TERİ KAFANIZDA BİTİRİN

Stres yüzünden terleyip salamuraya dönmekten bıktınız mı? O halde gelmiş geçmiş en iyi ter önleyiciyi, yani aklınızı kullanmayı öğrenin.

ter1Yaşları ortalama 26 olan, şort ve tişört giymiş sekiz tane sağlıklı adam düşünün. Bedenlerine yapıştırılan sensörler ve sarkan kablolarla birer kuklaya benziyorlar. Yan yana sessizce ve gözleri bağlı
bir şekilde oturmuş vaziyette, 10 dakikalık psikolojik işkencenin başlayacağı anı bekliyorlar.

Bu adamlar aslında terleme konulu bir deneyin katılımcıları. Çoğu durumda insan sıcaktan terler. Spor yaparken ya da sıcak havalarda hissettiğiniz ıslaklık buna örnektir. Ama psikolojik terleme, bir toplantıda patronunuz sizi hedef aldığında veya ilk randevu öncesinde pantolonunuza silmeye çalıştığınız nemli ellerinizle kendini gösterir. Bu adamların denek fareleri gibi “işkencelerini” beklemelerinin nedeni de, psikolojik terlemenin altında yatan sebepleri öğrenmek.

Peki ne tür bir işkence laboratuvar ortamında stres kaynaklı terlemeye neden olabilir ki? Bir kalabalığın önünde konuşma yapmaya zorlanmak mı, yoksa bir grup çekici bilim kadınının önünde soyunmak mı? İkisi de değil. Çalışmayı kaleme alan, aynı zamanda Avustralya’da Wollongong Üniversitesi’nde insan teri üzerine 20 yılı aşkın süredir çalışmalar yapan bilim insanı Dr. Nigel Taylor cevap veriyor: “Çıkarma, toplama, çarpma, bölme. Erkeklere yalnızca basit matematik işlemleri yaptırıyoruz. Herkesin yapabileceği şeyler. Ama ‘1654+78’ gibi işlemlerle karşı karşıya kalan her erkek şıpır şıpır terlemeye başlıyor.”

Terlemeyle olan ilişkimiz oldukça karmaşık. Spor salonunda ya da sahada terlemekten mutlu oluyoruz. Yalnızca fizyolojik olarak vücudu serinlettiği için değil, aynı zamanda çalışma ve rekabet seviyemizin ne kadar yüksek olduğunun bir ifadesi olduğu için de. Sırılsıklam bir tişört bizim için egzersize harcadığımız eforun göstergesi, kendimizi zorladığımızın kanıtı oluyor. Bir saatlik yoğun bir antrenman, kendinizi nasıl parçaladığınızın kanıtı olabilecek yarım litre kadar ter üretmenizi sağlayabiliyor. Ama psikolojik (gerginlik kaynaklı) terleme tamamen farklı bir kavram. Bir şeylerden kaçındığımızın, beceremediğimizin sonucu olarak saklanma güdümüzün fiziksel bir ifadesi. Men’s Health’in 800 erkekle yaptığı ankete göre, katılımcıların yüzde 73’ü daha az terlemeyi diliyor. Kadınların da talebi aynı: Anketimize katılan 970 kadından yüzde 84’ü, bir erkeğin buluşma sırasında çok terlemesini mide bulandırıcı buluyor. ABD’de bulunan Johns Hopkins
Terleme Bozuklukları Merkezi’nden psikolog Carisa Perry-Parrish, “İstemsiz terleme bir anlamda vücudunuzun size ihanet etmesidir” diyor. Siz son derece özgüvenli durmaya çalışırken, vücudunuz adeta “Gerginlikten öleceğim” dercesine bağırıyor ve sonuçta stresin teri, terin stresi getirdiği kısır bir döngüye giriyorsunuz. Bir bakmışsınız, erkekler tuvaletinde koltuk altınızı kurutucuya tutmakla uğraşıyorsunuz.

Daha az terlemeye giden yolda ilk adım, meselenin özüne inmektir. Vücudunuzda apokrin ve ekrin olmak üzere iki tür ter bezi bulunuyor. Apokrinler koltuk altları ve genital bölgelerde bulunuyor. Daha yoğun, yapışkan, protein ve lipitten meydana gelen bir ter üretiyor. Bütün vücuda yayılmış olan ekrin ter bezlerinin ürettikleri ter ise su ve tuzdan ibaret. Bilim insanları önceden ekrinlerin yalnızca vücudu serinletmek için, apokrinlerinse zihinsel stres durumunda çalıştığını düşünüyordu. Ama Dr. Taylor ve meslektaşları yakın zamanda, bir dizi kontrollü deneyle iki tür terin de ekrin bezlerince üretildiğini ve tüm bu sürecin, asetilkolin adlı bir beyin kimyasalı tarafından yönetildiğini ortaya koydu. Bu da demektir ki, 10 km koştuğunuzda da, milyon liralık bir anlaşmayı
bağlamak için uğraştığınızda da aynı bezler çalışıyor. Her ne kadar terli eller stresli anların en bilindik göstergesi olsa da, psikolojik ter bütün vücutta kendini hissettiriyor.

BENZER YAZILAR