CESUR VE GÜZEL

Başarılı aktris Natalie Martinez, profesyonel kariyerinin ve fiziğinin sınırlarını zorlamak için kick boks yapıyor. Tüm zarafetiyle ter dökerken kendini dokunulmaz hissediyor.

Buğulu sesi, muzip gözleri ve özgüvenli duruşuyla Natalie Emilia-Romagna Martinez, aynı anda hem sizinle akşam yemeğine çıkmayı kabul edecekmiş gibi yumuşak, hem de tekme atacakmış gibi gözü pek durmayı başarıyor.

Miami doğumlu 32 yaşındaki aktris, Fox’un yeni polisiye dizisi APB’de alaycı ve seksi polisi oynuyor. Canlandırdığı karakter Dedektif Murphy, yeri geldiğinde onu hafife alan suçlulara karşı uyarılarını döner tekmeleriyle süslemekten geri kalmıyor.

Daha önce Ölüm Yarışı filminde düşmanlarıyla beyazperdede kapışan Martinez, Directv’nin Kingdom dizisinde MMA dövüşçüsünü ve Under the Dome dizisinde şerifi oynamıştı. Kendisini ayrıca ABD’de 24 Mart’ta vizyona giren Keep Watching filminde, çok da şanssız olmayan bir kurban rolünde izleyebilirsiniz.

Katıldığı film seçmelerinde kaçırılan bir kadını canlandıran Martinez, yönetmenin performansını beğendiğini, ancak ortaya koyduğu kadını “fazla muktedir” olarak gördüğünü söylüyor. Ona “Seni kovalayan adamların hakkından kolaylıkla gelebilecekmiş gibi duruyorsun” demiş. “Güçlü ve olayları yöneten kadın olarak görünmeyi seviyorum. Biz kadınlar, sürekli kurtarılmayı bekleyen karakterler olmak zorunda değiliz” diyor. Keza kendisinin ringdeki mantalitesi de tam olarak bu.

Yağmurlu bir pazar günü, Manny Pacquiao ve Julio César Chávez Jr. Martinez gibi önemli isimlerin de yıllarca boks ve karma dövüş sanatları eğitimi aldığı, Batı Hollywood’da bulunan Fortune Gym’de karşımıza çıkıyor. Uçan dizler, ölümcül yumruklar ve sıçrayarak döner tekmeler atan Martinez’in eğitmeni ise eski Amerika Muay Thai şampiyonu Johnny Hunt.

Yapılan bu zorlu antrenmanların faydalarının, fiziksel boyutun ötesine nasıl uzandığını şöyle anlatıyor: “Düzenli olarak antrenman yaptığımda hayatımdaki değişimi görebiliyorum. Postürüm farklı oluyor. Ruh halim daha iyi oluyor. Oyuncu seçmelerinde daha sakin ve özgüvenli oluyorum. Daha mutlu bir insan oluyorum. Ve daha mutluyken, antrenman yaparken ve modum yüksekken, dokunulmazım!”

“Daha da önemlisi” diye ekliyor, “kendinizi olduğunuz gibi kabul etmenin yolunu buluyorsunuz. Kendinize karşı dürüst olmalısınız; bedeninizi ve kendinizi, yeteneklerinizle ve sınırlarınızla birlikte kabul etmelisiniz. Mesela ben boğazına düşkün biriyim. Antrenmandan hemen sonra hak ettiğimi düşündüğüm için pizza yediğimiz zamanlar oluyor. Hayat, kendinizi bir şeylerden mahrum bırakmak için fazla kısa. Sağlıklı bir denge tutturmanız gerek.”
Bu sözlerin ardından halatların arasından geçip, çıplak ayakla ringe çıkıyor. Ağırlığını bir öne bir arkaya vererek dolaşırken, hem tekme atmaya hem de iç huzurunu bulmaya hazır görünüyor.

BENZER YAZILAR