Agorafobi nedir?

Evden çıkmakta zorlanıyor, kalabalık ortamlardan nefret ediyorsanız eğer agorafobi hakkında bazı şeyleri bilmeniz gerekiyor.

Evden çıkmakta zorlanıyor, kalabalık ortamlarda bulunmak istemiyor, tünele girmekte, sinema veya tiyatroya gitmekte hatta kapalı otoparklarda bulunmaktan ve asansör, uçak, otobüse binmekten korkuyorsanız agorafobi olabilirsiniz!

Çoğu insan bazı şeylere karşı korku yaşar. Bu korkular; doğaüstü varlıklar, hayvanlar veya evde yalnız kalmak olabilir. Agorafobi ise kelime anlamı olarak alan korkusu anlamına geliyor. Bu korku, kişinin bir alana sıkışmış hissi yarattığı, utanılacak bir duruma düşecekmiş gibi düşündüğü, panikleyip, bulunduğu ortamdan çıkamayıp, kaçamayacakmış gibi gelen bir anksiyete bozukluğu olarak tanımlanıyor. Kontrolü kaybedip delirecekmiş gibi, kalp krizi geçirecek hatta ölecekmiş gibi düşüncelere sebep olan bu korku nedeniyle korkan kişi kimsenin kendisine yardım edemeyeceğini düşünür. Kişi bu düşünceyle evden dahi çıkmak istemez ya da yanında güvendiği birinin varlığını ister.

Panik bozuklukla birlikte görülüyor

Agorafobi en fazla panik bozuklukla birlikte görülüyor ve birçok belirtileri birbiriyle örtüşüyor. Fakat panik bozukluk kendini ataklarla gösterdiği gibi bu atakların zamanı ve yeri hiç belli olmayabiliyor. Agorafobide özellikle bir alan olması gerekiyor. Bu alanlar spesifik olacağı gibi, ev dışı tüm alanlara da yayılabiliyor. Agorafobi temelde anksiyete bozukluğu çatısı altında bulunduğu için diğer anksiyete bozuklarının yaşanması da agorafobinin zaman zaman kendini göstermesine neden oluyor. Oluşan olumsuz düşünce içeriğinin sinir sistemini uyarması vücudun alarm haline geçmesine neden oluyor. Birçok rahatsızlıkta olduğu gibi kendi içinde yer değiştirmesi de mümkün olan hastalıkla birlikte, panik bozukluğun yanı sıra; yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, madde kullanımının sebep olduğu anksiyete bozuklukları ve depresyon da birlikte de görülebilir.

Obsesif kişilik özellikleri olanlarda daha sık görülüyor

Temel sorunun kontrolü kaybetmek olduğu için, kişinin kontrolün kendisinde olmadığını düşündüğü alanlarda bu rahatsızlık ortaya çıkıyor. Mükemmeliyetçi diye tanınan obsesif kişilik özellikleri olan kişilerde bu rahatsızlığın görülme sıklığı daha fazla. Bunun nedeni, bu kişilik özelliği hep ya da hiç ilkesi ile hayatını sürdürmesi. Sinir sistemi ile bağlantılı olarak biyolojik nedenler varsa, kişi, taciz, doğal afet ya da beklenmedik yakın kaybı gibi herhangi bir travmaya maruz kaldıysa ve ailede bu tür bir rahatsızlığı olan birisi varsa ve kişiyle uzun süre birlikte vakit geçirmiş, model aldığı biriyse, metro, uçak, asansör gibi kontrolün kendisinde olmadığı alanlar olduğunda agorafobi meydana gelebilir.

Psikiyatrik destek alınması şart

Kişinin öncelikle korktuğu, kaygı duyduğu alanın ne olduğunu kavraması ve kademeli olarak bu alana kendini maruz bırakması çok önemli. Eğer denemelerle bunu başarabiliyorsa agorafobi noktasına gelmeden bu kaygısını yenebilir. Tanı alacak düzeyde olan agorafobi hastalarının psikiyatri başvurusu yapması gerekiyor. En yaygın olan yöntem ise bilişsel davranışçı terapi yöntemi. Bu terapi yöntemi ile kişi zihninde bu kaygıyla birlikte neler olduğunu görüp, olası sonuçları hesaplayıp ve aşamalı olarak da bu kaygının üzerine gidebilir. Bunların yanı sıra hangi durumların bu kaygıyı tetiklediği, kaygı geldiği zaman nasıl üstesinden geleceğini, sosyal ortamda bu kaygıyı nasıl kontrol edebileceğini de kişi öğreniyor olacaktır. Bir diğer terapi ise EMDR terapisidir. Genellikle travma tedavisinin terapi yöntemi olarak bilinse de agorafobi gibi anksiyete bozukluklarında da oldukça işlevseldir. EMDR ile kişinin negatif düşünce içeriği ele alınır ve sistemik olarak kişi bu düşünceye karşı duyarsızlaştırılır. Son dönemlerde bazı kurumlarda kullanılmaya başlanan sanal gerçeklik gözlükleri ile de agorafobi oldukça olumlu sonuçlar veriyor. Sanal gerçeklik gözlüğü ile bir terapistin kontrolü dâhilinde MR cihazı, kapalı alan, yükseklik, asansör gibi kaygılar çalışılır ve sanki o anı yaşıyormuşçasına kontrollü şekilde kişiler bu kaygıdan kurtulabiliyor.

Verilen egzersizlere uyum sağlanması, tedavi sürecini hızlandırıyor
Eğer kişi agorafobiden dolayı evden çıkamayacak hale gelmişse, başlangıç aşamasında internet üzerinden görüntülü konuşma yapılabilir, ileri evrelerde bu tür tedavilerin yapıldığı hastanelere yatış gerekebilir. Bu tedavi süreçlerinde kişinin terapistine güveni, verilen egzersizlere uyum sağlayabilmesi, tedavi esnasında alkol, uyuşturucu gibi maddelerden uzak kalabilmesi de iyileşme sürecine hız kazandırıyor.

Agorafobinin belirtileri neler?

• Kişi evden çıkmakta zorlanıyor veya tek başına çıkmıyorsa,
• Kalabalık ortamlarda bulunmak istemiyorsa,
• Tünele girmekte, sinema veya tiyatroya gitmekte, kapalı otoparklarda bulunmakta, MR cihazı gibi dar alanlarda bulunmakta zorlanıyorsa,
• Asansör, uçak, otobüs gibi yerlerde bulunamıyorsa,
• Bu tür yerlerde bulunduğunda panikleyip, nefes darlığı çekeceğini, bayılacağını, kalp krizi geçireceğini veya bayılacağını düşünüp, istediği zaman o ortamdan çıkamayacağını düşünüyorsa,
• Günün büyük bölümü bu kaygılar ile geçiyorsa ve bu kaygılar aile, iş veya okul yaşantısını etkiliyorsa,
• Bu kaygıyı kontrol altına alamıyorsa,
• Yaşanan bu durum 6 aydan daha uzun süredir devam ediyorsa
agorafobinin varlığından söz edilebilir.

BENZER YAZILAR