Tereyağlı kurabiyeden yeşil smoothie’ye yumuşak bir geçiş yapmak, sandığın kadar zor değil! Tabii öncelikle yaptığın yanlışları görmen ve ona göre hareket etmen gerek.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte dışarı çıkma isteğimiz artar. Artık “hava soğuk” bahanemiz kalmamıştır ve kışın üzerimize sindirdiği rehaveti (ve ofis partilerinde aldığımız fazla kalorileri) bir an evvel atmak isteriz. Kendimize sık sık parkta yürüyüş yapacağımıza ve beslenme alışkanlıklarımızı değiştireceğimize dair söz veririz. Ancak büyük bir şevkle başlanan yağsız, şekersiz ve düşük kalorili hayat tarzı, genellikle kelebeğin ömrü kadar sürer. Çünkü aşırı kısıtlayıcı diyetler genelde sürdürülebilir değildir. Beslenme Uzmanı Brooke Alpert, “Belli besin gruplarını yasaklayan diyetleri uygulamak, seni aslında başladığından da kötü bir noktaya taşır. Bu tarz diyetler metabolizmana zarar verir ve sonrasında yo-yo etkisi göstererek kilo almana neden olur. Sonuç olarak tekrar yeni bir diyet programına başlarsın. Ve bu kısır döngü sürekli devam eder” diyor.
Kilo vermeyi veya beslenme alışkanlıklarını değiştirmeyi gerçekten istiyorsan, uygulanabilir çözümler bulmalısın. Sağlıklı bir beslenme tarzına geçiş yapmaya kararlıysan, aşağıdaki beş hatayı bir daha yapmamaya söz vermelisin. Kime mi? Kendine elbette!
1- SEVMEDİĞİN YEMEKLERİ YEMEK
Son bir aydır yeşil renkte hiçbir besin tüketmediysen ve aniden brokoli fanatiği olacağını sanıyorsan, çok yanılıyorsun. Beslenme Uzmanı Cassandra Suarez’in önerilerine kulak ver: “Diyetlerin başarısız olmasının en büyük sebebi, kişiyi sevmediği bir şeyi yemeye veya içmeye zorlaması.”
Örneğin smoothie’ne koyarak içemeyeceğini biliyorsan, karalahanayı sotelemeyi deneyebilirsin. Tadı yine de hoşuna gitmedi mi? Onu diyetinden çıkarıp; ıspanak, pazı veya başka bir yeşil yapraklı sebze yemeyi dene. Hayattan soğumadan sağlıklı beslemenin diğer bir yolu da çeşitli baharat karışımlarını denemek. Farklı baharatlar veya pişirme teknikleri kullanmaktan çekinme. Sebze veya tavuk yemeklerini, kajun veya başka baharat karışımlarıyla denemeni tavsiye ederiz.
2- HEMEN SONUÇ BEKLEMEK
Hedefine ulaşamamanın sebeplerinden biri de keskin kararlar vererek, onu ulaşılmaz kılman. Örneğin en sevdiğin restoranından bir daha asla sipariş vermemek veya bir ayda beş kilo vermek gibi kararlar, ters tepmeye çok müsaittir.
Beslenme Uzmanı Rene Ficek, “Keyif aldığın yemekleri yasaklaman, artık dayanamadığın noktadan sonra onlara saldırmana sebep olur” diyor. Ayrıca hızlı bir şekilde yüksek miktarda kilo verme teşebbüsü sadece hayal kırıklığı yaratır ve seni bir paket cipse kolayca sürükler. Ana hedefine ulaşmanı kolaylaştıracak küçük hedefler koy. Mesela en sevdiğin restoranı hayatından tamamen çıkartmak yerine ayda sadece bir defa sipariş vermeyi dene. Bir veya iki haftada bir kilo vermek gibi daha basit hedeflerle başla.
3- ÖĞÜNLERİNİ ÖNCEDEN HAZIRLAMAMAK
Stres seviyemizin artmasıyla abur cubur tüketimimiz de artıyor. Bunun bir sebebi de elimizin altında sürekli erişebileceğimiz bir sürü atıştırmalık olması.
Beslenme Uzmanı Lily Chen, sağlıklı seçimler yapabilmek için öğünlerini önceden hazırlamanı öneriyor. Böylece acıktığında gözün dönmüş bir şekilde her şeye saldırmak yerine, hazırda tuttuğun sağlıklı seçeneklere yönelebilirsin. Sebzelerini doğrayıp porsiyonlar hâlinde paketle ve hafta sonu da dâhil olmak üzere tüm öğünlerini hesapla. Böylece eve en yorgun geldiğin akşamlarda bile sağlıklı tercihler yapabilirsin.
4- ETİKET OKUMAMAK
Raflardan ürün alırken etiketlerini okumak sağlıklı bir beslenme alışkanlığıdır. Böylece o ürünün diyetinde yeri olup olmadığını belirleyebilirsin.
Chen, bir kutu meyve suyunun aslında iki porsiyon olabileceğini ifade ediyor. Yani, etiketin üzerinde yazandan (genelde besin değerleri 100 ml için verilir) iki kat fazla şeker ve kalori alıyor olabilirsin. Ve bir kutu meyve suyunun genellikle sadece yarısını içmediğin için, bu durum kilo vermene engel olabilir. Söylememize gerek yok; aynısı diyet bisküviler ve “sağlıklı” cips paketleri için de geçerli… Bir diğer önemli nokta ise, aldığın ürünlerdeki lif ve protein içeriğine dikkat etmen. Her öğünde karnının iyice doyması için sekiz gram lif ve 20 gram protein almaya çalış.
5- ZAYIF ANLAR İÇİN B PLANI YAPMAMAK
Beslenme şeklini değiştirmeye karar vermek ve bu kararı uygulamak çok güzel bir seçim. Ama kötü günler ve potansiyel aksilikler için de plan yapmalısın.
Örneğin stresli bir günündeki duygusal açlığını düşün. Ficek, “Kendini iyi hissetmek için koca bir porsiyon çikolata soslu dondurma yiyeceğini biliyorsan mutlaka bir B planı yapmalısın” diyor. Örneğin gerginliğini bir masaj seansında veya sakinleştirici bir yoga dersinde gidermeye çalışabilirsin. Her ikisi de sağlıklı yaşamı iyi şekilde destekleyen aktiviteler ve uzun vadede abur cubur yemeye kıyasla sana kendini daha iyi hissettirirler.
genellikle kelebeğin ömrü kadar sürer. Çünkü aşırı kısıtlayıcı diyetler genelde sürdürülebilir değildir. Beslenme Uzmanı Brooke Alpert, “Belli besin gruplarını yasaklayan diyetleri uygulamak, seni aslında başladığından da kötü bir noktaya taşır. Bu tarz diyetler metabolizmana zarar verir ve sonrasında yo-yo etkisi göstererek kilo almana neden olur. Sonuç olarak tekrar yeni bir diyet programına başlarsın. Ve bu kısır döngü sürekli devam eder” diyor.
Kilo vermeyi veya beslenme alışkanlıklarını değiştirmeyi gerçekten istiyorsan, uygulanabilir çözümler bulmalısın. Sağlıklı bir beslenme tarzına geçiş yapmaya kararlıysan, aşağıdaki beş hatayı bir daha yapmamaya söz vermelisin. Kime mi? Kendine elbette