WOMEN’S HEALTH KADINI

Lea Michele, televizyonun en çok tutulan dizilerinden biri olan Glee’de ünlü olma hayalleri kuran hırslı ve romantik bir kızı canlandırıyor. Gerçek hayatındaysa bu büyük hayalini ve daha fazlasını gerçekleştirdi bile.
En enerjik Los Angeleslılar’ın bile ‘ertele’ düğmesine basıp tekrar yorganın altına gömüldüğü türden bir sabah. Ancak bu, Lea Michelle için geçerli değil.1,60 boyundaki aktris, uzun siyah saçlarını sıkıca atkuyruğu yapmış ve siyah diz boyu eşofman altı ve takımını tamamlayan fermuarlı bir üst giymiş. Emniyet kemerine bağlı şekilde, çıkıntılı dik yapılarla dolu kapalı bir harikalar diyarı olan Rockcreation’daki 730 metrelik tırmanış duvarına tırmanmaya hazırlanıyor. Zorlu bir tırmanış ama Lea, kol ve bacak kaslarını deli gibi çalıştırıp adım adım kendini yukarı çekerek kolaylıkla tepeye çıkmayı başarıyor. Ayakları yere bastığında hevesle “Eğlenceliydi” diyor. “Haydi, daha zorlu bir duvar deneyelim şimdi de!”

Belli ki Lea için manzara yükseklerden daha güzel. Bir müzikal drama olan Glee, okudukları lisenin sevimli ve uyumsuz müzik âşıklarından oluşan bir müzik kulübünü konu alıyor. Manhattan, Tenafly, New Jersey’de büyüyen 23 yaşındaki aktris başarıya ulaşmaya alışkın. Eğer Hollywood bir lise olsaydı, Glee’nin delicesine yetenekli ekibi daimi olarak havalı çocukların oturduğu masada olurdu. Kendisini grubun lideri ilan eden Rachel Berry’i oynayan Lea ise en önde ve merkezde yer alırdı.Dizi, gösterime girdikten bir süre sonra eleştirmenlerin gözdesi oldu ve kendine ciddi bir hayran kitlesi edindi. Hayranları kendilerine ‘Gleek’ler’ diyor. People’s Choise Awards, Screen Actors Guild Awards (Sinema Oyuncuları Derneği Ödülleri) ve Altın Küre ödüllerinden çoğunu topladı. Geçen Nisan ayında dizinin oyuncuları Beyaz Saray’da düzenlenen Paskalya Pazarı’nda şarkı söyledi ve hatta Oprah Şov’da bile çıktı. Bir de birinci sınıf aktörlerle yolları kesişti. ‘Erkek arkadaşımla yemeğe çıkmıştım, Penélope Cruz ve Javier Bardem bizim girdiğimiz restorandan çıkıyordu’ diyor Lea. Penélope bana ‘Sen o musun? Bütün bu ödül törenlerinde karşılaştığım kız sen misin?’ diye sordu.

İnanmaya devam et

Hayatının son aylarının baş döndürücü olduğu kesin ve Lea da kendini biraz bitkin hissediyor. ‘Kendime zaman ayırmaya ihtiyacım var” diyor. ‘Dinlenmeyi unutmamam gerekiyor çünkü doğuştan gelen bir enerjim var ve bunu tüketmek istemiyorum.’

Buna imkân yok. Gerçek şu ki, Glee’deki karakteri gibi Lea da her zaman tuttuğunu koparan biri olmuş. Sekiz yaşında erken olgunlaşan bir kız olarak Broadway’deki Sefiller için yapılan denemelere bir arkadaşıyla gitmek için ailesinden izin istemesiyle oyunculuk hayatı başlamış. O gün Lea’nın annesi, “Sen şarkı söylemeyi bilmiyorsun bile” demiş olmasına rağmen, Lea gitmiş ve tatlı küçük Cosette rolünü kapmış.Onun ardından ‘Fiddler On The Roof’ ve ‘Ragtime’da rol almış ama esas çıkışını 2007’de Tony ödülü alan ‘Spring Awakening’ adlı müzikalde cinsel masumiyeti ve trajikliğiyle Wendla karakterini canlandırdığında yakaladı. Lea’nın en yakın arkadaşı ve “ruh eşi” olan Jonathan Groff’la (Glee’deki yeni aşkı) birlikte çalıştığı oyundaki cesaret isteyen rolü ateşli sahneler içeriyor.

Kışkırtıcı performansını izleyen tiyatro seyircilerinden biri de Glee’nin yaratıcısı ve yapımcısı olan Ryan Murphy’di ve onu Rachel rolü için denemelere çağırdı. Denemelere giderken Lea, Hollywood stüdyoları civarında bir araba kazası geçirdi. (Hem de kiralık bir arabada!) Sadece birkaç dakikası kalan Lea, arabayı bir ses stüdyosuna iterken Fox’un güvenlik görevlilerine parçalanan arabaya göz kulak olmaları için yalvarmış.

Çoğu insan bir arabayı çarptıktan sonra şarkı söyleyemeyecek kadar huzursuz olur ama Lea denemelerde başarılı oldu, rolü kaptı ve batıya taşındı. Lea, “Los Angeles bana iyi davrandı” diyor ama hemen ardından ‘New York ise benim karakterim’ diye ekliyor. Çekim olmadığında yaşamak için geldiği yer hep New York oluyor. ‘New York’taki arkadaş grubumu oluşturmam çok zaman aldı. Ayrıca tüm aile üyelerim New York’a 30 dakika uzaklıkta oturuyor.’ Kalbinin doğu yakasına ait olmasının sebeplerinden biri de adını saklamayı tercih ettiği erkek arkadaşının orada yaşıyor olması.

Bana güven

Neyse ki Lea ve dizinin diğer oyuncuları arasında sağlam bir bağ kurulmuş. Lea’nın tiyatrodan eski bir arkadaşı olan ve şimdi dizinin Glee kulübü öğretmenini oynayan Matthew Morrison, Lea için: ‘Glee bir aile ve Lea da anne figürü’ diyor. ‘O korkusuz bir lider.’ Ama korkusuz liderlerin bile kırılgan olduğu anlar vardır. ‘Avustralya’da yaptığımız bir etkinlikte hayranlar bizi sıkıştırdı’ diyor Morrison. Lea, duygu patlaması yaşadı ve birden ağlamaya başladı. O an ona fazla geldi ve gitmek zorunda kaldı. Hepimiz etkilendik ama gençlerin en çok özdeşleştiği o olduğu için tüm dikkatler onun üzerindeydi.Lea’nın çekici olmasının sebeplerinden biri de kolaylıkla fark edilen güzelliği. Yarı İtalyan yarı Yahudi olan Lea, hem büyük hem de küçük ekranı ele geçiren cılız sarışınlardan sonra adeta taze bir nefes gibi. Her ne kadar lisesinde burnundan estetik ameliyat olmayan tek kız oluşuyla övünse de mükemmel görünme baskısına karşı pek de duyarsız sayılmaz. ‘Kendimi seviyorum, görünüşümü ve vücudumu da. Ama burada bazen elimde olmadan kendime olan güvenimi kaybedebiliyorum. İnsanın kafası bazen karışabiliyor’ diyor.

Hadi fizikselleşelim

Yine de Lea belli bir bedene düşmek için çabalamaktansa sağlıklı olmaya çalışıyor. Formunu dairesinden arabayla 15 dakika uzaklıktaki göz alıcı Runyon Canyon’da patika yürüyüşü yaparak ve Sağlık Danışmanı Devon Butler’la egzersiz yaparak koruyor. Onu formda tutan bir diğer şeyse çoğunlukla gösterişli dans rutinleri içeren, oldukça fazla fiziksellik gerektiren ve çalışma saatleri günde 14–16 saate çıkabilen bir dizide rol alması. Bir de son zamanlarda organik ve vejetaryen yiyeceklere bağımlı hale gelmiş. Onun için bunun bel ölçüsünden çok sağlığına olan etkisi önemli. (Lea’nın yemek ve egzersiz konusundaki tavsiyelerini aşağıda görebilirsin.)Örneğin sabahki tırmanma seansından sonra, ‘Le Pain Quotidien’e gidip çırpılmış Tofu ile portakal suyu ısmarlıyor ve tutkulu bir şekilde öncelikle vejetaryen diyetine olan bağlılığından bahsetmeye başlıyor. “Benim için cennet evde bir peynir tabağı ve şarap eşliğinde rahatlamaktı” diyor. Sonra New York Times en çok satanlar listesine giren diyet kitabı Skinny Bitch’i okumuş. “Kitap, yüzüme bir tokat gibi çarptı.” Hayvan sever biri olarak et yeme konusunda hep sıkıntı çeken Lea özellikle çiftlik üretimi konusunda öğrendiği bilgiler yüzünden süt ürünlerinden de vazgeçme kararı almış. “Tahmin edersiniz ki İtalyan bir aileden geldiğim için beni anlamakta zorluk çektiler ama kararıma saygı duydular.” Hâlâ balık yiyor ama yine de üzülüyor; “Kendimi kötü hissediyorum çünkü balıklar da hayvan” diyor.

Brunch bittiğinde, tekrar gösterişli siyah BMW’sine biniyor. Arabasının arkasına yapıştırdığı etikette “Hadi Ponpon Kızlar!” yazıyor. (Bu da Glee’deki ponpon kızlar takımına bir gönderme.) Sonra arabası Batı Hollywood sokaklarında yol almaya başlıyor. Ülke çapındaki Glee turundan bahsediyor. Bu tur sırasında Glee oyuncuları diziden şarkıları seslendirecek ve ikinci sezonun yeni bölümleri çekilecek. Yapılacak çok şey var ve Lea bu gerçeği yavaş yavaş fark ediyor.
‘Dün gece eve geldim ve ‘Aman Tanrım, nasıl ayakta kalacağım?’ dedim kendi kendine ama bu sabah gayet enerjik ve iyi uyandım.’ Bu gerçekten de şaşırtıcı değil. Lea’nın önüne bir duvar çıktığında, sadece onu tırmanmanın bir yolunu buluyor…
Vücuduna iyi gelen 6 değişiklik!
Lea daha fazla enerji istediği için Sağlık Danışmanı Devon Butler’la çalışmaya başladı. Böylece daha seksi bir vücuda sahip oldu. İşte, bazı ipuçları:Sadece ‘Om’ de.
Butler, ‘Kırmızı halı döneminde oldukça çok yoga yaparız’ diyor. Lea, özellikle daha iyi bir esneklik ve stresten arınmak için ısıtılan bir stüdyoda yapılan duruş ve nefes alma egzersizlerinden oluşan Bikram’ı seviyor.

Hızını değiştir.
 Lea ve Butler egzersiz programına kısa süreli kardiyo çalışmaları ekliyor. Hız trenindeymişsin gibi düşün. Sürekli yukarı çıktıktan sonra aniden düşmek ve sonra aynı seviyede kalmak daha fazla enerji gerektirir. Bu şekilde daha fazla şeker yakarsın. Örneğin, Lea dört dakikanın üçünde hızlı ve 10 derece eğimle yürüyor.

Etrafa fırlat. 
Lea kapsamlı bir egzersiz yapmak için vakti olmadığında bir jimnastik topuyla egzersiz yapıyor. İki kiloluk bir topu göğsünde tutup çömeliyor ve kalkarken topu bana fırlatıyor. Ben 4 metre ötede duruyorum. Bu onun için uzun bir mesafe. Bunu üç set 20’şer kez tekrarlıyor.
 Sağlıklı beslenmek usandırıcı olmak zorunda değil. Örneğin, kahvaltıda Lea soya sütüyle yulaf ezmesi ya da çırpılmış tofu yiyor. ‘Salsa sosu ve bir parça da avokado ekliyorum’ diyor.

Kahveyi azalt.
Eski bir kahve bağımlısı olan Lea itiraf ediyor: Detoks yaptım ve çok zorlandım. Şimdi sabahları kendine bir fincan için izin veriyor. Sonrasında tekrar ihtiyaç duyduğundaysa bir Güney Amerika ağacının yapraklarından elde edilen bitkisel bir içecek olan yerba maté’i tercih ediyor.
Sağlıklı atıştır.
 ‘Atıştırdığım zaman meyve, havuç, kereviz ve nohut yiyorum. Fındık sevmediğim için proteini tofu ve siyah fasulyeden alıyorum’ diyor.
Yazı: Lori Majewski /Derleyen: Hande Tokmak

BENZER YAZILAR