Çünkü 61 yaşındaki Moris Aseo, ilerleyen yaşın performansını etkilememesi için ağırlık antrenmanları yaparak, bunun mümkün olduğunu bize gösteriyor.
İstanbul’un Bebek sahil şeridinde düzenli koşan biriyseniz, onu görmüş olma ihtimaliniz yüksek. Kar kış demeden, bir şort bir tişört koşar; simitçisinden balıkçısına herkes onu tanır.
İlk koşunu hatırlıyor musun?
1983’ten, 27 yaşından beri koşuyorum. İlk koşumu ormanda yapmıştım. 400 metrede tıkanıp bırakmıştım. Sonra gurur yaptım, benden daha yaşlılar koşabiliyor,
ben koşamıyorum diye. Ve her cumartesi pazar ormana gitmeye devam ettim, böyle başladı.
Bugüne kadar kaç maraton koştun? Planlarında bir 42K daha koşmak var mı?
Altı maraton koştum, Avrasya hariç hepsini bitirdim. 2006 Amsterdam, 2007 Medoc, 2008 Prag, 2013 Lucca, 2014 Edinburgh. Eğer becerebilirsem Havana ve Atina Maratonu’nda da koşmak istiyorum. Daha ileriki yaşlarımda da koşmak için böyle devam etmenin doğru olduğuna inanıyorum.
Unutamadığın bir yarış var mı?
İlk maraton denemem 1986’da Avrasya Maratonu’ydu. O zamanlar parkur Boğaz’daydı; köprüden başlayıp Sarıyer Çayırbaşı’na gidip Dolmabahçe’de bitiyordu.
Bitiremediğim bir maraton olduğu için onu unutmuyorum. Bir de ilk bitirdiğim maraton var; Amsterdam Maratonu’nda parkur ve ortam harikaydı.
Uzun süren sakatlıkların oldu, psikolojik etkilerini nasıl atlattın? Bizim gibi koşmayı sevenlerin hayatları, koşamayınca değişiyor nedense.
Sakatlıklarımı, koşunun yerine hemen kürek, bisiklet, fitness gibi başka bir spor koyarak atlattım ve tekrar koşacağıma dair inancımı yitirmedim. Felsefem şu: inanç, irade, istikrar ve idman. Koşmayı sürdürebilmek için ağırlık çalışıyorum. Koşudaki kas kayıplarını bu şekilde engelliyorum. Bence bu en doğru yol.
Geriye dönüp baktığında “Bunu daha iyi yapabilirim” dediğin şey nedir?
Daha ziyade, geriye dönüp baktığımda neyi yapmamam gerektiğini öğreniyorum. Bu da haddimi bilmek ve limitlerimi aşmamak.
Koşucu beslenmesine dair nelere dikkat ediyorsun?
Beslenme konusunda disiplinliyim; sağlıklı, işlenmemiş ürünleri tercih ediyorum ve mümkün olduğunca kendi coğrafyamda yetişen besinler tüketiyorum.
Seni hep dostlarla koşarken tanıdık ama bir bakıyoruz, Ocak ayının soğuk bir sabahında tek başına koşuyorsun. Hangisinden daha çok keyif alıyorsun?
Dostlarla koşmak da güzel, yalnız koşmak da. Koşmak isteyen için kötü hava yoktur. Bir de sürdürmem gereken bir şöhretim var.
İlerleyen yaşın koşuya yansıyan dezavantajlarını yaşamamak için neler yapıyorsun?
Yaşlılığın eksilerini sağlıklı beslenip, salondaki ağırlık çalışmalarına ara vermeyerek önlemeye çalışıyorum.
Harika bir yarışı koşmuş bitirmişsin. Kendini nasıl ödüllendirirsin?
Benim her koşum keyifli. Kendim için iyi bir şey yaptığıma inandığım için, ödül zaten bu. Aynaya baktığım zaman görüntümden memnunum, her zaman enerjik ve fit hissediyorum.
40’lı yaşlarından sonra koşuya başlayan pek çok insan var. Onlara vereceğin bir tavsiye var mı?
Ağır başlayıp vücutlarını dinlesinler bence.
Bebek-Beşiktaş hattı senden sorulur ama İstanbul’da sevdiğin başka parkurlar var mı?
Maraton idmanlarını yaparken Eminönü, Yenikapı, Unkapanı, Şişhane-İstiklal arası, Taksim, Nişantaşı, Beşiktaş, Bebek ya da Haliç kıyısı gibi parkurlarda koşmayı seviyorum.
Yazı: Orhan Omay
