Artık kanser yok. Fakat yeni Shakespeare ya da Hawkings de yok…
Kanseri yok etmek, dünyayı bir sonraki Thomas Edison’dan ya da Stephen Hawking’den mahrum etmeye değer mi?
Bilim insanları, kanser, şizofreni ve depresyon gibi rahatsızlıkları hayatımızdan çıkarmak amacıyla insan DNA’larını düzenleyebiliyor. Evet, tüm bunlar tıpkı bir bilim kurgu filmi gibi gelebilir; fakat aynı zamanda inanılmaz derecede önemli bir gelişme.
Fakat bilim dünyasından bu gelişmelere itirazlar da yükselmiyor değil.
Bu itirazlardan birisi de gen düzenlemesi üzerine Modern Prometheus kitabının yazarı, Biyolog Jim Kozubek’e ait. Kozubek, şizofreniden bipolar bozukluğa kadar birçok rahatsızlığın uzun süreden beri yüksek zeka ile ilişkilendirildiğinin altını çiziyor. Yani, bu hastalıkların ortadan kaldırılmasının, dahileri de yok edeceğinden endişeleniyor.
Elimizdeki veriler, Tennesse Williams gibi yazarların, sıradan insanlara kıyasla bipolar bozukluğa sahip olma şansının 10 kat daha fazla olduğunu, şairlerde ise bu ihtimalin 40 kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Kozubek, aynı zamanda otizmin de nesilden nesle aktarılan bir lütuf olabileceğini belirtiyor.
Kozubek, verdiği bir röportajda, bilim insanlarının yaşamdaki varyasyonları çözülmesi gereken problemler gibi algıladıklarını; fakat Darwin’in bizlere, evrimin ideal bir konsepte ya da modele doğru ilerlemediğini gösterdiğini belirtiyor.
“Genlere dokunmayın!” iddiasının yanı sıra, Kozubek bir diğer önemli noktaya daha dikkat çekiyor: Tüm gen düzenleme teknolojileri oldukça yeni ve DNA’lar ile oynamanın dünyamızı nasıl değiştireceğinden emin olamayız.