonel çizgini koru.

Derleyen: Sibel Yeşilçay

BENZER YAZILAR