Biraz endişeli olmanın bazı avantajları olduğunu söylesek ne dersin? Endişe etmenin nasıl bir faydası olabilir diye merak ediyorsan bu yazıyı oku; daha mutlu, sağlıklı ve (sürpriz!) stressiz bir yaşama merhaba de.
Evhamlı Esra, gergin Gizem veya pimpirikli Pelin… Fazla düşünüp endişe eden kişiler genelde iyi bir şöhrete (ve sevimli lakaplara) sahip olmuyor. Fakat söz konusu sağlık olduğunda, soğukkanlılara kıyasla avantaja sahip olabiliyorlar. Riverside’daki Kaliforniya Üniversitesi tarafından incelenen yeni bir araştırmaya göre, sağlığın hakkında endişe etmen daha sağlıklı olmanı sağlayabilir. Evet, doğru okudun!
İşin püf noktası şu: Bu güzel yan etkilerden faydalanabilmek için doğru oranda endişeli olmalısın -ne çok fazla, ne de çok az. Senin için hazırladığımız rehberi uygulayarak, altın oranı tutturman ve abartılı kaygılarından kurtulman mümkün! Evhamlı olmak şimdi kulağa çok da kötü gelmiyor, değil mi?
Şaşırtıcı Avantajlar
Kaliforniya Üniversitesi’nde psikoloji profesörü ve araştırmacı olan Dr. Kate Sweeny, endişe hissinin evrimsel bir koruma mekanizması, yani yaklaşmakta olan ve önlemen gereken bir tehdidin işareti olduğunu söylüyor. Söz konusu sağlık olduğunda kendi durumun hakkında kaygılanmak, bu korkularından kurtulmak için seni kendine iyi gelen alışkanlıklar edinmeye yöneltebilir.
Mesela Sweeny’nin yaptığı bir araştırmaya göre, meme kanseri hakkında endişelenen kadınların kendi kontrollerini yapma ve mamografi çektirme oranları daha yüksekmiş. Cilt kanserine yakalanma korkusu olanların ise, SPF içeren güneş kremi kullanmaya ve cilt kontrolleri için doktorlarını ziyaret etmeye daha yatkın oldukları ortaya çıkmış. Seks yaparken korunmaya dikkat etmekten sigarayı bırakma kararına kadar her şeyin, belli bir oranda endişe etmekle bağlantısı var – kısacası kaygılanmak belli bir sorunu ne kadar umursadığının bir yansıması. Yani fanatik bir diş ipi kullanıcısıysan, egzersiz yapmayı ihmal etmiyorsan veya bisiklete asla kasksız binmeyenlerdensen; sağlığın için sana bu güzel alışkanlıkları kazandıran endişeli yapına teşekkür edebilirsin.
Endişelenmek aynı zamanda duyguların için tampon vazifesi de görebilir. Bir araştırmaya göre kötü haber almaktan korkan kişiler, olası kötü senaryoların gerçekleşme durumunda harekete geçmek üzere çözüm yolları ve gerekli tepkilerden oluşan bir cephane hazırlamaya daha yatkın. Örneğin tıbbi test sonuçlarını bekleyen endişeli kişiler, test sonucunun olumsuz çıkması durumunda uygulamaları gereken aşamaları çoktan planlamış oluyor.
1. İpin Ucunu Kaçırma
Neden bazı kişiler ciddi bir hastalığa yakalanma olasılığı hakkında buhranlar yaşarken bazılarının böyle bir olasılık akıllarına bile gelmiyor? Eğer ailende kalıtsal bir hastalık varsa, bu konu hakkında diğer kişilere göre daha çok strese girmen tabii ki normal. Araştırmacılar, geriye kalan şeylerin ise muhtemelen kişinin karakter özelliğinden kaynaklandığını düşünüyor. Sweeny, genellikle huysuz olan, stresli anlarda büyük tepkiler gösteren ya da hayatlarında belirsizlik veya değişimlerden nefret eden kişilerin daha endişeli olduklarını belirtiyor.
Eğer tüm bunlar seni tarif ediyorsa, bilmen gereken şey şu: Hayattaki çoğu şey gibi, endişelenmek de dengeli olduğu takdirde en iyi sonuçları veriyor. Çok az endişelenmek ise gereken önlemleri almamana yol açıyor. (Direksiyon başına geçtiğinde “Nasıl olsa benim başıma gelmez” diyerek emniyet kemerini takmamak gibi.) Kaliforniya Üniversitesi’nin araştırmasına göre çok fazla endişe etmek ise adeta felç edici bir etmen gibi harekete geçmeni engelleyebiliyor. (Ağrıyan dizin için doktora gidersen doktorun sana mutlaka ameliyat önereceğine inanmak ve bu yüzden doktora gitmemek gibi.) Üstelik durmaksızın tırnaklarını yeme raddesine kadar sağlığın hakkında kaygılanmak, bedeninin sürekli olarak kortizol yani stres hormonu ile dolup taşmasına neden oluyor. Bu da kalp rahatsızlıkları, şeker hastalığı, kanser, hassas bağırsak sendromu ve depresyonla ilişkilendirilen, kronik alarm durumuna geçmene neden oluyor. Önereceğimiz tüm stratejilerle, doğru kaygı oranını yakalayabilirsin.
2. Etraflıca Düşün
Sweeny, “Belki de bu berbat kramplar sadece regl olduğum için değildir” gibi endişelendirici düşünceler aklına geldiğinde, kendine şunu sormanı tavsiye ediyor: Bunun hakkında yapmam gereken bir şey var mı? Bu gerginlik acaba bana gözden kaçırdığım bir şeyi mi hatırlatmaya çalışıyor? Sweeny, “Bu sorulardan herhangi birinin cevabı evet ise, harika. O zaman endişelenmen doğru amaca hizmet etmiş demektir” diyor. Örneğin bahsettiğimiz durumdaki kaygı hissi, jinekoloğundan bir randevu alman gerektiğin anlamına geliyor.
3. Planlı Ol
İlk aşamadan sonra, problemini alt edebilmeni sağlayacak potansiyel çözümlerin bir listesini hazırla. Sırt ağrılarının gittikçe kötüleşmesi seni endişelendiriyor mu? Öyleyse bir fizik tedavi uzmanından randevu al. Kendini biraz hâlsiz mi hissediyorsun? O hafta için sağlıklı öğünler hazırla. Çözüm yollarına sahip olmak ve harekete geçmek, endişelerinin hafiflemesine yardımcı olacaktır.
4. Dikkatini Dağıt
Hapşırıp duran iş arkadaşından nezle kapmak gibi senin elinde olmayan durumlar hakkında strese girdiğinde; dikkatini dağıtma vakti gelmiş demektir. Aynı konu üzerine düşünüp durmanın (bol vaktimiz olduğu zamanlarda hepimiz yapıyoruz) tek yaptığı şey, vücudumuzdaki kortizol seviyesini artırmak oluyor. New York’tan Psikolog Chloe Carmichael, “Kafandaki kaygılar beynini ele geçirmeye başladığında devreye sokabileceğin, daha verimli düşüncelerden oluşan bir liste
yarat” diyor.