Öncelikle hatırlatalım: Kalçanın genişliği ile kendi değerin arasında hiçbir bağlantı yok. Bu aslında çok bariz, değil mi? Yine de bunu aklından çıkarmaman önemli çünkü bazılarımız bedenine karşı oldukça acımasız olabiliyor. Güzel haber ise artık bir şeylerin değişmeye başlaması. Beden algısı hareketi sayesinde artık bedenlerimizi seviyoruz.
Amerikan Psikoloji Birliği’nin kongresinde sunulan yeni bir çalışma, kadınların bedenleriyle ilgili memnuniyetsizliklerinin son 30 yıl içinde yüzde 28 azaldığını gösteriyor. Araştırmacılar bu verinin beden farklılıkları ve bedeni kabullenme konularında olumlu bir değişimi yansıttığını düşünüyor.
Bu tavır değişikliği kendini sosyal medyada da gösterdi; kadınlar artık photoshop’lanmış kusursuz bedenler yerine, çatlaklarını gururla gösterdikleri selfie’ler paylaşıyor. Jennifer Lawrence gibi aktrisler Hollywood’un dayattığı gerçek dışı vücut ideallerini yakalamaya açıkça karşı çıkarken, bazı şarkıcılar da (teşekkürler Pink!) vücut güzelliğinin daha çeşitli ve farklı bir yelpazeye yayılmasını destekliyor. “Başvurduğum ajanslar bana kilo vermek zorunda olduğumu söylüyordu ve kendi kendime ‘Neden insanların benim geleceğimi belirlemesine izin veriyorum?’ açıklamasıyla modellik dünyasına giriş yapan Ashley Graham da kadınlar için bir rol model haline geldi.
Bedenimizle barışık olduğumuzun bir başka işareti daha: Bedenle ilgili kelime haznemizde uzun zamandır yerini koruyan “zayıf” kelimesi artık “güçlü” ile yer değiştirdi. Ancak buradan diğer uca savrulduğumuz sonucu çıkmıyor: Women’s Health okurları arasında yapılan bir ankette kadınlar, “kaslı” ya da “yapılı” gibi sözcükler yerine “güçlü”yü görmek istediklerini söylediler.
https://www.instagram.com/p/BocbQCKFOwV/?utm_source=ig_web_copy_link
Pek çok uzman, içinde bulunduğumuz bedeni sevmenin banyoda başladığını düşünüyor. Face It kitabının yazarı Psikolog Dr. Vivian Diller, “Ciltle rutin olarak ilgilenmek, beynimize kendimizi önemsediğimizle ilgili bir mesaj veriyor. Bu da bedenimizi kabullenmemize katkıda bulunuyor” diyor ve ekliyor;
“Kendine önem veren insanların, tavırlarını ve dolayısıyla sağlığını geliştirdiğini gösteren bir araştırma var. Ne kadar sağlıklı ve mutluysak, kendimizi o kadar özgüvenli hissediyoruz.”
