Bu yeni ipuçlarıyla harika çözümler için beyin fırtınaları yapabileceksiniz.
Farkındayız, tavsiyeler içinde en ‘dile kolay’ olan belki de budur: Daha yaratıcı olun! Fakat günümüzde patronlar çok daha fazla yaratıcı çözümler sunabilen, ellerini rahatlatabilecek çalışanlar arıyorlar.
Peki nasıl mı daha yaratıcı düşünebiliriz? İşte başlamak için 6 sağlam nokta:
Susun ve dinleyin
‘Imagine: How Creativity Works’ kitabının yazarı Jonah Lehrer’e göre ambiyans sesleri, ortam gürültüsü oldukça ilham verici olabilir. Örneğin dünyaca ünlü, müziği değiştiren gruplardan Talking Heads için New York’un şehir gürültüleri ilham kaynağı olmuştur. Her şey doğru ses seviyesiyle alakalı. Journal of Consumer Research’de yayınlanan araştırmaya göre örneğin ortalama bir kahve dükkanında oluşan gürültüyle çalışan insanlar, sessizlikte çalışanlara göre zor problemlere yaratıcı çözümler getirmekte daha başarılı.
Sabırlı olun
Zor bir problemle karşılaştığınızda, beyninizin sol lobu en mantıklı cevabı bulmak için çalışır. Bir sonuç çıkaramadığınız zaman ise öfkelenmeye başlarsınız. Psychological Science’ın yayınına göre bu bırakmayı düşündüğünüz safhadır. Yapmayın. Öfkeli sinyalleri yaratıcı bir perspektiften geçirebilmek için sağ lobunuzun çalışmasını bekleyin. Soldan sağa geçiş size ‘Evreka!’ dedirtecek anlar yaratacaktır.
Mavinin gücü
Araştırmalar mavi rengin zihinde barış, dinginlik ve açıklık demek olduğunu gösteriyor. Ofisi boyayamazsınız belki fakat mavi bir fotoğraf daha yaratıcı olmanıza fayda sağlayabilir. Fakat bir renkten uzak durun; University of British Colombia’nın araştırması kırmızı renkli odaların insanları tehlike, hatalar ve dikkat üzerine yoğunlaştırdığını gösteriyor.
Yeni birisiyle konuşun
Dünyaca ünlü Pixar animasyon stüdyosu güvenlik görevlilerinden yöneticilere kadar bütün çalışanlarını ’emprovizasyon’ derslerine yönlendiriyor ve animasyoncuları teknik sahnelerde gerçek bilgisayar mühendisleriyle çalıştırıyor. Neden mi? Çeşitlilik olan gruplar yaratıcılığı tetikliyor. Önce kendi beyin fırtınanızı gerçekleştirin sonra ise bu fikirlerinizi olayla alakası olmayan, size taze bir perspektif sunabilecek insanlarla paylaşın. Kız arkadaşınız da olabilir, başka bir iş yapan arkadaşınız da.
Çocuk gibi düşünün
Beyin olgunlaştıkça bazı şeyleri yaratmayı düşünmekten vazgeçip yarattığınız şeylere insanların nasıl yaklaşacağına odaklanmaya başlar. ‘Imagine’ dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre insanlar 7 yaşındaymış gibi düşünmeleri söylenip, okula gitmedikleri bir gün neler yapacaklarını hayal etmeleri söylendiğinde 2 kat daha fazla yaratıcı fikirle ortaya çıkabiliyorlar. Siz de o günü hayal etmeyin ama bir kağıt alıp iki parçaya yırtın ve sonrasında masanızda o iki parçayı doğru bir şekilde birleştirmeye çalışın. Saçma mı geldi? Evet haklısınız ama emin olun iş yapıyor. Araştırmalar gerçekten iki parçalı bir şeyi birleştirmenin yaratıcılığı artırdığını gösteriyor.
Sakin olun
Psychological Science’da yayınlanan araştırmaya göre eğer pozitif bir modda iseniz (ofiste burnunuzdan soluyarak dolaşmıyorsanız) beyniniz daha yaratıcı çalışmaya yatkın olacak. Eğer masanızda sıkıştınız ve daraldınızsa rahatlatıcı bir Mozart eseri dinleyin. Araştırmacılar bunun efektif bir moral toparlayıcı olabildiğini söylüyor.
