BAHAR AYLARINDA ALERJİLER KABUSUN OLMASIN…

Bahar ayları, neşemizi yerine getirse de mevsimsel alerjik rinit hastaları için kabusa dönüşebiliyor. Bunun nedeni havada yayılan; ağaç, çiçek ve çimenlerin oluşturdukları çiçek tozları yani polenler. 

Üstelik soluduğumuz havaya karışabilen küçük moleküllü polenler 300 kilometre kadar uzağa bile ulaşabiliyor.

Bahar alerjisi belirtileri ile nezle belirtileri de benzerlik gösteriyor. Bu iki hastalık arasındaki ayırt edici özellik ise; nezlede bulgular 7-10 gün içinde kaybolurken, bahar alerjisinde bu sürenin birkaç aya kadar uzayabilmesi. Yakınmalar 2 haftadan uzun sürdüğü takdirde bunun altında alerjik bir durum olup olmadığının araştırılması gerekiyor.

Alerjiler en çok hangi aylarda görülüyor?

Polen taneciklerini gözle görmek mümkün değildir ama milyonlarcasının bir araya gelerek oluşturdukları kümeler; sarımsı, mavi, beyaz, esmer nadiren de kırmızımsı toz şeklinde görülür. Gösterişli ve renkli bitkilerin daha alerjen oldukları kanısı doğru değildir. Ülkemizde 9 bin civarında bitki çeşidi bulunmakta olup, bunların sadece yüzde 10 kadarı alerji sebebi olmaktadır. Bölgelere göre farklılıklar olmakla beraber havada alerjenlerin en yoğun olduğu dönem nisan-mayıs-haziran aylarıdır. Kişi alerjik bir bünyeye sahipse, burun içine göze ve genze giren polenler “histamin” denen kimyasal maddenin salgılanmasına neden olur. Bu da gözlerdeki ve burun zarlarındaki kılcal damarların genişleyerek dokuların şişmesine bu sebeple de burun ve geniz tıkanmasına burun ve gözde akıntıya, kaşıntıya, hapşırmaya, öksürmeye yol açar. Üst solunum yollarındaki bahsedilen doku şişmesine bağlı olarak; sinüslerde baskı ve yüzde ağrı, göz altlarının morarması ve şişmesi, koku ve tat duyularında azalma, alerjik selam denilen sık sık ellerini buruna sürtme ve kaşıma hareketi, yorgunluk, algılama güçlüğü, uyku bozukluğu, damakta ve gırtlakta kaşıntı, öksürük ve baş ağrısı görülebilir.

Alerjiler uyku düzenini bozarak konsantrasyon eksikliği yaratabiliyor

Rahat nefes alamadığı için alerjik kişilerde; gece uyku düzeni bozulur, gündüz konsantrasyon eksikliği ile okul başarısında azalma ve baş ağrısı olabilir. Hastalık, göz kaşıntısı ve hapşırmaktan ibaret basit bir hastalık değildir. Tedavi edilmezse ve önlem alınmazsa tekrarlar. Sinüzit, otit ve astıma zemin oluşturabilir. Önlem alabilmen için öncelikle alerjik olduğun polenin belirlenmesi gerekir. İlkbaharda polenlerin kaynağı genellikle; ağaçlar, yaz ve sonbaharda ise genellikle çayır otlarıdır. Polen mevsimleri ve yoğunlukları bölgenin bitki örtüsü, o sene aldığı yağışlar ve sıcaklık gibi hava şartlarına göre şehirden şehre farklılık gösterebilmektedir. Rüzgar ve fırtınada bitkilerden havaya polen karışması kolaylaşarak havada polen yoğunluğu artar. Yağmur yağdıktan sonraki ilk birkaç saat ve akşam saatlerinde polen yoğunluğu büyük oranda azalmaktadır.

Polenlere karşı nasıl önlem almalı?

  • Polenlerin yoğun olduğu dönemlerde; özellikle sabah ve öğle saatlerinde, kuru, güneşli ve rüzgârlı havalarda zorunlu değilse dışarı çıkma.
  • Sportif faaliyetler için kapalı alanları tercih et.
  • Okula veya işe gitmek gibi zorunlu sebeplerle dışarı çıkılacaksa polen maskesi ile çıkmayı dene, yoksa en azından siperli şapka ve gözlük kullan.
  • Polenlerin ciltle temasını azaltmak için uzun kollu elbiseler ve pantolon giy.
  • Dışarda polenler yapıştığı için eve geldiğinde giysilerini değiştir, duş al veya saçını, yüzünü bol su ile yıka.
  • Kapı ve pencerelerini polenlerin yoğun olduğu sabah ve öğlen saatlerinde sıkı kapatarak evinize ya da aracınıza polen girmesine izin verme, mümkünse polen filtreli klima kullan.
  • Dışarıya asılırsa polenler yapışacağından çamaşırlarını polen mevsiminde ev içerisinde kurutma makinesinde kurut.
  • Toplu taşıma araçlarında seyahat ediyorsan, açık pencere veya kapılardan uzakta oturmaya gayret et.
  • Çim biçme, ağaç budama ve bahçe bakımı gibi işlerden biçilmiş çim yığınlarından budanmış ağaç dallarından uzak dur.

Polen alerjin varsa, beslenmene de dikkat et

Polen alerjisi olanlar, beslenmelerine de dikkat etmelidirler .Polenlerle bazı meyve ve sebzelerin antijenik yapısı birbirine benzediğinden çapraz reaksiyonlar görülebilir. Kızılağacın polenlerine alerjisi olanların; badem, elma, kereviz, kiraz ve fındığa karşı alerjileri olabilir. Çayır polenlerine alerjisi olanlarda; karpuz, portakal ve domates alerjisi eşlik edebilir. Polen alerjisi olanlar duyarlı oldukları bitkilerin yakınlarında bulunduklarında, örneğin; pikniğe kırlık ormanlık yerlere gittiklerinde rahatsızlıkları artar, deniz kıyısında ise daha rahat olurlar. Başka bir bölgeye veya ülkeye seyahat edecek olanlar gidecekleri yerin o mevsimdeki polen özellikleri hakkında bilgi alarak yeri ve zamanı ona göre ayarlamalıdırlar.

Hava kirliliği ve trafik alerjiyi tetikliyor

Hava kirliliğinin ve trafiğin fazla olduğu endüstriyel bölgelerde polen alerjilerine daha çok rastlanır. Yoğun trafik olan yerlerde özellikle, cadde kenarında oturanlarda dizel kurumu ve egzoz gazları, hava kirliliği olan şehirlerde kükürt dioksit, ozon, azot oksitleri gibi zararlı gazlar solunum yollarında hücre hasarı ve kaybına neden olup alerjik iltihaba zemin hazırlar. Ayrıca alerjik olaylardan sorumlu “IgE”nin vücutta yapımını da artırırlar. Küresel ısınmayla atmosferde artan karbondioksit gazı da alerjen bitkilerin daha fazla büyümesine ve daha çok alerjen yaymasına sebep olurlar. Daha 10 yıl önce 5 çocuktan biri alerjik iken, bugün 4 çocuktan birinde alerjiye rastlanmaktadır.

Ülkemizde en çok rastlanan alerjik bitkiler

Ülkemizde en çok rastlanan alerjik otlar; ayrık otu, kedi kuyruğu, tavşanayağı, domuz ayrığı, başlı çayır, püsküllü çayır, yumrulu arpa, buğday, yulaf, Fransız çimeni, zembil otu, delice otu, tilki kuyruğu,yavşan otu, sinir otu, kuzu kulağı, sığır kuyruğu, çoban çantası vs. gibi bitkilerdir. Ağaçlardan ise; karakavak, aksöğüt, huş ağacı, tüylü meşe, akçaağaç, sarıçam, karaağaç, fındık yurdumuzdaki ağaçlardan alerjiye en sık sebep olanlardır.

Kaynak: İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Musa Bostancıoğlu

BENZER YAZILAR