Amerikan Hastanesi Dermatoloji Kliniği’nden Dr. Ayfer Aydın, cinsel yolla bulaşan deri hastalıkları hakkında bilmen gerekenleri açıklıyor.
“Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça yaygın. Cinsel ilişkiye başlama yaşının giderek düşmesi ve çok eşliliğin artması, cinsel yolla bulaşan hastalıkların görülme sıklığını artırdı. Bu hastalıkların en bilindik türleri olan AIDS, Hepatit B ve C enfeksiyonları, prezervatif kullanılarak büyük oranda engellenebiliyor. Ancak gonore (bel soğukluğu), sifiliz (firengi) ve klamidya (chlamidia) gibi virüs enfeksiyonlarında prezervatif tek başına yetmiyor. Bunlar kanama, akıntı ve ağrı gibi vücut genelinde belirtiler gösterebiliyor. Burada ele aldığımız HPV, molloscum contagiozum ve HSV2 ise cinsel yolla bulaşan deri hastalıklarıdır. Bu hastalıkların en tehlikeli yanı, tensel temasın bulaşması için yeterli olması ve prezervatifin engelleyememesi. Üstelik viral enfeksiyon olduklarından, vücuttan tamamen atılmaları da çok güç. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kişisel değil toplumsaldır. Hem kendinizi hem partnerinizi korumak adına
güvenli cinsel yaşamı tercih etmelisiniz.”
HPV (Genital Siğiller)
“Her iki cinste, genital bölge veya anüs çevresinde deri ile aynı renkte, kabartılı düz lezyonlar veya et beni benzeri döküntülerle kendini gösteren, son derece bulaşıcı bir hastalıktır. Tedavisinde topikal kremler, koterizasyon (yakma işlemi) veya kriyoterapi (dondurma işlemi) gibi yöntemler uygulanıyor. Hastalık, virüs kaynaklı olduğundan, yeniden nüksedebiiliyor. Dolayısıyla kesin
bir tedavisi yok. Onu tehlikeli yapan şeyse, kadınlarda rahim ağzı, her iki cinste baş-boyun kanserlerinin baş sorumlusu olması.”
HSV-2 Enfeksiyonu
“Her iki cinste, kasık ve anüs bölgesinde, dudak kenarında görülen uçuk benzeri yaralara neden oluyor. Bazen ağrılı olabiliyor. Penis başında görülüp içeriye doğru genişleyebiliyor. İdrarda
zorlanma ve yanmaya neden oluyor. HSV-2 enfeksiyonu da tedaviye oldukça dirençli ve vücuttan tamamen atılması çok zor. Üstelik sık tekrarlama özelliği, kişinin yaşam kalitesini ciddi
ölçüde etkiliyor. Çoğu hastaya topikal kremler ve ağızdan anti-viral hap tedavisi öneriliyor.”