Sadakatsizliğin ilişkilere talihsiz bir piyango gibi vurduğu yadsınamaz bir gerçek. Ki uzun bir süre de ilişkinin hazin sonu ‘o’ oldu. Ancak birçoğumuzun affetmeyi kabul ettiği bu dönemde ilişkinin bitişi değil, alevlenişi olarak kabul ediliyor. Peki nasıl mı?
İstatistiklerle konuşalım: Yüzde 80’imiz aldatmaya kesinlikle karşı olsa da, erkeklerin yüzde 60’ı, kadınların ise yüzde 45’i aldatıyor. Bu rakamlar evlilik terapistlerini bir zamanlar aldatma meselesini şiddetle kınarken, şimdi konuya farklı yaklaşmaya itiyor. Amerikalı seks terapisti Dr. Tammy Nelson’a göre eskiden sorunlu bir evliliğin üçüncü bir kişi söz konusu olduğunda asla düzelmeyeceği düşünülüyordu. Ama bugün çok daha fazla çift, bir zamanlar kendi anne babalarımıza mani olan aldatmanın hukuki, ahlaki ve sosyal yüklerini görmezden geliyor. Çoğu çift, sadakatsizliği artık hayatın bir gerçeği olarak kabul etti.
2015 yazında Ashley Nilson isimli internet sitesinin hack’lenmesinin yarattığı büyük şok, aldatmaya teşvik eden bu siteye 37 milyon kişinin üye olmasıydı. GlobalWebIndex adlı araştırma şirketinin yayınladığı bir bilgiye göre, Tinder kullananların yüzde 12’si ilişkisi olan, yüzde 30’u ise evli kişilerden oluşuyor. Bugün yatakta yan yana yatan iki kişi akıllı telefonları sayesinde birbirlerini aldatabiliyorlar; biri webcam ile başkasının soyunmasını izlerken, diğeri de başka biriyle mesajlaşabiliyor. Web terapisti Nathalie Nahai, bu nedenle gizli mesajlaşma servislerinin yükselişte olduğunu düşünüyor. Örneğin PQChat servisiyle başkasının cep telefonuna gönderdiğiniz mesajları, kendiniz silebiliyorsun. VPN’ler sayesinde de online aktivitelerinizin takip edilmesini engelliyorsun.
Aldatmanın olasılık dahilinde olduğunu veya ofis arkadaşıyla ufak bir kaçamaktan çok daha öte seviyelerde yaşandığını kabul eden Dr. Tammy Nelson, artık taktik değiştirmiş; çiftlere birbirlerine minimum düzeyde nasıl sadakatsizlik yapabileceklerini öğretiyor. (Aslında bu bir nevi ilişkideki arzuyu artıracak olan küçük kaçamaklar olarak da düşünebilirsin.) ‘The New Monogamy’ adlı kitabında kişilerin bir çift olmadan önce okumaları gereken, ilişkileri sırasında aldatmanın kabul edilebilir ve edilemez yönleri hakkında fikir birliğine varmalarını önerdiği ‘monogami kontratı’ dediği bir dizi kuraldan bahsediyor. “Tabii ki yazılı bir kontrat yapmak zorunda değilsin. Yalnızca monogami kurallarınızı en baştan açık açık konuşun” diyor. Bunu evlilik öncesi finansal bir anlaşma değil de, bir gönül anlaşması gibi düşün diye açıklıyor.
Bu radikal ve gayri romantik bir fikir olarak gözükebilir; ama zaten aslında hepimizin gizli bir kontratı, yani kelimelere dökemediğimiz ve doğru bildiğimiz kurallarımız var. Mesela ‘artık benimle olduğu için porno izlemeyecek’ ya da ‘sevgilim sarhoş bir öpüşmeyi affedebilir’ gibi inandıklarımız… Düşüncelerinizi baştan söylemek, hayal kırıklıklarını önleyecektir. Eski sevgililerimden biriyle görüşürsem problem çıkar mı, mastürbasyon yaptığımız zaman birbirimize itiraf etmeli miyiz, internette flört etmekte sorun var mı, bir erkek ile çok yakın arkadaş olmak romantik aldatma sayılır mı gibi soruların cevaplarını önceden öğrenmelisin. Zira ilişkiniz, açık fikirli oldukça daha da güçlenecek.
Psychology Today’in terapistlerinden Michael J. Formica, dört kaçamak ilişki türünü tanımlıyor.
NESNEL İLİŞKİ: Partnerlerinden birini ilişkiden uzaklaştıran bir iş, hobi ya da meraka olan düşkünlük.
CİNSEL İLİŞKİ: Cinsel arzular yüzünden yaşanan ilişki. Tamamen seks odaklı ve duygusal bir yanı yok.
DUYGUSAL İLİŞKİ: Buluşmak yerine e-posta, telefon mesajı veya internette yaşanan, fantaziye dayanan ilişki.
İKİNCİL İLİŞKİ: Tam teşekküllü bir ilişkide olduğu gibi cinsellik, arkadaşlık, ortak zevkler ve bir rutin içeren ilişki.