Sık sık varlığını sana hatırlatan ve yaşam kaliteni azaltan bu problem, sıcak yaz günlerinde dondurma yemek, buzlu bir çay yudumlamak gibi keyifleri elinden alabilir. Neyse ki başa çıkmanın yöntemleri de var… Onunla ilk tanıştığım zamanı net olarak hatırlamıyorum ama dişçimin muayene sonrası söylediği cümleyi unutmadım: “Hayır dişlerinde çürük yok, sadece hassasiyet var.” Soğuk su içemiyor oluşumun, ağzımı çalkalarken ılık suya ihtiyaç duymamın, ne zaman portakal veya erik yesem o keskin sızıyı hissetmemin nedeni buydu demek. Zamanla hassas dişlerimle yaşamayı öğrendim ve her sızı hissettiğimde dişçiye koşturmaz oldum. Ama biliyorum ki bakımımı birazcık ihmal edersem, orada olduğunu bana hatırlatmaya hazır bir dert bu: Hipersensitivite, yani diş hassasiyeti. Geçtiğimiz Mayıs ayında, İpana’nın geliştirdiği yeni teknolojilerin anlatıldığı ve hem yurt dışından hem de Türkiye’den diş hekimlerinin katıldığı bir konferans için Kıbrıs’a gittim. Bugüne dek bu sorunu yaşayan çok fazla insanın olduğunu doğrusu bilmiyordum. O yüzden öğrendiklerimi seninle de paylaşmak istiyorum. Belki sen de soğuk su içemeyenlerden birisindir…
Nasıl ortaya çıkıyor?
Genelde 20 ile 40 yaş arasında görülen, en fazla da 30’lu yaşlarda ortaya çıkan hipersensitivite, tanısı biraz zor olan ve genelde hafife alınan bir diş problemi. Diş minesinin hasar görmesi veya diş eti problemleri sonucu tübüller (diş hücrelerindeki kanalcıklar) yüzeyde açık bir hâle geliyor.Bir uyarıcı, tübüllerin içindeki sıvının hareketine neden olduğunda sinirler aktive oluyor ve keskin bir sızı ya da ağrı hissediliyor. Dış uyarıcılar arasında en bilineni soğuk hava ya da soğuk bir içeceğin teması. Bunun dışında sıcak, tatlı, ekşi, asitli yiyecek ve içecekler de hassas dişlere iyi gelmiyor.
Doğru diş macunu seçimi
Diş macunu deyip geçtiğimiz ürünlerde ciddi bir uğraş, laboratuvar denemeleri ve zorlu bir sürecin söz konusu olduğunu biliyor muydun? Ipana’nın yeni diş macunu Pro-Expert ClinicLine Hassasiyet Kalkanı, Procter&Gamble bünyesinde sürdürülen 15 yıllık bir çalışmanın ürünü. Doktor Guy Goffin’e göre, asit erozyonuna karşı en etkili madde olan stannous (kalay), hassasiyeti önlemeye yönelik olarak kullanıldığında güçlü bir rahatlama sağlayabiliyor. Bu madde ile üretilmiş olan ve hassasiyetin nedenlerine karşı koruma sağlayan ilk macun olma özelliğini taşıyan ürünün kullanımında, üçüncü günden itibaren yüzde 54 iyileşme fark ediliyor.
Dişlerine iyi bak
Diş hassasiyeti konusunda araştırmalar yapan Diş Hekimi David Gillam, kaliteli dişlere sahip olmanın, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve risk faktörleriyle yakından ilgili olduğunu söylüyor. Ancak her şeyden önce doğru bakım geliyor. Doktorundan diş fırçalama teknikleri hakkında bilgi almaktan çekinme. Hatta fırçanı yanında götürüp uygulamalı olarak göstermesini iste. Yanlış fırçalamanın vereceği hasar, bir yetişkin olarak bunu sormanın vereceği utançtan çok daha kötüdür. Dişlerini sabah kalkınca ve gece yatmadan önce fırçala, ardından diş ipiyle diş aralarını temizleyip ağız gargarası ile ağzını çalkala. Son olarak, diş hekiminin kapısını sadece sorun yaşadığında çalmamalısın. Bir kontrolün ardından altı ay sonrasını ajandana not almayı unutma. N
Risk faktörleri
Aşağıdaki nedenlerle diş hassasiyeti yaşıyor olabilirsin:
• Yüksek asitli yiyecek ve içeceklerin tüketimi,
• Yaş faktörü,
• Alkol ve sigara kullanımı,
• Stres nedeniyle bağışıklık sisteminin zayıflaması,
• Diyabet,
• Blumia gibi yeme bozuklukları,
• Tükürük üretimine etki eden bazı ilaçların kullanımı,
• Diş eti çekilmesi,
• Psikolojik nedenlerle uykuda diş sıkma veya gıcırdatma,
• Sert fırçalama.
Yazı: Sibel Yeşilçay
