Kalp krizini önleyen 5 ipucu

Biraz alkol, sonra seks ve ardından da bilgisayar oyunu. Bir erkek daha ne ister ki. Yani kalbi için…

75.000 erkek arasında yapılan araştırmanın sonuçlarını analiz eden Danimarkalı araştırmacılara göre, günde iki kadeh alkol alanların koroner kalp rahatsızlıklarına yakalanma riski yüzde 31 daha düşük. Bunun sebebi ise şu: Ölçülü miktardaki alkol, damarlarınızı daha geniş ve esnek yaparak kan basıncınızı düşürüyor. Fakat iki kadehten fazlası tam tersi bir etkiye sahip, yani kan basıncınızın yükselmesine neden oluyor. Bu iki uçtaki sonucun nedenini uzmanlar tam olarak açıklayamasalar da Dr. Zusman’ın bir fikri var: Alkol, kan basıncını düzenleyen farklı yollarda ters bir etki yaratıyor olabilir. Günlük alkol alımınızı iki kupa 33 cl’lik bira, iki kadeh 15 cl’lik şarap ya da iki adet 4 cl’lik likörle sınırlandırın.

Maryland Üniversitesi’nin 2006 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, komik bir filme gülmek kan damarlarınızın yüzde 22 oranında genişlemesini sağlıyor. Üstelik tek mesele gülmenin psikolojiniz üzerindeki olumlu etkisi de değil. Gülme eyleminin bizzat kendisi kan damarlarınızın iç kısmını oluşturan dokunun genişlemesini sağlıyor ve bu da dolaşımı hızlandırarak kan basıncını düşürüyor. Dr. Miller, “Gülmenin size sağlayacağı etki aerobik egzersizlerinden göreceğiniz faydaya çok benzer, üstelik tüm o ağrı ve krampları da yaşamak zorunda kalmazsınız” diyerek bizleri şaşırtıyor.

Gülmenin bu ilginç faydasını yaşamak için günde en az 15 dakika gülmelisiniz. Ancak yapmacık ya da sessiz sakin gülümseyişlerle kalp damarlarınızı kandırabileceğinizi sanmayın. Gülmenin kan basıncı üzerindeki etkisini göstermesi için gerçek ve karnınızı ağrıtacak kadar güçlü kahkahalar atmanız gerekiyor. Kısacası internetten yolladığınız ‘hahaha’lar işinize yaramıyor. Siz en iyisi ortaokul ya da lise yıllığınızı açın ve eski günlerinizi hatırlayın. Emin olun, fazlasıyla güleceksiniz.

Uzaylıların doldurduğu bir alana tüm cephanenizi boşaltmak ya da yeni çıkan FIFA 11’de rekorlar kırmak için uğraşmak, stres seviyeniz ve daha da ötesinde kan basıncınız üzerinde mucizeler yaratabilir. Yine de siz siz olun, sevgilinize “sabaha kadar bilgisayar oyunu oynuyorsam, sağlığımı korumak için…” demeyin. Zira bu faydaları sağlamak için koltuktan kalkmanız gerekiyor. Artık erkeklerin oyun düşkünlüğünü kabul etmekten başka çaresi kalmayan Amerikan Kalp Derneği de Nintendo’nun Wii Fit Plus ve Wii Sports Resort oyunlarını resmen onaylamakla kalmadı, hareketli kalmak adına meşru bir yol olduğu için de önerdi.

Derneğin fiziksel aktivite komitesi başkanı Dr. Timothy Church, boks ve jogging gibi bazı Wii aktivitelerinin spor salonuna gitmek kadar etkili olabildiğini söylüyor. Ancak haftada minimum 150 dakika hiç değilse orta seviyede oynamanız şart. Bu şekilde sistolik kan basıncınızı iki ila beş puan arasında düşürebiliyorsunuz.

Haftada iki ya da üç kereden fazla seks yaparak kan dolaşımınızı güvenli sularda tutabilirsiniz. Zira New England Research Institute araştırmalarına göre, kardiyovasküler hastalıklar söz konusu olduğunda, bu rutin sayesinde ayda ortalama bir kereden daha az seks yapan erkelere göre yüzde 65 daha düşük risk altındasınız. İskoçya’da bulunan Paisley Üniversitesi araştırması da bu konuda aynı sonuçlara ulaşmış. Onların yaptığı araştırmada da iki haftalık bir süre boyunca en az bir kere seks yapan kişilerin, hem kan basınçlarında düşüş yaşanmış hem de kan damarları strese karşı daha dayanıklı hale gelmiş.

Ancak hemen uyaralım: Kendi işinizi kendiniz görerek aynı sonuçlara ulaşamıyorsunuz. Araştırmacılar hala vajinal birleşmenin neden diğer uyarılma türlerinden daha etkili olduğunu araştıra dursun, tüm gözler kurulan yakınlığa çevrilmiş halde. Çünkü bağlılık ve stresi azaltma ile ilişkilendirilen oksitosin hormonu seks yaparken ama özellikle de orgazm sırasında salgılanıyor. Görülen o ki cinsel birleşme bu hormonun salgılanmasında diğer tüm tekniklerden çok daha etkili. Dahası yarım saatte 60 kalori harcamanızı sağlayan seks, aynı zamanda ciddi bir egzersiz fırsatı da vadediyor. Daha çok kalori yakma isteğiyle yatakta daha coşkulu olup olmamak ise tamamen size kalmış. Repertuarınıza tüm atletik hünerlerinizi gösterecek pozisyonları eklemeyi de ihmal etmeyin.

Haftada 2-3 kez seks yapmak, kan basıncını düzenlemeye yardımcı olur.

Kan basıncınızı düşürmekte hiçbir şey bitter çikolatanın eline su dökemez. İnandırıcı gelmedi mi? O halde bilimin sesine kulak verin: İtalyan bilim insanlarının 2008’de yaptıkları bir araştırmaya katılan ve hem gizli şeker hem de yüksek tansiyondan muzdarip olan katılımcılar, 15 gün boyunca günde 100 gram bitter çikolata yiyerek tansiyonlarında düşüş yaşadılar. Öyle ki sistolik kan basınçları (küçük olan değer) 4,5; diyastolik kan basınçlarıysa (büyük olan değer) 4,2 puan aşağı düştü. Mucizenin kaynağı mı? Bitter çikolatada bulunan fl avonoitler yani hücre koruyucu antioksidanlar…

Ancak her sakallıyı babanız sanmayacağınız gibi her gördüğünüz bitter çikolataya da atlamayın. Önemli olan doğrusunu bulmak… Yale Üniversitesi’nin istatistiklerine göre, çikolatanız ne kadar koyu renkse o kadar fazla antioksidan ve o kadar az şeker içeriyor demektir. Son olarak renk körü olma ihtimalinizi de göz önünde tutarak daima etiketlere güvenmenizi öneriyoruz: En az yüzde 65 kakao içeren çikolataları güvenle yiyebilirsiniz.

Ne yazık ki tansiyon değerleriniz gün geçtikçe daha da can sıkıcı boyutlara geliyor. Düşünün ki Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin araştırmasına göre, neredeyse her üç erkekten biri hipertansiyondan muzdarip. Üstelik hipertansiyon sahibi bu kişilerin yüzde 60’ı da durumdan habersiz. Bu artışa neden olduğu düşünülen dış faktörlerin sayısı ve gücüyse oldukça ürkütücü. Örneğin iyiden iyiye alıştığınız fast-food’lardaki yüksek tuz oranı vücudunuzdaki suyu çekerek damarların daralmasına ve kan basıncının yükselmesine neden oluyor. Sonuçta kalp krizi, felç ve hatta ereksiyon bozukluklarına karşı savunmasız hale geliyorsunuz. Ancak elbette ki sodyum tek suçlu değil. Sigara içmek, aşırı alkol tüketimi, hareketsizlik ve yanlış beslenme de arterlerinizin dikiş yerlerinden patlamasına neden olabiliyor. En kötüsü ise yukarıda bahsettiğimiz gibi bunun farkında bile olmamanız.

Her ne kadar çizdiğimiz tablo karamsar olsa da hemen endişelenmeyin, elbette size iyi haberlerimiz de var: Kan basıncınızı tehlikeli aralıktan kurtarmak için her şeyin kısıtlandığı bir hayat yaşamak zorunda değilsiniz. Yeter ki önceden önleminizi alın. İşte size yüreğiniz kadar damarlarınızı da geniş tutmanızı sağlayacak en işe yarar ve eğlenceli yollar…

Merak etmeyin, ilaçlardan ya da yenmesi gereken sebzelerden bahsetmeyeceğiz. Önerimiz, seks, alkol ve daha fazla bilgisayar oyunu.

Kim ne derse desin, evde yaptığınız tansiyon ölçümü kardiyovasküler hastalık riskinizi belirleme açısından doktorunuzun yapacağı ölçümden daha güvenilir olabiliyor. Zira kimi doktorlar sadece hızlı hızlı bileğinize vuruyor ve tansiyonunuzun stabilize olması için gereken 5-10 dakikalık süreyi bile beklemiyor. Geçerli sonuca ulaşmak için bizim tüyolarımıza kulak verin.

Ne zaman ölçmeli?

Tansiyonunuz gece düşerken gün boyunca da yükselmeli. Eğer böyle seyretmiyorsa sizde sabah hipertansiyonu (felçle bağlantılı bir risk faktörü) olabilir. O yüzden gece hemen yatmadan önce ve sabah kalkar kalkmaz ilk iş olarak tansiyonunuzu ölçün (çünkü sabah kahveniz tansiyonunuzu yükseltiyor).

Not alın

Sadece sayıları değil, aynı zamanda günün hangi saatinde bulunduğunuzu ve ölçümden hemen önceki 30 dakikada yaptığınız tüm aktiviteleri de not alın. Bu sayede doktorunuz karşılaşabileceğiniz tüm anormallikleri açıklayabilir.

Takıntı yapmayın

Bazı insanlar evde ölçtükleri rakamları takıntı haline getirebilir. Haftada birkaç kere ve günde iki kereye sadık kalın. Ani yükselmelere de çok takılmayın çünkü önemli olan genel düzendir.

BENZER YAZILAR