Sağlığına Koşalım!

İyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta birlikte koşanların hikâyesi.

Untitled-2

Bize meydan okuyan bir zorlukla karşılaştığımızda, üstesinden gelmek için bir yol seçeriz. Bu yolu koşarak geçenler, biz koşu tutkunlarına ilham kaynağı oluyor. 45 yaşında koşmaya başlayan ve meme kanserini yenen eşini de yanına alan bankacı Tevfik Aksoy da onlardan biri. Çünkü o “zorluklarla mücadele etmekten hoşlanan, bununla motive olan” bir insan.

Ankara’da doğup büyüyen ve spora erken yaşta başlayan Aksoy, uzun yıllar basketbol ve tenis oynamış. 22 senelik bankacılık kariyerinin getirisi olan iş yükü, zamanla onu spordan uzaklaştırmış. Stresin ve bozulan beslenme alışkanlığının zararından dönmek için, haftanın altı günü ağırlık ve kardiyo antrenmanları ile pilates yapmaya başlamış. Koşu ise yaşamına bir kardiyo antrenmanı olarak değil, eşinin yaşadığı meme kanseri hastalığına dair bir farkındalık yaratma ve hem kendisine hem de eşine moral verme aracı olarak girmiş.

Londra’da yaşadıkları 2011 yılında eşine teşhis konması ve bir ay sonra çok sevdiği anneannesini kaybetmesiyle başlayan süreci şöyle anlatıyor:

“Böyle durumlarda insanın psikolojisi, hayata bakışı ve gelecekten beklentileri bir anda değişiyor. Bütün konsantrasyonumu eşimin tedavisine ve işime verdim. Bir süre sonra da rahatlamak için koşmaya başladım. Başlarda 10K koşmak zor gelirken, adım adım mesafeyi artırdım. Ve koşarak, bir kanser araştırma ve yardım derneğine bağış toplamaya karar verdim. O sıralarda fazla yaygın olmasa da, artık ülkemizde de bunun pek çok örneğini görmek insanı cesaretlendiriyor.” Böylece ilk yarı maratonuna hazırlanmaya başlayan Aksoy’un ilk hedefi 2012 Bath Half Marathon olmuş. Hazırlık döneminde iş arkadaşları başta olmak üzere çevresinin desteğiyle söz verdiği bağışın birkaç katını toplamış.

“Çok karmaşık duygular içinde hazırlanıp koştuğum bir yarıştı. Eşim Yeşim için koştuğumu düşünüp bir taraftan gözlerim doluyordu, bir taraftan koşabildiğim ve sağlıklı olduğum için şükrediyordum. Giydiğim tişörte büyük harflerle eşimin ismini yazdırmıştım. Seyircilerin yol boyunca adını bağırarak destek vermesi, finişe yüksek bir enerjiyle koşmamı sağladı. Büyük bir iş başarmış gibi hissettim ve kendi kendime ‘Nereden nereye!’ dedim.”

BENZER YAZILAR