Modern çağda telefonlarımızla her sırrımızı paylaştığımız bir gerçek. Tüm şifrelerimiz, banka bilgilerimiz ve özel hayatımızla ilgili her detay telefonlarımızda bulunuyor.
İnsanlar internet hizmetlerini ne kadar fazla kullanırlarsa kişisel bilgilerini gizli tutmaları da o kadar zorlaşıyor. Ayrıca, mobil bir yaşam tarzını korumak için kullanıcıların her zaman, her yerde ulaşılabilir olması gerekiyor çünkü sosyal bağlantıları, kazançları, sağlıkları ve hatta sosyal medya uygulamaları sayesinde duygusal dengeleri bile buna bağlı!
İnternetsiz yaşam mümkün mü?
Sıradan bir gününü düşün. Aktif bir internet bağlantısına ne kadar ihtiyaç duyuyorsun? İnternete hiç bağlanmadan, sosyal medya kullanmadan bir gün geçirebileceğini düşünüyor musun? Cevabın ‘hayır’ ise yalnız değilsin. İnternete bağlı kalmak, sürekli hareket halinde olanlar başta olmak üzere artık birçok kullanıcı için hayati önem taşıyor. Öyle ki bir siber yazılım şirketinin yaptığı ankete Türkiye’den yanıt verenlerin dörtte birinden fazlası (%26), kendileri için internet bağlantısının yiyecek, su ve barınma kadar önemli olduğunu söyledi.
Cihazlara ve onların sunduğu bağlantı olanaklarına olan bağımlılığımız artık o kadar güçlü ki akıllı telefonumuzu veya tabletimizi kaybettiğimizde diğer birçok travmatik durumdan daha fazla stres yaşayabiliyoruz. Ankete Türkiye’den katılanların neredeyse tamamı (%91), cihazları kaybolur veya çalınırsa stres yaşayacaklarını dile getirdi. Ki bu oran, tren veya uçak kaçırmak (%89), küçük çaplı bir otomobil kazası geçirmek (%90) veya hastalanmaktan (%86) daha yüksek.
Akıllı telefonların hayatımızdaki etkileri
Bu korku boşuna değil. Zira akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle pek çok şey değişti. Sosyal medya mecraları, hayatımızın adeta domino taşı oldu. 2017 yılında yapılan bir araştırma, sosyal medyada günde iki saatten uzun zaman geçirenlerin, yarım saat ya da daha az vakit geçirenlere oranla iki kat fazla sosyal izolasyon eğiliminde olduğunu gösteriyor.
Ayrıca sabah saatlerinden itibaren sosyal medyayı yoklamaya başlamamız da FOMO ya yani ‘bir şeyleri kaçırma korkusu’ na işaret ediyor olabilir. Kimin hayalini kurduğumuz tatile çıktığını, kimlerin bizden daha çok ‘eğlendiğini’, beğeni sayılarımızı, hikayelerimizi kaç kişinin görüntülediğini düşünmek çağın hastalığının işaretleri.