Yaş 35’i, yolun yarısını geçtiyse, yanıt sizi mutlu etmeyebilir. Fakat bilim, baba olmayı bu yaşlara erteleyen erkeklerin yardımına koşuyor.
Konu babalık ve fertilite olduğunda, erkekler kendilerini yenilmez olarak düşünmeye meyilliler. Sonuçta George Clooney ikiz bebeklerini 56 yaşında kucağına alıyor, değil mi? George gibi ben de evliliği ileri yaşlara erteledim. İlk evlendiğimde neredeyse 40 yaşındaydım ve 42’ye geldiğimde kendimi boşanmış buldum. Üç yıl sonra yeniden evlendim ve düğünün üstünden çok geçmeden, 32 yaşındaki eşimin hamile kaldığı haberiyle şaşkınlığa uğradık. İkimize de sürpriz oldu zira 45 yaşında kolayca baba olunamadığını biliyordum.
Herkesin bir biyolojik saati vardır. Erkeklerin sperm sayısı ile kalitesi yaşla birlikte düşmeye başlıyor ve yanında libidoyu da götürüyor. (Üzgünüm, gerçekler acıdır.) Daha da fenası, çoğu araştırma, düşük fertilite riskiyle gerçekleşen hamilelik durumlarında annenin düşük yapma, çocuğun otistik ve bipolar bozuklukla doğma risklerini yükselttiğini söylüyor.
Kaygılı bir adam olarak George Clooney kadar serinkanlı davranmadığımı itiraf etmeliyim. Bu konuyu araştırmaya daha ilk evliliğimde başlamış ve spermlerimi dondurmuştum bile. Bunu 20-30 yaş aralığındaki her erkeğe tavsiye ederim. Spermleri dondurmak yumurtaları dondurmaktan daha kolay ve ucuz. Laboratuvara gittim, eski porno dergilerle dolu küçük bir odaya girdim, mastürbasyon yapıp meniyi deney kabına boşalttım, ellerimi yıkadım ve kabı laboratuvar teknisyenine teslim ettim. Bu kadar. Yalnız dondurma işlemi biraz pahalı olabiliyor (250-500 dolar arası).
Eşimle çocuk sahibi olmayı planladığımızda ilk etapta doğal olanı, yani taze spermleri seçtim. Problem yaşadığımız takdirde hemen donmuş olanları devreye sokabilirdim. Neyse ki donmuş spermlerime gerek kalmadan, sahip olduğum taze spermlerle döllenme gerçekleşti.