Kırık bir kalple dolaşmayı kimse istemez ama bazen insan kendini kaptırıverip ‘drama queen’ (dram kraliçesi) olabiliyor! Buna sürüklenmeden önce bir kez daha düşün; sence böyle, bu şekilde doğru aşkı bulma olasılığın yüzde kaç?
SAKIN BUNLARI YAPMA:
1- Eskiye odaklanmak:
Adı üstünde, eski, geçmiş.. Mazi kalbimizde bir yaradır ama yara diyoruz işte! Ne kadar negatif bir durum bi baksana! Ayrılık veya boşanma sonrasında bu kadar geçmişe dönük yaşayacaksan hiç yaşama daha iyi! İşin biraz pozitif tarafına bak! Bitti! Ya yıllar boyunca böyle devam etseydi? Olan olmuş, geçen geçmiş, biten de bitmiş. Vedalaşmasını bil! Onu tekrar getiremeyeceksin madem, boşuna uğraşıp kafayı bunlarla doldurma, takılma, odaklanma… Unutma, her yeni başlangıçta yeni bir anlam vardır. Geleceğine bak!
2- Sinirli düşüncelerle dolu olmak:
Sürekli kendine ona kızıyorsun ve sürekli haksızlık ediyorsun. En çok da kendine! Unutma, düşüncelerin hayatını biçimlendirir. Eğer hep sinirli ve yıkıcı bir tutum izleyeceksen hayatını sil bşatan değiştirmen imkansız. Yine aynı acılara, ağrılara saplanıp kalacaksın ve sonra hiç çıkamayacaksın. Yapıcı düşüncelerle kendini, hayatını onarmaya çabala. Sen çabalamazsan o hayattan hayat çıkmaz!
3- Eski aşkını / kocanı senden daha önemli değil! (Ex’ten next olmaz ayrıca! )
Korkularını bul, yardım iste. Bunda hiçbir kötülük yok! Bu hayatta en önemli şey / kişi sensin! Hayatının başrolüsün bir kere! O eski adama kafayı bu kadar takıp telefonlarını, yollarını gözleme! Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz, bi’ düşünsene. Kendine eğlencelik, çıtır çerez anlar yarat. Kolay kolay üzülecek durumlar yaratma. Çıkışın yok. Korkularını sen abartıyorsun. Bak, herkes bi’ şekilde hayatını yaşıyor. Kim bilir başlarından neler geçti ama senin kadar abartmıyorlar! Bunu sen de biliyorsun ama eyleme geçiremiyorsun. Artık eyleme geç. Dolaylı tümleçlerle, nesnelerle olmuyor, sana yüklem lazım!