Aşk… Tarihi, insanlığınki kadar eski. Süresi bilinemiyor. Gizemi çözülemiyor. Bu yüzden de herkesin aklını meşgul ediyor. Bütün kültürlerde ya da toplumlarda varlığını gösteren bu duyguyu, hemen her insanın hayatında hiç değilse bir kez deneyimlemesi gerekiyor. Peki aşk nasıl oluşuyor ve vücudunu nasıl etkiliyor?
Aşkın hem psikolojik hem de fizyolojik açıdan sağlık üzerinde çok olumlu etkileri bulunuyor. Metabolizma hızını artırmasıyla yağ yakımına yardımcı oluyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, cilt sağlığına iyi geliyor, ağrıları azaltıyor. Tüm bu etkilerin yanında aşk, salgılanan hormonlarla birlikte kalbe de iyi geliyor.
Aşk, sağlığına iyi geliyor
“Aşk” üzerine yapılan bilimsel araştırmalara göre, bu duygunun oluşumunda kalbin ve beynin rolü çok büyük. Yapılan araştırmalar kalbin aşkı algıladığını ve beyin aracılığıyla da endorfin, oksitosin, feniletilamin gibi mutluluk veren hormonların salgılanmasını sağladığını ortaya koyuyor. Kalp ve beyin birlikte çalışarak sağlıklı bir aşk hayatının, dolayısıyla da sağlıklı bir vücudun oluşmasını sağlıyor.
Sarılarak mutluluğunu pekiştir
Kalp, beyni katekolaminler hormonunu salgılamaya zorluyor. Bunun sonucunda tansiyon yükseliyor, vücut ısısı ve nabız artıyor. Sevdiğiniz bir kişiye sarılmak oksitosin hormonunu yükseltiyor. Yükselen oksitoksin, eşittir, artan mutluluk hissi. Ayrıca oksitoksin sayesinde stres azalıyor, kan basıncı düzene giriyor ve kalp hastalıklarına yakalanma riski düşüyor.
Âşık olmak endorfin hormonunun salgılanmasına vesile oluyor. Mutluluk veren bu hormon sayesinde de tansiyonda düzelme gözlemleniyor. Uzmanlar bypass ameliyatından sonra insanların ömrünün uzadığını, düzenli bir aşk hayatı olan kişilerin yaşam kalitelerinin artacağını belirtiyor.
AŞK HORMONLARI
Beynin ve kalbin işbirliği, aşağıdaki “aşk” hormonlarının salgılanmasına vesile oluyor:
- Dopamin: Beyin sinir hücreleri arasında sinyal iletiminden sorumlu olan bu kimyasal, mutluluk hissi verir ve odaklanmayı artırır. Ayrıca heyecan hormonudur.
- Serotonin: Serotonin, yeterli miktarda salgılandığında kişinin davranışlarını ve ruh halini olumlu yönde etkileyen bir kimyasaldır. Mutluluk hormonu olarak da adlandırılır.
- Oksitosin: Anne-bebeğin bağlanması ya da çiftlerin bağlanmasında rol oynar. Bir anlamda sadakati sağlar. Kalp hastalığı riskini düşürdüğü bilinmektedir.
- Vazopressin: Sosyal davranış ve çiftlerin birbirlerine bağlılıklarının düzenlenmesinde önemlidir. Fazla salgılandığı zaman, âşık olan kişi sevdiği için her şeyi yapabilecek duruma gelir.
- NGF: Neuro Growth Factor, romantik duyguların ortaya çıkmasına aracı olan bir maddedir. Aşk sırasında ellerin terlemesine ve heyecanın yükselmesine de neden olur.
