Koşmak için çok sebebin var!
Bir koşucu değil misin? Bir daha düşün. Kadınlar, kaldırımları arşınlamakta başı çekiyor. Kathrine Switzer, 1967 yılında Boston Maratonu’na başvurduğunda, kadınların fazla kırılgan oldukları düşünüldüğü için maratona başvuru hakları yoktu. Bir yetkili durumu anladığında onu saf dışı bırakmaya çalıştı, ancak Switzer koşmaya devam etti. Zamanla yarışlara katılan kadınların sayıları eskisine oranla arttı.
Kadınlar koşuda ne kadar bu kadar iyi?
The Balanced Runner koşu antrenörü Paul Mackinnon bunun birkaç nedeni olduğunu açıklıyor; “Kadınlar daha hafif olduğu için vücutlarında daha az yük var, özellikle uzun mesafelerde.”
Kadınların yağ depolaması daha çok olduğundan, uzun koşularda yakıtları çabuk bitmiyor. Kısa olmak aynı zamanda, küçük adımlara ve daha tempolu olmaya yarıyor, bu da koşuyu daha etkili kılıyor ve eklemlere fazla yüklenilmiyor.
Aynı zamanda biz planlara daha bağlıyız. Yarışlarda kadınlar daha az ego sahibi, bu yüzden de planlarına erkeklerden daha sadık kalıyorlar. Medicine & Science in Sports & Exercise’ın 90.000’den fazla maraton koşucusunun bulunduğu araştırmasında, erkeklerin kadınlara göre daha az tempo tuttuğu ve koşuya çok hızlı çıktıklarından çabuk yoruldukları ortaya çıkmış.
Koşu bandında mı, yoksa açık havada mı?
Kötü hava mı? Problem değil. Böyle durumlarda koşu bandını deneyebilirsin. Eğimi yüzde bir veya yüzde iki oranında bile artırsan dışarıda yürüme hissi yaratabilirsin.
Ama koşunun tüm faydalarından yararlanmak istiyorsan, dışarı çık. İngiltere’deki Peninsula College of Medicine and Dentistry; açık hava egzersizlerinin enerjiyi artırırken, öfke, depresyon ve gerginliği iç mekân egzersizlerine kıyasla azalttığını ortaya koydu.