Kırmızı Et Düşman Değil, Dost

Lezzetli bir bifteği beraberinde getirdiği sağlık problemleriyle değil, sadece faydalarıyla yemek mümkün. Aksini düşünenler şöyle buyursun. 

Untitled-2

En temel protein kaynaklarımızdan biri olan kırmızı etin üzerinde dolaşan şüphe bulutlarını dağıtmak için toplanmış bulunuyoruz. Gelin, sağlığa zararlı olduğunu öne süren bazı mitleri mercek altına alalım.

Kırmızı et, içerdiği kaliteli proteinler sayesinde açlığı önler ve kas gelişimini destekler. Ayrıca yine içerdiği konjüge linoleik asit sayesinde bel bölgenizdeki yağlanmanın azalmasını sağlar (1). Buna rağmen pek çok insan kırmızı etteki doymuş yağlardan korktuğu için, protein ihtiyacını kümes hayvanları ve balıktan karşılamayı tercih ediyor. Bunun bir hata olduğunu söyleyebiliriz. Zira doymuş yağlar beyin sağlığından enerji üretimine kadar birçok ihtiyaç için hayati önem taşıyor. Bu nedenle İngiliz Ulusal Sağlık Merkezi (NHS) günde 30 grama kadar alınmasına izin veriyor. Yani ”sıfır doymuş yağ” politikası desteklenmiyor.

Öte yandan, kırmızı et kolesterolün en büyük düşmanı falan da değil (2). Modern çiftlik yöntemleriyle çoğu etin yağ içeriği azaltılmış durumda. Hatta tavuk göğsünde (derisiyle birlikte) kalın bir bonfileden daha fazla yağ bulunuyor.

Peki haber kuruluşlarından halka seslenen doktorlar, neden eti kansere davetiye çıkarmakla suçluyor? Etin kansere yol açtığını söylemek de yanıltıcı oluyor. Doğal formunda yenilen etlerle (kaliteli bir biftek gibi), işlenmiş şarküteri ürünlerini (ucuz sosis, salam vb.) birbirinden ayırmamız gerekiyor. İnsanlar genelde bu iki türü bir kabul ediyor ama Dünya Sağlık Örgütü kırmızı etin kolon kanseri riskini yükselttiğini açıkladığında, işlenmiş türlerini kastediyordu.

Emin olduğumuz bir şey varsa, o da kırmızı eti tamamen hayatınızdan çıkarıp, içerdiği besinleri ikame kaynaklardan temin etmezseniz, enerji yoksunluğundan cinsel sağlık problemlerine kadar bir dizi sağlık sorununa kapı açtığınızdır. Örneğin kırmızı et yorgunlukla savaşan demir yönünden önemli bir kaynak (3). Ayrıca testosteron üretimini destekleyen magnezyum ve çinko içeriyor, selenyumla bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Kaliteli bir biftek D vitamini içeren nadir kaynaklardan biridir, B12 de ihtiva eder ve bu sayede antrenmanlarınız için enerji üretir. (Bu listeyi okurken yoruldunuz mu? Belki de demir seviyeleriniz düşüktür!)

Kırmızı et denilince aklınıza sadece dana biftek gelmesin; kuzu, keçi, tavşan gibi oda sıcaklığında kırmızı görünen her türlü et grubu da dahil. Her birinin faydaları da kendine has, o yüzden karıştırarak yemekte fayda var. Örneğin kuzu etindeki niasin ruh halini dengede tutmaya yarıyor. Tabii kırmızı eti bu kadar överken, gördüğünüz yerde affetmeyin de demiyoruz. Her gıdada olduğu gibi kırmızı eti de aşırı tükettiğinizde sağlık problemleri yaşayabilirsiniz.

NHS, haftada 500 gram kadar yemenizi, gözle görülen beyaz yağları atmanızı ve mümkün olduğunca ızgarada pişirmenizi öneriyor. Etleri merada beslenmiş hayvanlardan gelen bir kasap bulmaya bakın; çimenle beslendikleri için besin değeri yönünden daha zengin oluyorlar. Bu kurallara uyduğunuz sürece, gönül rahatlığıyla kendinize et ziyafeti çekebilirsiniz.

BENZER YAZILAR