İLİŞKİLERİNE İYİ BAK

Tüm ilişkiler zaman zaman karmaşık bir hal alıp çözümlenmesi imkansız gibi görünebilir. Hepimiz çevremizdekileri zorlayacak raddeye gelebiliriz. Üzerindeki baskıdan kendini kurtarmak ve daha sağlıklı ilişkiler kurmak için tavsiyelerimize kulak ver.

Çocuklarınla olan ilişkin

Kontrolcü aileler çocukları hakkında her şeyi bilmeyi, davranışlarının, duygularının ve hislerinin şeffaf olmasını arzu ederler. Bu isteğin bilinçdışı amacı, kendi beklentileri ve ihtiyaçları doğrultusunda onları şekillendirmektir. Ayrılıktan ve ayrılığın getireceği varoluşsal boşluktan korkulmasının yanı sıra çocuğun kendinin bir uzantısı olduğu ve başka bir şekilde var olabileceğinin bilincinde olunmaması durumu vardır. Kontrolcü aile bu fantezisini; soğuk ve katı bir otoriteyle ya da tam tersine duygusal ve şefkatli ama müdahaleci ve koruyucu bir tarzda, aşırı güvenli bir eğitim içinde, duygusal şantaj yoluyla ve nesiller arası farkı reddederek otorite aracılığıyla, kendini çocuk için tek referans olarak tanrılaştırarak gerçekleştirir. Bir tek onların kuralları geçerlidir. Bu tür bir aile yaklaşımında çocuk gerçek isteklerine ulaşamaz ve ruh sağlığını koruyabilmek için ailesini mutlu etmeye, rahatlatmaya, anne-babanın “iyi nesnesi” olmaya devam eder. Suçluluk hissi, anne ve babasının narsisistik defolarıyla eşdeğerdedir. “Acaba yapmam gerekeni yapıyor muyum?” endişesiyle her zaman tetiktedir ve bütün enerjisini kendini formatlamak, saldırganlık güdülerini bastırmak için kullanır. Sonuç: Diğer çocuklarla ve ileriki zamanlarda yetişkinlerle ilişkisinde genellikle kendini tutan, geri çeken ya da otoriter bir tavır içindedir.

Çift ilişkin

Eşine çocuğu gibi davranmak (onun tüm istek ve ihtiyaçlarını ön plana koyma ve yerine getirme), aşırı kıskançlık göstermek (gerçek ya da sembolik olarak başkalarının dahil olmasına izin vermeme) ya da kötü davranmak (eşini küçük görme ya da sevgisini göstermeme). Kontrolcü eş, bilincine varmadan diğeriyle arasındaki fiziksel, duygusal ve sembolik mesafeyi azaltmaya çalışır. Kendi çocukluğunda ebeveyniyle yaşadığı iç içe geçmiş bağı kurmaya ya da tam tersi bu bağ oluşmamışsa, onu telafi etmeye uğraşır. İlişkinin ilk başlarında davranışlarının tutkulu bir aşkın ifadesi mi, yoksa kontrol etme isteği mi olduğunu ayırt etmek zordur. Her iki durumda da sürekli iç içe olma isteği, kıskançlıkla birlikte takıntılı düşünce ve duyguları ortaya çıkarır. Gerçekten kontrolcü olup olmadığı ancak ilişkinin üzerinden bir süre geçtikten sonra anlaşılır. Sonuç olarak çift, her iki tarafın kişisel hikâyesine uygun olarak, baskın-boyun eğen dengesini oturtur ve bu şemada devam eder. Hatta iç içe geçmiş şekilde ilişki sürebilir. Bir diğer olasılık ise ilişkinin dinamiğini kontrolcü tarafın belirlemesidir. Partneri buna boyun eğmek zorunda kalır. Sık sık çatışmalar, krizler yaşanır. İlişkide kötü muamele gören tarafın ilişkiden kaçması kendini kurtarmasının tek yoludur.

Daha çok otonomi elde et

Kontrolcü eş kendi istek ve ihtiyaçlarının farkında olmadan yaşar. Bütün enerjisini yanlış bir düşünce üzerine odaklar: Eğer ilişkiyi serbest bırakırsam, diğeri gider. Hâlbuki sadece kendi birincil duygusal ihtiyaçlarını giderirse diğeriyle sağlıklı bir yakın ilişkiye girebilir. İç güvenlik eksikliğini ve hasarlı benlik imajını iyileştirmek için kendine ait ilgi alanlarını belirlemek, bedenine iyi bakmak ya da terapiye başlamak izlenebilecek yollardan sadece birkaçıdır.

Arkadaşların ve iş arkadaşlarınla ilişkin

Kontrolü ele almak iki yolla yapılabilir. Aktif ilişki kontrolcüsü çevresiyle ilişki kurarken, aşırı duygusal, her zaman baskın ve bazen çatışmalı şekilde, “Benimle olmayan bana karşıdır” tarzı ilişkiler kurar. Çekingen ilişki kontrolcüsü ise tam tersi bir profil çizer; silik, takipçi ve hiçbir zaman çatışmaya girmeyen ya da olumsuz tavır almayan. Aktif kontrolcü çevresi tarafından sevilen bir kişi olmaktan çok, korkulan ve saygı duyulan bir kişidir. Bu da ona acı verir ve saldırganlığını artırabilir. Çekingen olan ise saygı duyulan, dikkate alınan ve aranan biri olmadığı için sessizce acı çeker. Bilinçdışında ilişki kontrolcüsü ailesel bağa sadık kalmak ister. Kişi ya kontrolcü ebeveyniyle özdeşleşir ve diğerlerine karşı müdahaleci, baskın olur ya da duygu ve arzularını bastıran çocuk rolünde kalır. Bastırılmış duyguları nedeniyle kendini olduğu gibi gösteremez, diğerleriyle gerçek ve eşit bir ilişki kuramaz. Sevilmek için, diğerlerini memnun etmeye çalışır. Her iki durumda da, ilişkide bulunulan kişiyi belli bir mesafede tutmak ama aynı zamanda üzerinde duygusal kontrol kurarak elde tutmak ve ilişki çemberinin dışında kalmamak önemlidir.

Merkezi kaydır

Kendini diğerlerinin ona bakışına göre tanımlayan ilişki kontrolcüsü, dünyanın onun etrafında dönmediğini kabul etmesi zordur. Eğer bir arkadaşı onu bir süredir aramıyorsa, bu bir problem olduğundan değil, ona karşı olduğundandır veya projesini desteklemeyen bir iş arkadaşı, başka bir bakış açısına sahip olduğundan değil, ona kişisel saldırıda bulunmak için öyle yapmıştır. Bu tür dışlanma hislerine karşı, karşınızdaki kişinin hangi amaçla bu şekilde davranmış olabileceğinin bir listesini yapın. Pasif kontrolcü içinse amaç, kendi isteklerini, zevklerini, görüşlerini ve ihtiyaçlarını ifade edebilmektir, yakın çevresiyle güvenli bir ortamda bunların pratiğini yapabilir.

BENZER YAZILAR