Yeni anneler için deprem etkisi yaratan kimlik değişimi kafa karıştırıcı, biraz ürkütücü ve hüzünlü olabilir.
What No One Tells You: A Guide to Your Emotions From Pregnancy to Motherhood kitabının yazarları olan üreme psikiyatristleri Dr. Alexandra Sacks ve Dr. Catherine Birndorf, bu dönüşümü aşama aşama anlatıyor.
Bazı kadınların doğumdan sonra kimliğini kaybettiği hissine kapılmasının sebebi nedir?
SACKS: Bu aslında ergenlikle kıyaslanabilecek kadar büyük bir değişim süreci. Tıpkı bir çocuğun ergene ve sonrasında yetişkine evrildiği süreçte olduğu gibi; bir kadın anne olduğunda vücudu ve hormonlarında değişimler meydana geliyor. Ayrıca bir kimlik değişimi de oluyor. Hayatının merkezine kendini koyarak yaşamaktan, sana tamamen muhtaç ve çok sevdiğin bir insandan sorumlu olmaya başladığını fark ettiğin bir hayata geçiyorsun.
Bu başkalaşımla ilgili daha fazla kadının bilmesi gerektiğini düşündüğünüz şey nedir?
BIRNDORF: Her yeni annenin, anne olmakla ilgili çelişkili duygular yaşadığı. Yalnız değilsin.
SACKS: Aynen öyle. Kadınlar bana gelip “Bugün eski hayatıma geri dönmek istediğimi hissettim” veya “Bebek yaparak hata mı yaptım?” diyor. Bunları kabullenmekten korkuyor ve kendilerinde bir sorun olduğunu düşünüyorlar. Bu nedenle iniş çıkışlardan bahsetmek çok önemli. Yalnız olmadıklarını bilmek, güçlü hissetmelerini sağlayacaktır.
Anne olan kadınlara, kendilerini yeniden bulmak için ne yapmalarını önerirsiniz?
SACKS: Anne olmadan önce yapmaktan en çok keyif aldığın, seni dengeli ve iyi hissettiren her şeyi yaz. Kâğıdı buzdolabının üstüne yapıştır. Böylece ebeveynliğin en başlarındaki kaotik süreçte, yazdıklarından kaç tanesini hayatından çıkardığını görebilirsin. Bazen anneliğe geçiş döneminde kendimizi ilk sıraya koymak için fazla meşgul oluyoruz. Buzdolabına yapıştırılan liste, bunun için iyi bir hatırlatma olabilir.