Çalışmada, araştırmacılar 220 kadına, aynı kadının 2 farklı fotoğrafını gösterdiler. Fotoğraflardan birisi, kadının yumurtlama döneminde, diğeri ise yumurtlamanın olmadığı dönemde çekilmişti. Örnek olarak sunulan bu görselde, soldaki fotoğraf yumurtlama döneminde alınmış.
Katılımcılara sadece bu iki fotoğraf gösterildiğinde, araştırmacılar, estrojen seviyelerinin en tepede olduğu dönemde, yani yumurtlama evresinin başlamasından hemen önceki evrede bulunan katılımcıların, solda bulunan fotoğrafa baktıklarında söz konusu kadını tehdit olarak algılamaya ve sevgililerini çalabileceğini düşünmeye daha yatkın olduklarını gözlemlediler.
Bu yargıların ardında asıl suçlanması gereken ise hormonlar; yani, damarlarımızın içinde dolaşan östrojen. Çünkü bu fotoğraf oyunu sayesinde yapılan efekt, katılımcıların hormonal olarak yüksek bir seviyede oldukları dönemlerde işe yarıyor.
Araştırmacılara göre hormonlarımız ve gördüğümüz kişiye verdiğimiz birincil tepkilerimiz arasındaki ilişkinin temelinde rekabet nosyonu yatıyor. İçimizdeki mağara kadını, biyolojik olarak üremeye en hazır dönemde olduğumuz zamanlarda bir diğer kadının etrafımızda gezinmesini pek de kaldıramıyor.
Yapılan araştırma küçük bir grup üzerinde uygulandığından, büyük çıkarımlar yapmak için biraz erken. Araştırmacıların kendileri de aynı araştırmanın daha büyük gruplara uygulanması gerektiğini belirtiyor. Her ne olursa olsun, bulgular oldukça ilgi çekici. Bir sonraki kıskançlık krizinde bir saniyeliğine de olsa durup hormonlarının üzerine düşünebilirsin.
görsel kaynağı: biology letters