KARİYER KONUSUNDA NE İSTİYORUZ?

Erkeklerin başarıya giden yol, güç ve daha birçok konuda ne istedikleri zaten açık açık tartışılıyor. Artık kadınların ne istediğini konuşma zamanı geldi. Peki kariyer konusunda ne istiyoruz? Cevabı için Gazeteci ve H-Spot: The Feminist Pursuit of Happiness kitabının yazarı Jill Filipovic’e kulak ver. 

Lise son sınıfta üniversite bursu kazandım ve ileride ne olmak istediğimizle ilgili bir e-posta aldım. Politikaya atılmanın dünyayı değiştirmek için en iyi yol olduğunu düşündüğüm için hemen “Senatör” diye cevaplamıştım. Sınıf arkadaşlarımdan biri –ki o dönemde ondan hoşlanıyordum- tek kaşını kaldırıp bana şöyle demişti: “Senatör mü? Biraz yüksekten uçmuyor musun?” Ağzımın payını aldıktan sonra bu hayalimi bir kenara bıraktım. O fikir aklımın bir köşesinde uzun zaman boyunca kaldı ama bugün artık bunun çok da parlak bir düşünce olmadığını kabul ediyorum.

Günümüzün artık daha feminist dünyasında kadınların başarılı olması hayli zorlaştı çünkü rekabet arttı. Okullarda kız öğrencilerin başarı oranı erkeklerden daha yüksek çıkıyor. Geçtiğimiz yıl içinde üniversiteye giren öğrencilerin yüzde 56’sı, yüksek lisans derecesiyle mezun olanların da yüzde 57’si kız öğrencilerden oluşuyordu. Boston Consulting Group tarafından yapılan bir araştırmada, kadınların kariyerlerinin başında erkekler kadar hırslı oldukları gözlemlendi. Kadınlar artık yüksek notlar, terfi ve yüksek mevkiiler peşinde.

Fakat başarının ardındaki uğraşın, çoğu zaman kötü olarak algılandığı da başka bir gerçek. Birçok kadın başarılı olduğu için takdir görüyor. Ancak başarı veya para peşinde koşan kişi olarak algılanmak çok farklı bir durum. Erkeklerle rekabete girmenin “kadınsı” olmadığını düşünen kişilerin sayısı da azımsanacak gibi değil.

Sonuç olarak kadınlar bu durumu içselleştirerek hırslarını bastırıyor. İşletme yüksek lisans öğrencileri arasında yapılan bir araştırmaya göre, kadınlar erkek öğrencilerin yanında gelecekteki maaş beklentilerini daha düşük söylüyor. Erkekler her ne kadar hırslı kadınları sevdiklerini söyleseler de işin aslı pek öyle değil. Birlikte oldukları kadının kariyerinin, kendi kariyerlerinin önüne geçmesinden hoşlanmıyorlar. Eşleri çalışmayan erkek yöneticiler de kadınlara daha az terfi veriyor. İş hayatında daha fazla para veya unvan hedefleyen kadınlar, genellikle erkeklerden daha az başarılı oluyor. Tüm bu faktörler bir süredir iş hayatında olan kadınların hırslarının daha az olmasına ve yöneticilik pozisyonlarını erkeklerden daha az talep etmelerine sebep oluyor.

Unsplash / Juliette Leufke

Dişilikle en çok bağdaştırılan şeyler, kadınların verici oldukları ve başkalarına hizmet etmeleri gerektiği yönünde: İlişkide duyguları kadın yönetir, başkalarına ilham kaynağı olur, akşam yemeğini ve sofrayı hazırlar ama masaya en son kendisi oturur… 2016 yılında yapılan bir araştırmada ise kadınların çoğunun hâlâ ev işlerinden, çocuk bakımından, temizlikten, alışverişten kadının sorumlu olması gerektiğini düşündüğü ortaya çıkmış –üstelik çalışıyor olsa bile! Artık cinsel taciz gibi travmatik durumlarda kadının ses çıkarması desteklense de onların hizmet eden taraf oldukları beklentisi henüz tamamen yıkılamıyor.
Kariyeri konusunda hırslı kadınlar ise kafalarda soru işareti uyandırıyor çünkü hizmet etme beklentisini baştan yıkıyorlar. Hatta terfi almak için yöneticisiyle birlikte olmayı kabul eden stereotip kadınlar bile erkeğin gücünü baştan kabulleniyor ve ellerindeki sözde tek güç olan cinselliği kullanıyor.

Sosyal medyada hepimiz başarılı kariyerlerimizle ilgili paylaşım yapıyoruz ama hâlâ para, güç veya itibar açlığımızı rahatça ifade edemiyoruz. Taciz konusunda susmayı asla kabul etmemenin bir sonraki adımı, kariyerimiz konusundaki isteklerimizi açıkça ifade edebilmek olmalı. Yapım şirketi kuran veya yönetmen koltuğuna oturan kadınların sayısı arttıkça, bu konu daha konuşulabilir bir hâl alıyor. Yavaş da olsa aşama kaydediliyor ancak bu başarılar bile alçakgönüllülükle ifade ediliyor. Kadınlar tüm bunları çocuklarına ve kızlarına iyi bir gelecek bırakmak için yaptıkları konusunda ısrar ediyorlar. Belki kısa bir zaman sonra hiç utanmadan ve çekinmeden, “Ben en iyisi olmak istiyorum. Daha fazlasını, daha güzelini sadece kendim için hak ediyorum” diyebilecek duruma gelebiliriz.

BENZER YAZILAR