ALDATMANIN NEDENLERİ

İlişkilerdeki sadakatsizliğin psikolojik nedenlerini keşfedin.

Doğru kişiyi buldunuz. İlişkiniz mükemmel… Belki de yolun sonunda “Hastalıkta, sağlıkta…” seremonisi görünmeye başladı bile. Peki ya ilişkinin ilerleyen dönemlerinde ne olacak? İkiniz de birbirinizin sadakatinden emin misiniz? Yoksa “Gerçekten çok sarhoştum”, “Tanımadığım bir kadın, duygusal olarak hiçbir şey ifade etmiyordu”, “Sevgilim, her şey bir anda oldu” cümleleri sizi aynı kısır döngüye mi sokacak? Her ilişkide aynı hikaye mi yaşanacak?

Avustralya’daki Melbourne La Trobe Üniversitesi’nin Seks, Sağlık ve Toplum Araştırma Merkezi’nin incelemelerine göre, erkeklerin yüzde 5’i ve kadınların yüzde 3’ü geçen yıl birden fazla seks partnerlerinin olduğunu itiraf ediyorlar. Chicago Üniversitesi’nde yapılan genel kamuoyu araştırması raporlarına göreyse erkeklerin yüzde 20’si, kadınlarınsa yüzde 12’si partnerlerini en az bir kere aldatıyorlar. Spor salonundaki esmer, bardaki sarışın, iş yerindeki kızıl saçlı kız… Etrafınız mayın tarlalarıyla dolu.

Peki aldatmanızın sebebinin sadece seks olduğunu mu düşünüyorsunuz? O kadar kolay değil… Evlilik terapisti Dr. Gary Neuman, partnerlerini aldatan 100 erkek üzerinde bir anket düzenledi. Katılanların yüzde 45’i aldatma sebeplerinin sadece fiziksel çekim değil, duygusal ihtiyaçlardan kaynaklandığını söyledi.

Aldatmanın gerçekten önüne geçmek ve ilişkinizi korumak istiyorsanız (“İstemem yan cebime koy” diyenlere lafımız yok tabii) bunun bilimsel, sosyal ve psikolojik nedenleri öğrenerek neyle savaşmanız gerektiğini keşfetmelisiniz. Bir nevi, ‘aldatmanın anatomisini’ çıkartmalısınız.

Aldatma senaryosu 1

Nedeni: Her şeyin sebebi hormonlarınız (mı?)

Hemen alınmayın. Bunu söylememizin bir sebebi var. Kuzey Amerika’da yaşayan tarla fareleri, hayatlarını tek eşli sürdürürler. Memeliler üzerinde yapılan araştırmalar, insanların da tek eşli olması konusunda bilim adamlarına ipuçları veriyor. Görünen o ki sadakatimizin temeli doğru genlerden geçiyor. Nasıl mı? ABD’deki Emory Üniversitesi’nden Dr. Larry Young, erkek tarla farelerinde yer alan vazopresin hormonunu keşfetti. Vücudumuzdaki genler, beynimizin bu hormonu salgılamasını sağlıyor. Bu tek eşlilik hormonu da davranışlarımızı düzenliyor, bizi daha sadık, korumacı ve şefkatli yapıyor. Aynı özellikler kadınlarda da oksitosin hormonuyla açığa çıkıyor.

Fakat Stockholm’deki Karolinska Enstitüsü’nün açıklamalarına göre, vücudumuzdaki başka genler başka tür bir vazopresin hormonu salgılatmasını sağlıyor ve sizi tam tersi bir sürece götürebiliyor. Karolinska Enstitüsü araştırmalarına göre, DNA’nızda bu tarz genler varsa, ilişki içinde kavgacı ve aldatmaya daha meyilli oluyorsunuz. Tabii suçu sadece genlere atmak bahaneniz olamaz. Dr. Young “Genler, ilişkinizin gidişatına yön verebilir ancak karakterinizi belirlemez. Her aldattığınızda, ‘Ne yapayım, genlerimde var’ bahanesine sığınmanız yersiz” diyor.

• KADERİNİZ OLMASIN: Eğer ilişkinizde sadakatsizlik sorunu (iki taraf için de geçerli) yaşamak istemiyorsanız, vücudunuzun daha fazla vazopresin hormonu salgılamasını sağlayın. Nasıl mı? Ateşli günleri sıklaştırarak. Dr. Young “Vazopresinin seks sırasında salgılandığını biliyoruz” diyor. Ancak gün içerisinde iş yerindeyken seks yapamayacağınıza göre (yoksa yapabiliyor musunuz?)  vazopresin reseptörlerinizi ardına kadar açmanın başka yollarını bulmalısınız. Bunu Dr. Neuman’ın tabiriyle ‘sıcak dokunuşlar’ uygulayarak sağlayabilirsiniz. Gün içerisinde yapacağınız beş ufak jest, tahrik antenlerinizi açmaya yetecektir: Sarılma, öpüşme, e-posta, mesaj ve masaj… Sevgiliniz de aynı şekilde karşılık verirse, günde 10 kere vazopresin hormonunu ateşlemiş olursunuz. Ve gözünüz iş yerindeki o seksi stajyere kaymamış olur.

Aldatma senaryosu 2 

Nedeni: Olumlu değilsiniz

Aldatmaya ne kadar yatkın olduğunuzu merak ediyor musunuz? Sevgilinizle birbirinize baktığınızda gülümsediğiniz zamanları sayın. Colorado Üniversitesi’nde psikoloji araştırmaları yürüten Dr. Elizabeth Allen, evlenmek üzere olan çiftler üzerinde bir incelemede bulundu. Göz teması, dokunma ve gülümseme gibi pozitif iletişimleri sık kuran çiftlerin evliliklerinin erken dönemlerinde aldatmaya daha az yatkın olduklarını tespit etti. Partnerler arasına sadakatsizliğin girmesinin nedeni birbirlerini sevmemeleri değildi. Muhtemelen birlikte yaşlanacaklarını düşünüyorlardı. Ancak aralarındaki iletişim negatif yönlü olduğunda doğrudan aldatmaya yöneliyorlar. Dr. Allen “Ne kadar sık iletişim kurar ve bunu ne kadar pozitif biçimde yaparsanız ileride o kadar az sadakatsizlik riskine sahip olursunuz” diyor.

• KADERİNİ OLMASIN: Pozitif düşünmeyi öğrenin. Dr. Allen “Henüz sevgili de olsanız, evlenmiş de olsanız aranızdaki diyalogu azaltmayın. Konuşmak, birbirinizi yapıcı şekilde eleştirmek ve temasta bulunmak savunmaya geçme oranınızı o kadar düşürür” diyor.

Aldatma senaryosu 3 

Nedeni: Birbirinizi yeterince zorlamıyorsunuz.

ABD’deki Monmouth Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gary Lewandowski, partnerleri bir arada tutan etkenin seksten daha fazlası olduğunu söylüyor. Sevgililerin birbirini tamamlaması için birbirlerini yeterince zorlamaları gerekiyor. Prof. Dr. Lewandowski “Bizi daha iyi insanlar haline getiren ilişkiler arıyoruz. Yani bizi daha iyi bir insan yapacak partnerler istiyoruz” diyor.

Prof. Dr. Lewandowski bu sürece ‘oto-gelişim’ adını veriyor. Ancak yeterli oto-gelişimi sağlamak için partnerimizden beklediğimiz öznel şeyler var. Prof. Dr. Lewandowski’nin araştırmalarına göre insanlar, kendilerine yeterli heyecan ve zorlamayı yaşatmayan partnerlerindeki potansiyeli fark edemiyorlar. Kendilerini geliştirdiğine inanmadıkları sevgililerini aldatma eğiliminde oluyorlar.

• KADERİNİZ OLMASIN: Oturduğunuz yerden sevgilinizin sizi heyecanlandırmasını mı bekliyorsunuz? O da sizden aynı şeyi bekliyor. Prof. Dr. Lewandowski “İlişkinizdeki pasif katılımcı siz olabilirsiniz. İlk adımı belki de ondan bekliyorsunuz. Ancak tango yapmak için iki kişi gerekir” diyor.

Böyle düşündüğünüzde bir takım olduğunuzu hatırlamalısınız. Günlük konuşmalarınızda bunu dile getirin ve her ikinizin de ulaşması gereken hedefler belirleyin. Zayıf taraflarınızı onunla paylaşın ve sizi geliştirecek önerilerini dinleyin. (Kızmak, darılmak yok.) Örneğin güzel bir pizza yapmanın yöntemini sorabilirsiniz. Siz de ona yeni bir şeyler öğretebilirsiniz. Yeni bir spor, bir kağıt oyunu ya da iyi olduğunuz başka bir alan… Böylece birlikte daha kaliteli zaman harcayabilirsiniz. Hem de ömür boyunca…

BENZER YAZILAR