BİR DAHA GEÇ KALMA

Gideceğin yere tam zamanında ulaşabilmek için tavsiyelerimizi uygula.

Geciktiğin zaman seni bekleyen kişiye bir mesaj göndermek hiç de zor değil ama bu maalesef sorunu çözmüyor.  Daha iyi bir fikrimiz var. Dakikliğin modasının geçtiğini düşünüyor olabilirsin. Nihayetinde sürekli bir yerlere geç kalan insanların ülkesiyiz ve üstelik -ironik şekilde teknolojiye minnettarız. Yani? “Üzgünüm! Birazdan oradayım” mesajı göndermenin pek çok yolu varsa, birinin zamanını boşa harcamış olmanın getirdiği utançtan da kolayca kurtulabiliriz. Mesaj göndermek, özellikle küçük bir gecikmeyi bildirmek için harika bir yol olabilir. Bu sayede muhatabının öfkeli sesini duymadan, seni alıkoyan şeyin ne olduğunu kısaca aktarabilir (“alarmım çalmadı!”) ve beklettiğin için özür dileyebilirsin. Hamlet’s BlackBerry: A Practical Philosophy for Building a Good Life in the Digital Age kitabının yazarı William Powers, “Tam vaktinde orada olmaya niyetli olsan bile, çantanda cep telefonunun olması birazcık gecikmenin sorun olmayacağını düşünmene neden olur” diyor.

Neden geç kalıyorsun?
Her şeyden önce, geç kalma sebeplerimiz, mazeretlerimiz kadar çeşitlidir. Ve bunların pek çoğu, farkında olarak yaptığımız şeyler değildir. İrrasyonel davranışlar konusunda Duke Üniversitesi’nde çalışmalar yapan Psikoloji ve Ekonomi Profesörü Doktor Dan Ariely, geç kalmanın bir numaralı sebebini, tipik bir gün boyunca her şeyin normalden daha yavaş ilerleyeceğine duyulan inanç olarak açıklıyor. Daha açık söylersek; insanlar programını gün içinde karşılaşabileceği gecikmelere göre yapmakta genelde başarısız olur. Köprü trafiğini göz önüne alarak evden biraz erken çıkman gerektiğini bilmene rağmen, genelde bunu dikkate almazsın. Sonra da çoğu kez her şey ters gider: Araçtan inerken eteğinin ucu bir yere takılıp yırtılır, değiştirmek için koşa koşa eve dönersin, aceleyle kapıyı çeker ve köpeğini dışarda unutursun. Eminim başına buna benzer pek çok şey gelmiştir. Bazen pek tahmin edilemeyen şeyler de planlarının aksamasına neden olabilir: Otoriter kişiliği nedeniyle biraz gergin hissetmene neden olan bir arkadaşınla buluşmaya gidiyorsun diyelim. Columbia Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nün Kadın Programı Direktörü Elizabeth Fitelson, bu tür karışık duyguların normalden daha geç kalmaya neden olabileceğini belirtiyor. Bu hislerinin tamamen farkında olmayabilirsin. Ama yine de gönülsüzlüğün seni yavaşlatacaktır. Erken çıkman gerektiğini bilmene rağmen, o anda e-postalarını kontrol etmek sana daha önemli görünür ya da aniden farklı renkte bir ruj sürmek istersin. Fitelson, endişenin heyecanı tetikleyici bir unsur olduğunu söylüyor. Önemli bir konuda, örneğin iş yerinde yapacağın sunum dolayısıyla yaşadığın gerginlik, muhakeme yeteneğinin bozulmasına neden olabilir. Esas patronlarla yüz yüze geleceğin için o kadar heyecanlısındır ki kazara yanlış konferans odasına girersin. Gecikme psikolojisinde “randevularının ne kadar da çok olduğu” söylemi, temel bir inkâr şekli olarak önemli rol oynar. Fitelson’a göre, bazı kişiler hayatının düzene koyulamayacak kadar komplike olmasından duyduğu korkuyla baş etmek zorunda kalmaktansa, daima biraz geç kalmanın verdiği stresle baş etmeyi tercih ediyor. Bu daha da kötü hissettirse bile… Otoriteler de Fitelson’la aynı görüşe, hatta bunun dijital dünyanın yeni bir marifeti olduğunu da ekliyorlar: “Aynızaman diliminde çok daha fazlasını yapabileceğimize bizi inandıran dijital kültür sayesinde, hepimizin yapacak çok fazla işi var.”

“Bayan geciken” olmayı bırak
Gecikme süreci kafamızın içinde başlar. Mesele, özellikle grup buluşmalarında daha da karmaşıklaşır çünkü herkes zamanını bir diğerine göre ayarlar. Ariely’nin teorisine göre, böyle buluşmalarda insanlar sanki en ideal zaman son kişinin de gelmesinden bir saniye öncesiymiş gibi davranıyor: “Aslında bu çok kötü bir sosyal oyun. Herkes böyle davranmaya başlasa, bütün buluşmalar gecikir.” Geç kalmak bulaşıcıysa, kötü bir virüsmüş gibi ondan uzak durmak gerekir. Örneğin işe sürekli geç kalmak, itibar ve güvenilirliğini içten içe yer. The Now Habit at Work kitabının yazarı Doktor Neil Fiore, “Geç kalmayı alışkanlık hâline getirirsen saygınlığın zarar görür” diyor. Belki işinden olmazsın ama bir şey de kazanamazsın. Arkadaşlıkların bile sarsılabilir. Fitelson, “Birinin ısrarla hep geç kalması, kaba ve bencil biri olduğu mesajını verir” diyor. Deli gibi çalışman gereken yoğun bir programın olduğu ve herkesi memnun etmeye çabaladığın için geç kaldığını düşünüyor olabilirsin. Fakat arkadaşların, kendi zamanının onlarınkinden daha değerli olduğunu düşündüğünden kuşkulanabilir. Ve bunu hiçbir özür mesajı onaramaz.

1. Stratejik plan yap
Bir arkadaşınla mı buluşacaksın? Doktor Dan Ariely, zamanlama hatasına meydan vermemek için buluşacağınız yere varış saatini değil, her ikinizin de evden ya da ofisten çıkıp saatinizi baz almanızı öneriyor: “Bu yöntem, varacağımız yere gitmenin ne kadar uzun sürebileceğine dair kendimizi kandırmamızı engeller.”

2. Gecikmeye ceza ver
Ariely, yaptığı araştırmalarda şunu keşfetmiş: İnsanlar bir deadline söz konusu olduğunda (örneğin doktora geç kaldığında ceza ödeyecekse) tam vaktinde orada oluyor. Bu bilgiyi yaşamına uyarla. Örneğin, yemeğe geç kalırsan hesabı ödeyeceğine dair kendine söz ver. Böylece kapıdan daha çabuk çıkarsın!

3. Kendine zaman ayır
Mental Toughness: Secrets of the World Class kitabının yazarı Steve Siebold, “Yönetici asistanları genelde patronlarına randevu öncesi ekstra birkaç dakika verir” diyor. Her randevu öncesi kendine 10 dakika zaman ver. (Görüşme 14.00’de başlayacaksa, ajandana 13.50 diye not edebilirsin.)

Derleyen: Sibel Yeşilçay

BENZER YAZILAR