Yağmur Beni Seviyor
Bu zamana kadar birlikte antrenman yaptığım arkadaşların beni “Yağmur Adam” olarak çağırmasına artık şaşırmıyorum. Cehennem sıcağı olan bir haftada araziye çıktığım günlerde sağanak yağmur yağması ve sıcak bir havada geçmesi beklenen bir yarışın sağanak yağmurda koşulmasından dolayı bu rumuz üzerime yapışacak gibi.
Yaklaşık üç haftadır bulunduğum Alpler’de yarışın başladığı güne kadar sıcak hava etkisini gösterirken, yarışın başlaması ile birlikte sağanak yağmur başlamış ve yarışı çok zorlaştırmıştı. İlk istasyon olan Champex
La’ya (9.56 km) gayet kontrollü bir şekilde çıkmış ve yarışa ısınmaya başlamıştım. Yağmurlu hava alışık olduğumdan dolayı benim için büyük avantaj olmuş, hızımı kesmemişti. İkinci istasyon La Giete’ye (20.88 km) doğru çıkmaya başlamış ve bu bölümde hızlanmıştım. Yaklaşık 2.100 m rakımda bulunan bu bölümde yağmur yerini fırtına ve doluya bırakmış, hızlanmamı engelliyordu.
Bu bölümden sonra uzun bir inişe geçmiş Trient’e (25.73 km) doğru orman içinde yokuş aşağı hızlanmaya çalışıyordum ama aşırı yağmur zemini çamur ve yer yer balçığa çevirince yine hızlanmakta zorluk çekiyordum. Trient’e inerken düşen koşucular kervanına ben de katıldım ve yaklaşık 4-5 metre çamurda kayarak, ultra maratonun en güzel anlarından birini yaşadım.
Trient’ten Les Tseppes’e (28.84 km) çok dik bir çıkış bizleri bekliyordu, ben de bu etabı en iyi şekilde koşmaya çalışıp, bir sonraki bölüm olan Vallorcine’e (36.30 km) güçlü bir şekilde girmek istiyordum. Vallorcine’a kadar çok diri ve kontrollü geldiğim yarış aslında bundan sonra başlıyordu. Buradan sonra daha tempolu gidip kendimi yarışın içine sokmaya çalıştım. Önce Argentiere (44.19 km), ardından son çıkış olan Flégère’ye (49.23 km) kadar tempolu gitmeye çalıştım. Argentiere ile Flégère arası çıkışı çok iyi bildiğimden, bu bölümü sorunsuz ve diri bir şekilde geçmiştim.
Finale Son Adım
Flégère’ye geldiğimde ilk kez saate baktım. O zamana kadar sadece yarışın parkurunu saatime indirmiş ve işaretlemelere bakmaksızın rota takibi yaparak oraya gelmiştim. Bundan sonra hayal ettiğimiz yere, Chamonix’ye doğru inmek beni sanki ilk kez yarış koşacakmış gibi heyecanlandırıyordu. Son bölümü o kadar tempolu koşmuşum ki, sekiz kişiyi de orada geçmişim. Adım adım finale giderken üç sene öncesini ve bugünü karşılaştırdığımda farkı yaşamanın verdiği gururla, bir yarışın daha sonuna doğru ilerliyordum. 2014 senesinde 10:09:23 ile bitirdiğim yarışı, bu sene hava şartlarından dolayı parkurun daha zorlu olmasına ve uzayan mesafe/ yükseklik kazanımına rağmen 07:23:38 ile bitirip, 1.565 kişi içinde 125’inci oldum.
Amatör bir ultra trail sporcusu olarak bu branşa olan tutkum ve saygımdan dolayı, ilerleyen yıllarda bu branşı hayatının bir parçası haline getiren sporcu arkadaşlarımla birlikte, UTMB ve benzeri prestijli yarışlarda daha iyi dereceler yapacağımıza inanıyorum. Ülkemizde birbirinden önemli sporcular var ve bunların en önemli ihtiyacı destek (sponsorluk). Destek olunursa bayrağımız Avrupa’nın veya dünyanın her yerinde dalgalanacaktır.