BAĞIMLILIĞI YENDİ, 20 KİLO KAS YAPTI

Jay Maryniak bir zamanlar opioid, taş kokain ve alkol bağımlısıydı. Şimdilerde ise bağımlı olduğu tek şey CrossFit!

Jay Maryniak, sizin bildiğiniz çocuklardan değildi. Aslına bakarsanız, 9 yaşındayken beyzbolda gelecek vadeden birisiydi. Fakat aynı zamanda biraz da sert bir çocuktu. Suça karıştığı falan yoktu; fakat sigara içiyordu. Ağzına ilk defa alkol sürdüğünde 11 yaşındaydı.

Ergenlik yıllarındaydı uyuşturucuyla tanıştığında. İlk olarak esrarla başladı. Hafta sonları alkol alıyordu. Kendini öylesine kaptırmıştı ki, zamanla sporu unutup arkadaşlarıyla partilemeye koyuldu. 15’ine geldiğinde işler hiç de iyi değildi.

Zamanla daha ağır uyuşturuculara geçti. Asit, oxycontin ve kokain…Kendini kaybedercesine içiyor, uyandığında gözleri uyuşturucu arıyordu.

“Masumane başladı. Eğlenceliydi, sonrasında ise bağımlı olmuştum.” diyor Maryniak.

Yıllar geçtikçe, Maryniak ortada bir sorun olduğunun farkına vardı. 20 yaşına geldiğinde ise artık durumun ne kadar ciddi olduğunu kavrayabiliyordu.

“Sonunda öyle bir noktaya gelmiştim ki, daha fazla çalışamıyordum. Hiçbir şey yapamıyordum. Taş kokain içiyor, hap kullanıyordum. Zıvanadan çıkmıştım. Duygusal açıdan aşırı acı çekiyordum. Daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı. Kendimden nefret ediyordum. Dönüştüğüm insandan nefret ediyordum. O an bir şeyler yapmam gerektiğini, yoksa öleceğimi anladım.”

Yardım için babasına sığınmasının ardından, Kasım 2005’te rehabilitasyon süreci başladı. Rehabilitasyonda geçirdiği ilk 2 haftada çekilme semptomlarını tecrübe etti; bir daha içmeyeceği düşüncesini kabul etmede zorlandı. Eve dönmekten daha fazla istediği bir şey yoktu. Erken ayrılma şansı tanındığında, bu şansı reddetmedi. 22 yaşındaki Maryniak, 12 adımlık programa girdi ve dövme sanatçısı olarak hayatına geri döndü.

İçindeki öfkeyi dövüş sanatlarına aktardı. Mahallesindeki bir spor salonuna yazılarak içindeki öfkeden kurtulmaya çalıştı.

Günde 1.5 paket sigara içiyordu. Aynı zamanda da aktif bir hayat arzusundaydı. Karate denedi ve istasyonlar ile çalışarak geleneksel vücut geliştirme antrenmanlarına yöneldi. Salona girmeden sigara içiyor, çıkışta bir tane daha yakıyordu.

Sonrasında hem Muay Thai hem de Kick Box ile ilgilendi. Hatta yıllar içerisinde eğitmen de oldu. Bu arada sigarayı da bıraktı tabii. 

“Fitness kariyerimin başladığı nokta da buydu bir bakıma.” diyor.

Bir sonraki imtihanıyla tanışması da çok gecikmedi: Muay Thai müsabakası için hazırlanırken, birileri kulağına CrossFit’i fısıldadı. Maçlarda suratına yumruk yemekten o kadar da hazzetmediğini anlamasının ardından, Maryniak başka bir şeyler denemeye karar verdi. Yüreğini koydu ve haftada 4-5 gün CrossFit antrenmanı yapmaya başladı.

“CrossFit’in rekabetçi yönü, onu fitness’ın diğer kollarından gerçekten de ayırıyordu. Antrenmanlarda sürekli olarak hem kendinizle hem de diğer CrossFitçiler ile rekabet halindesinizdir. Daha fazlasını yapmak ve limitlerinizi zorlamak için ortada sürekli bir motivasyon vardır. Jimnastik hareketleri yapmaya bayılırdım. Fakat aynı zamanda deadlift ya da squat gibi ağır hareketleri de seviyordum.”

Maryniak bu işe gerçekten yürek verdi. Kendini ispat etmek adına azimliydi ve CrossFit müsabakalarında boy göstermeye başladı. Katılmakta zorlandığı birkaç müsabakanın ardından yılmadı; sürekli mücadele etti. Katıldığı yarışmalardan birisinde birinciliği elde etmişti.

Fakat bir şeyler ters gidiyordu. Zirveyi gördükten sonra toparlanmakta güçlük çekmişti. Hatta, yarışmanın birkaç gün sonrasında bile vücudu iyi durumda değildi. 2 hafta sonra yaklaşık 7 kilo kaybetmişti. Sık idrara çıktığından, geceleri uyuyamıyordu. Bulanık görüyordu. Zihni de karışmıştı. Acil servisin yolunu tuttuğunda, doktorlar Maryniak’ın kan şekeri değerlerine baktılar ve durumun hiç de iyi olmadığını fark ettiler. Kan şekeri değerleri o kadar yüksekti ki, neredeyse ölçümlerden taşıyordu.

2013 yılında tip 1 diyabet teşhisi konuldu. Daha 27’sindeydi.

“1 ay kadar antrenman yapmadım. Hayat çok farklıydı. Vücudumu yeniden tanımak ve hislerime kulak vermek zorunda kalmıştım. Fakat bu beni daha iyiye çevirdi. Birden bire daha da güçlenmiştim. Kendimi daha sağlıklı hissediyordum. Diyabetin tahminen teşhisten 1 yıl önce başladığını düşünüyorlardı. İyi hissetmeye, güçlenmeye, kütle kazanmaya ve de kaslanmaya başlamıştım.”

Diyabetle başa çıkmayı öğrenme çabaları, onu antrenmanlarından mahrum bırakmamıştı. Bunu fark eden sadece biz de değiliz. Bugün, Maryniak’ın Instagram’da neredeyse 200.000 takipçisi var. Her gün antrenmanlarını ve fitness eğlencelerini paylaşıyor. Yani, onun sayfasında sadece kaldırdığı ağırlıklara rastlamıyorsunuz; aynı zamanda kick box, jimnastik, powelifting, vücut geliştirme ve diğer birçok fitness aktivitesine de tanık oluyorsunuz.

“Her şeyde en iyisi olmak istiyorum. Tek bir tarzda antrenman yapmaya takılıp kalmıyorum; onda ustalaşıyorum da. Mental açıdan bakarsanız CrossFit hep var. Fakat ben fitness’ın her alanında iyi olmaya gayret ediyorum.” diyor. 

Genel olarak bakacak olursak, Maryniak yaklaşık 85 kg ağırlığında ve bol yağsız kas kütlesine sahip. Bacakları için haftada 2 gün back squat, barbell lunge ve diğer hareketleri yapıyor. Haftada bir gün göğüs ve triseps, bir gün de sırt ve biseps çalışıyor. İlaveten haftada iki kez yüksek yoğunluklu interval antrenman yapıyor. Neredeyse her gün de en çok gurur duyduğu kısmı olan karnını çalıştırıyor.

 

“Ağırlık antrenmanı da yapıyorum. Fakat antrenmanlarda sınırların dışına çıkmaya çalışıyorum. Kendimi zorlayacak yeni yollar buluyorum.”

Çok çalışma, sabır ve kararlılık, Maryniak’a yeni bir hayat kazandırdı. Bu yeni hayatını zararlı alışkanlıklardan uzak durarak da 11 yıldır devam ettiriyor.

 

Jay Maryniak’ı Instagram’dan takip etmek isterseniz: www.instagram.com/jtm_fit/

BENZER YAZILAR