Birçok kişi tarafından tercih edilen çorba detoksu (souping) hakkında uzmanlardan duyman gerekenler var.
Seni toksinlerden arındıracak, sıcak tutacak, ekstra olarak da fazla kilolarından kurtaracak bir yöntem varsa, hayır diyebilir misin? Cevabını tahmin edebiliyoruz. Ancak biz WH olarak mucize vadeden çözümlerin derinine inmeyi seviyoruz. Eğer tüm günü sadece çorba içerek geçirmek anlamına gelen “souping”, konuşulduğu kadar iyi bir yöntemse, o zaman tenceredeki suyu hemen kaynatmaya başlarız. Ama önce biraz araştıralım…
Gün boyu çorba içmenin aslında bir detoks yöntemi olduğuna dair net bir bilgiye ulaşmak zor. Araştırmacılar çorba ve detoks kavramlarını ayrı ayrı değerlendiriyor ve yemeğe çorba gibi düşük kalorili bir başlangıç yapanların, yapmayanlara oranla yüzde 20 daha az kalori aldığı söyleniyor. Öte yandan, detoks diyetlerinin arındırma konusunda vücudun doğal sisteminin üzerine çıkabildiğiyle ilgili hiçbir bilginin olmadığının da altı çiziliyor. Vücudumuz zaten toksinlerden kendi başına da kurtulabilen mükemmel bir mekanizmaya sahip. O hâlde nereden çıktı bu souping? Konuyu beslenme uzmanlarına sorduk.
Toksinlerden kurtulmak
Literatürde yer alan “toksin” kelimesi genellikle hava kirliliği, sigara-alkol kullanımı, kontrolsüz ilaç tüketimi ve stres gibi yaşam kalitesini düşüren durum ve davranışların vücudumuzda oluşturduğu “kırmızı alarm” maddelerine işaret ediyor. Bunlar da elbette vücutta istenmiyor. İşte bu noktadan sonra, toksinlerden kurtulmak olarak özetlenebilecek olan detoks kelimesi devreye giriyor.
Aslında insan vücudu toksinlerden arınmak için karaciğer, böbrek, akciğer gibi organlardan destek alarak kendi kendini koruyabiliyor. Detoks diyetlerinin ise bilimsel olarak temizleyici ya da sağlıklı kilo vermeye yardımcı etkisi üzerine netleşmiş herhangi bir veri bulunmuyor.
Tüm gün çorba içmek iyi bir fikir mi?
“İyi ama ben detoks yaptım ve kilo verdim” diyebilirsin. Diyetisyen M. Pırıl Şenol Duru bu durumu şöyle açıklıyor: “Arınmak için yapılan bu tür diyetler, genelde düşük kalorili oluyor. Katkı maddesi içermiyor, bol sebze ve posadan oluştuğu için sindirim sistemini çalıştırıyor. Bu yüzden de kilo kaybına neden oluyor.”
Aslında düşününce, hem hazırlaması hem de tüketmesi kolay yemeklerden biri olduğu için tüm günü çorba içerek geçirmek harika olabilirdi! Böylece ne yiyeceğimizi düşünmek zorunda da kalmazdık. Ancak bu, ne yazık ki kulağa geldiği kadar iyi bir fikir değil. Duru, mümkün olduğunca besin çeşitliliğine önem vermek gerektiğini söylüyor ve dişlerimiz olduğu sürece çiğnemek zorunda olduğumuzu ekliyor: “Eğer son günlerde sağlıksız besleniyorsan sebze tüketebilirsin. Ancak bunun tam olarak sıvı ya da çiğ olması gerekmiyor. Ne olursa olsun tek yönlü beslenmekten yana değiliz.”
Çorba detoksu neyi amaçlıyor? Sağlık riskleri var mı?
Gelelim çorba detoksunun aslında ne amaçladığına… Souping, gün boyu ihtiyaç duyacağın karbonhidrat, protein, antioksidan ve liften zengin bir çorba hazırlamak üzerine kurulu bir sistem. Ancak amaç her ne kadar doğru gibi görünse de, çiğneme refleksine gerek duyulmadığı için çorba hızlı ve kolay tüketiliyor. Bu da tokluk hormonlarının yeteri kadar salgılanmamasına ve tokluk hissinin daha geç oluşmasına yol açıyor.
Daha da kötüsü var: Diyetisyen Dilara Koçak, “Sebzeleri mekanik olarak çok fazla parçalamak, içindeki karbonhidratın serbest şekere dönmesine neden olur. Bu durumda kan şekerin hızlıca yükselebilir” diyor. Koçak, tüm gün sıvı ve çorba ağırlıklı beslenmek yerine haftada birkaç gün ana öğünlerin birinde çorba tüketmenin daha sağlıklı ve sürdürülebilir olduğu görüşünde. “Bütün günü çorba içerek geçirmek uzun vadede sürdürülebilir olmadığı gibi kısa vadede de besin yetersizliklerine sebep olabilir” diye de ekliyor.
Diyetisyen Pırıl Şenol Duru ise, karaciğerimizin zaten 7/24 çalışan bir detoks sistemi olduğunu hatırlatıyor ve “Literatürde souping detoksu diye bir şey yok” diyor. Genel olarak detoks diyetleri ciddi enerji kısıtlaması ve beslenme yetersizliği ile ilişkilendiriliyor olsa da, fazla sıvı alımı ve atımına bağlı olarak vücutta elektrolit dengesizliklerine de neden olabiliyor. Uzman Diyetisyen Şeyma Öztürk Çelebi, “Uzun süreli, aşırı açlık ve besinsel yetersizliğe sahip bir detoks programı ölüme dahi yol açabilir” diye uyarıyor.
“Çorba diyeti yapmalı mıyım?”
Çorba diyeti, sağlıklı beslenmenin karşısında (özellikle de çiğneme söz konusu olmadığı için) 1-0 yenik durumda. Ancak diğer detokslarla kıyaslandığında biraz daha avantajlı. Diyetisyen Dilara Koçak, detoks adı altındaki programları sürdürülebilir bulmadığını ancak çorbanın diğer detoks programlarıyla karşılaştırıldığında; sebze, tahıl ve sağlıklı yağ içerdiği zaman besin değeri açısından destekleyici olabildiğini söylüyor. Çorbanın lif, protein, karbonhidrat ve yağ açısından mutlaka desteklenmesi gerektiğinin de altını çiziyor: “Lif ve antioksidan açısından zengin kereviz, enginar, brokoli, Brüksel lahanası, soğan, sarımsak gibi sebzelerden faydalanabilirsin. Tahıl olarak kinoa, bulgur, mercimek, maş fasulyesi kullanabilirsin. Çorbanın protein içeriğini arttırmak için de bağlayıcı olarak yumurta, süt, yoğurt tercih edebilirsin.”
Son olarak uzmanlar, bütün günü çorba içerek geçirdiğinde bazı besin öğelerinin alımında eksiklik yaşayabileceğini de hatırlatıyor. Sonuç olarak eğer amacın sağlıklı olmaksa her şeyi dozunda yap ve sıvı detoksları yerine çiğneme yeteneğinin tadını çıkar.