Daha hızlı ve daha uzun koşmanın sırrı, sürpriz faktörüdür.
1968 Boston Maratonu şampiyonu ve koşu sporuna dair A’dan Z’ye her şeye hâkim bir RW yazarı olan Amby Burfoot’un, “dünyanın tartışmasız en iyi koşu antrenmanı” diye tanımladığı bir çalışma vardır. Kendinizi şaşırtarak sınırlarınızı zorlamaya dayalı olan bu yöntemde, 1,6 km’yi tüm gücünüzle 5 kez koşuyor, tekrar aralarında 400 metrelik jogging’lerle aktif dinlenme yapıyorsunuz. Bittiğinde ise hocanızdan size 1,6 km’lik bir set daha yaptırmasını istiyorsunuz. Faydasını ise şöyle açıklıyor: “Düşündüğünüzden çok daha fazlasını yapabilecek kapasitede olduğunuzu öğretir. Koşarken öğrenebileceğiniz en güzel ders de budur.”
Burfoot’un antrenman sistemi, “kandırma” faktörünü gizli güç rezervlerini açığa çıkarmak için bir araç olarak kullanıyor. Zorlu bir antrenmandan sonra “Bittim” diye düşünebilirsiniz ama bilimsel araştırmaların defalarca kanıtladığı gibi, insanlar verilen antrenmanı bitirdikten sonra, benzer tempoda birkaç tekrar daha yapacak gücü bulabiliyor. Faydaları ise azımsanmayacak kadar çok. Bu konuyla ilgili yapılan bir çalışmada, farkında olmadan belirtilenden daha uzun mesafe kat eden bisikletçilerin, mesafeyi bilenlere kıyasla yarış sürelerini yüzde 13 oranında geliştirdikleri gözlendi. Sizi yönlendiren bir antrenör yoksa da sıkıntı değil. Daha hızlı ve uzun koşmanızı sağlayacak “kendini şaşırtma” yöntemleri de var.