A vitamini, sağlıklı bir cilde, saça ve gözlere sahip olman için gereklidir. Her vitamin gibi A vitamini de enfeksiyonlara karşı vücudumuzu korur.
Aynı C vitamini gibi antioksidan etkiye sahiptir ve hastalıklara karşı hücrelerimizi korumaya yardımcı olur. DNA’mızın hasar görmesini önler. Üreme, büyüme ve gelişme için de gerekli bir vitamindir. Eksikliğinde gece körlüğü, kuru cilt, bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi belirtiler görülebilir.
A vitamini, doğal olarak iki farklı şekilde meydana gelen, yağda eriyen bir maddedir. Biri sadece hayvansal gıda kaynaklarında bulunan retinoldür. Diğeri ise hem hayvansal hem bitkisel kaynaklarda bulunan ve karoten olarak bilinen provitamin şeklindedir. (İhtiyaç hâlinde retinole dönüşür.) Bitkisel A vitamini kaynakları kayısı, havuç, mango, portakal, ıspanak, brokoli, kuşkonmaz, maydanoz, yeşil fasulye, pırasa, bezelye, avokado, badem, ceviz, kabak çekirdeğidir. Hayvansal kaynaklar ise balık, karaciğer ve böbrek olmak üzere sakatatlar, süt ürünleri, yumurta sarısı, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ve tereyağ gibi besinlerdir. A vitaminin vücutta emilimi için ortamda yeteri kadar yağ bulunması gerekir. Yeterli miktarda yağ ile beraber tüketildiğinde yaklaşık yüzde 80’inin emilimi gerçekleşir.
A vitaminin vücudumuzda kullanılmasını sağlayan enzimi kodlayan gen ise BCMO1’dir. Bu enzim, ince bağırsak ve karaciğerde bulunur. Beta-karoten moleküllerini kullanır ve hayvansal kaynaklı A vitamini olan retinol üretiminden sorumludur. BCMO1 geninde oluşan farklılık, bitkisel kaynaklı aldığımız provitamin A’ların retinole dönüşmesini engelleyebileceği için A vitamini seviyesinin düşmesine sebep olabilir. Bu durumda sahip olduğun genotipe göre A vitamininden zengin beslenmen gerekebilir. Bu miktar ise doktor veya diyetisyen kontrolünde artırılmalıdır.