Çalışmanın sonuçlarına göre, genler davranışları etkilediği kadar yaşam tarzı ve davranış seçimleri de geni etkileyebiliyor. Lutter’e göre, aşırı enerji ihtiyacı duyulması genleri uyarabiliyor. Birçok insan aç hissederek yemek yeme arayışına girerken, bu geni düzgün tepkiler veremeyen insanlar ise aynı davranışı sergileyemiyor.
Çok ilginç bir şekilde, aç kalma isteği dişi kobaylarda daha fazla gözlemleniyor. Bu durum da, kadınların erkeklere nazaran neden anoreksi hastalığına daha yatkın olduğunu kanıtlıyor. Lutter’e göre, östrojen ile ESRRA arasında birden çok bağlantı bulunuyor. ESRRA geni eksik olan dişi kobaylar bu durumdan erkek kobaylara göre çok daha ciddi bir biçimde etkileniyor. Benzer şekilde, çalışmada aşırı yeme bozukluğunun da dişi kobaylarda daha sık görüldüğü bulunmuş.
Lutter’e göre bu konu üzerinde daha çok araştırma yapılmalı. Ancak bu son çalışma, anoreksi rahatsızlığı üzerine ileride yapılacak araştırmalara önderlik edebilecek konumda. Ona göre yakın zamanda ESRRA’yı hedefleyen ilaçlar da bulunabilir.
