İÇİNDEKİ SENİ KEŞFET

Instagram’da @thesquatgirl olarak tanıdığımız Doris Hofer ile ikinci kitabı İçindeki Sen hakkında konuşmak için bir araya geldik.

Söyleşi: Ebru Paksoy

Doris’in yeni kitabını elimde tutuyorum… Onunla görüşmeye gitmeden önce içeriğini görmek için sayfalarını çeviriyorum. Kitap, egzersizlerin yanı sıra tarifler veriyor ve günlük hayatta kendimize sorduğumuz birçok sorunun cevabını bulmamıza yardımcı oluyor. “Şimdiye kadar neden fit biri olamadım? Enerjinin önündeki engelleri nasıl kaldırabilirim? Stresten nasıl uzaklaşabilirim? Vaktim yokken ve sporu yapmayı sevmezken, nasıl fit kalacağım? Gerçek dostlarım var mı?” ise bu sorulardan sadece birkaçı…

İki çocuk annesi, 44 yaşındaki Doris ile daha önce birkaç kez karşılaşmıştık. Ancak sohbet etme şansı bulamamıştık. Kitabı hakkında konuşmak için buluştuğumuzda, onu daha iyi “görebilme” fırsatı buldum. Yüzünden gülümse eksik olmayan bu güzel ve samimi kadına, merak ettiklerimi sordum.

İçindeki Sen önceki kitabından ne kadar farklı?

Önceki kitabım Hayalindeki Sen’de sağlıklı alışkanlıklar önererek, bir aylık beslenme ve antrenman programı verdim. Bu programa uyanların çoğu, dört haftada bir beden inceldi. İçindeki Sen ise iyi yaşam rehberi. İçinde birçok farklı konuya yer verdim: Vücut dilini konuşturmayı ve okumayı öğreniyoruz. Sözcüklerin ve iltifatların gücünü kullanmaya hazırlanıyoruz. Birlikte stres atıyor, günlük rutinimize güzel ritüeller ekliyoruz. Spor da yapıyoruz ama “No pain no gain” mottosu ile değil. Bence antrenman mutlaka eğlenceli olmalı. Bu kitapla kendimize iyi davranmayı öğreniyoruz, enerjimizi yükseltiyoruz ve mutlu oluyoruz.

İnsanların genelinde görülen mutsuzluğun nedeni nedir sence?

Birkaç yıl önce kolumda ünlü bir markanın taklit çantasını taşıyordum. Çin’e taşınan bir arkadaşım almıştı. Sapsarı, küçük bir çantaydı. Bir kadın, çantama öyle bir baktı ki koptu. Negatif enerji çok üzücü bir şey çünkü o kişi mutlu değil. Bir insan başka birini kıskanıyorsa, mutlu değildir. Eğer ben de vücudumu Victoria’s Secret mankenleriyle kıyaslarsam, mutsuz olabilirim çünkü 43 yaşındayım. Ama kendime bakıyorum ve “20’lerinden daha fitsin, aferin Doris!” diyorum. Sorun şu ki insanlar sağlıklarına ve vücutlarına hak ettikleri değeri vermiyor, kaybedince anlıyorlar.

 “İçindeki Sen’i benim gibi bulundukları durumdan nasıl çıkacaklarını bilemeyen kadınlar için yazdım” demişsin.” Neden?

Tabii ki aile konusu tamamen şans ve bir çocuk diğerinden daha şanslı olabilir. Ancak herkes kim olmak istediğine kendi karar verir. Julie isimli bir arkadaşım vardı. Annesi şizofren olduğu için çocukluğunu farklı yurtlarda ve ailelerde geçirdi. Çok üzülüp başarısız olabilirdi ama canavar gibi çalıştı. Şimdi çok başarılı bir kadın. Ben ise şanslı çocuklardandım; harika bir ailem oldu. İsviçre’de kariyer yaptım ve iyi para kazandım. Sonra bir Türk’e âşık olup buraya yerleştim. Kariyerimden vazgeçerek büyük bir hata yaptım. Bugün “Keşke evlenmeseydim” demiyorum ama “Keşke kariyer planı yapıp gelseydim” diyorum. Hayatta hiçbir şeyin garantisi yok. Bir anne olarak kendime ve çocuklarıma bakmalıyım. Bunu yapamayınca ve babamı bir kazada kaybedince hayatımda ilk kez çok zorlandım. Hâlâ zorlandığım zamanlar oluyor. Benim gibi bazen önünü göremeyen çok kadın var. Bu kitap onlara çok iyi gelecek, çünkü onları anlıyorum.

Kitapta en çok içine sinen şey ne oldu?

Bir abla olarak hep güçlü olmaya çalıştım. Korkularımı, üzüntülerimi başkalarına hiç göstermedim. Bu kitapta kendimi olduğum gibi ‘çıplak’ gösteriyorum çünkü kadınların mükemmel bir rol modele ihtiyacı yok. Doris’in vücudu da mükemmel değil. Doris’in evliliği de mükemmel olmadı. Doris de bazen inanılmaz korkuyor ama çok mutlu ve enerjisi çok güzel. Peki, bunu nasıl başardı? Kitabımda cesur davranıp kendime, yaşadıklarıma dair çok fazla şey paylaştım. Herkese gerçek Doris’i gösterdim; bu yüzden içime çok sindi.

Nasıl tepkiler alıyorsun?

Geçen gün bir takipçim bana şunu yazdı: “Sana bakınca bir kadına idealist olmanın ne kadar çok yakıştığını görüyorum. Bana ilham oldun. Önceden eve gelip sadece ders çalışıyor ve yemek yapıyordum. ‘Kendime hiç zaman ayıramıyorum’ diye sızlanırdım. Sen karşıma çıktıktan sonra kendime minik zamanlar ayırmaya, vücudumun ne kadar değerli olduğunu anlamaya başladım. Beslenme tarzım, aktivitelerim, en çok da vücuduma verdiğim değer değişti. Şimdi aynaya baktığımda yeni beni daha çok seviyorum.” Umarım kitabım tüm okuyucuları bu noktaya getirir.

BENZER YAZILAR