BİR YILDIZ DOĞUYOR

Burcu Kapu’nun kaleminden Manchester United’ın “wonderkid”i Marcus Rashford’un hikayesi…

rashford

Hayat akarken yaşlandığımızı ya da daha kibar haliyle yaş aldığımızı bize hissettirecek birçok şey çıkıyor karşımıza. Benim için bunlardan biri, yeni yıldızı parlayan genç oyuncular. Doğum tarihlerine bakıp yaşlarını hesaplamaya çalışırken kafamda hep “Bir yanlışlık var herhalde” cümlesi dönüyor. Milenyuma yakın bir tarihte doğmak, nasıl yani? Daha dün biz “Eyvah milenyuma giriyoruz, acaba dünyaya neler olacak?” diye ateş basmaları yaşamıyor muyduk? Ne ara geçti onca zaman? Aynı soru işaretine sizi de gark ettiysem, tutup çıkarmak için yeşil sahaların yeni yıldız adayından bahsedeceğim. Marcus Rashford, hani şu yabancıların “wonderkid” dediği türden.

Hikâye Marcus henüz beş yaşındayken, annesinin onun içindeki futbol sevgisini keşfetmesi ve ağabeylerinin bu çocuk yetenekli demesiyle, Manchester şehrinin futbol okullarından Fletcher Moss Rangers’a oğlunu götürmesiyle başlıyor. Bu okulu ilk defa duyanlar için Danny Welback ve Wes Brown’un da yollarının buradan geçtiğini söyleyelim. Zaten Manchester United, Manchester City, Liverpool gibi bir çok büyük Premier Lig scout’ları okulu yakından takip ediyor. Bugün sırf Manchester United’da U18’de kırmızıların formasını giyen dört oyuncuları var. Okul adeta Kırmızı Şeytanlara yetenek kazandıran bir fabrika gibi çalışıyor. Biz beş yaşındaki Rashford’a geri dönecek olursak, okula kabul edilen ufaklık, aynı zamanda haftada iki sterlin kazanarak da aile bütçesine destek olmaya daha o yaşta başladı. Daha ilk yılında bir turnuvada 10 dakika içinde 12 gol atınca (ki ortalaması dakikadan az bir sürede bir gol atmak demek!) bütün hocalarını şaşırttı. Ama ona sorsanız çocuk aklıyla tek düşündüğü, kendisini izlemeye gelen annesinin gurur duyması için şov yapmak. Babasız büyüyen Marcus için annesi şüphesiz çok önemli. İki abi vem bir dede her ne kadar hayatındaki erkek rol modelini aratmamaya çalışsa da, o tam bir anne kuzusu.

Böyle yetenekli bir çocuğun gelişinden hemen haberdar olan tüm takımlar daha ikinci yılın sonunda Marcus’u kendi altyapılarına götürmek için kıyasıya bir yarışa girdiler. Yıl 2005 ve o zamanlar United’ı Alex Ferguson çalıştırıyor. Sir, bu çocuğun kırmızı şeytanlara kazandırılması için derhal altyapının başındaki Rene Meulensteen’a gerekli talimatı verdi. Zaten o da sonra Ferguson görevi bırakana kadar A takımda yardımcılığını yaptı, hatırlarsınız. Meulensteen, Marcus için top hakimiyetinin ön planda olduğu özel bir eğitim programı sununca okul ve ufaklığın ailesi hiç düşünmeden haber bekleyen scout’lar içinde kırmızıları seçti.

Sekiz yaşından beri Manchester United forması giyen Marcus Rashford, altyapıda hep kendinden yaşça büyüklerin olduğu grupta oynadı. Hocalar fiziğinin ve mücadele gücünün müsaade ettiğini görünce onu hep bir yaş daha üst sınıfa yolluyordu. Daha o yaşlarda santrafor olmaktan keyif alsa da gelişimi için her bölgede oynaması gerektiğine ikna olup, kale hariç her mevkide oynadı. Dribbling’leri, çalımları henüz o yaşta kendine hayran bırakıyordu. Ancak bir reklam sloganı olmaktan öte “Kontrolsüz güç gerçekten güç değilmiş,” Newcastle karşısında oynadıkları bir maçta öyle hızlı ama kontrolsüz koşular yaptı ki, bitkin düşüp beni çıkarın diye saha kenarına seslendi. Ama kasıtlı bir şekilde duyan olmadı. Biz futbolseverler sonradan öğrendik ki, meğer bu United altyapısında özel oyuncular için uygulanan bir eğitim metoduymuş. Bu sayede gelişim çağındaki çocukların bedeninin, özellikle de bacak gücünün gelişimi futbola daha uygun hale geliyormuş.

rashford-2

Henüz 14 yaşındayken Manchester United bir yıldızın doğuşundan İngiltere Milli Takımı’nı da haberdar etti. Herkes gelişiminin nasıl devam edeceğini biraz soru işaretleri biraz merakla izlerken, böyle bir çocuğun okul hayatının da farklı olması gerektiğini düşünen kulüp, yıldız adayı olduklarını düşündüğü çocukları yolladıkları özel bir okula Marcus’u yolladı. Ashton on Mersey Okulu kulübün maddi olarak da destek yaptığı bir okul ve daha önce Darren Fletcher, Danny Welbeck, Jonny Evans gibi isimler de burada eğitim aldı. Marcus burada spor bilimi dersleri almaya başladı. 2016 yılında ilk Premier Lig maçında Arsenal’a iki gol attığında hâlâ bu okulda öğrenciydi. Hafta sonu ilk maçında yıldızlaşıp tüm dünyaya kendini tanıtan genç, pazartesi sabahı okulda diğer öğrenciler gibi sıradan bir şekilde derse giriyordu. Hani sürekli bahsettiğimiz bizde futbol neden gelişmiyor, genç yetenekler nasıl kayboluyor ya da Türk futbolunun bitmek bilmeyen altyapı sorusu var ya, işte belki onlara bir cevap olur diye düşünüyorum. İngilizlerin neyi nasıl yaptığı, ilmek ilmek örerek nasıl yıldız oyuncu yetiştirdiği.

Marcus Rashford’un Manchester United A Takımı’na çıkışı ise Van Gaal’in teknik direktörlük yaptığı döneme denk geliyor. Teknik direktörlüğü boyunca Xavi, Iniesta, Puyol, Thomas Müller, David Alaba ve Seedorf gibi bir çok yıldız oyuncuyu futbol sahnesine koymasıyla ünlü Hollandalı hocanın United kariyerinde forma verdiği 14 altyapı oyuncusundan biri de Marcus’du. Ancak Van Gaal’in tüm genç oyuncular için uyguladığı bir de kuralı vardı: Altyapıdan çıkan genç oyuncular antrenmanlardan önce ve sonra A takım oyuncularıyla aynı soyunma odasını kullanamaz! Bunun nedeni ise A takım yıldızlarına sağlanan imkânlara erken yaşta ulaşıp şımarmamaları.

Anthony Martial bir Avrupa ligi maçı öncesi ısınırken sakatlanınca henüz 18 yaşındaki Rashford ilk kez ilk 11’de Midtjylland’a karşı forma giydi ve iki gol attı. Bu gollerle Manchester United tarihinin Avrupa kupalarındaki en genç golcüsü unvanını da George Best’ten aldı. Hafta sonu ise ilk Premier Lig maçında Arsenal’a karşı iki gol atıp bir de asist yapınca, maç sonu Arsene Wenger, “Midtjylland maçında görene kadar kim olduğunu bilmiyordum” dedi. Bu da önemli diye düşünüyorum. On yıl boyuca bir yıldız yetiştirmek için her türlü imkân ve şartları hazırlıyorsunuz ve bunu rakiplerinize çaktırmadan, basından uzak yapıyorsunuz.

İngiltere Milli Takımı’nda da kendine kısa sürede yer bulan genç oyuncu 2016 Avrupa Şampiyonası için Fransa’ya giden kadronun içindeydi. United’da ise bu onun ikinci sezonu ve ne şanslı ki bu sefer yanında Mourinho var. Herkes Portekizli hocanın yaptığı transferlerden sonra Marcus’un takımda kendine zor yer bulacağını konuşurken, Mourinho geldiği gibi oyuncusunun kısa sürede Rooney’nin rekorlarını egale edeceğini söyledi. Mourinho bir genç oyuncu için şüphesiz önemli bir teknik adam. Her ne kadar zaman zaman maç sırasında Marcus’u azarlarken görüntü verse de, Rashford’u eleştirmeye yeltenen İngiliz basınına ise Ryan Giggs’i hatırlatıyor. United altyapısında çıkan kulübün efsane oyuncusu da A takımla ilk sezonunda tıpkı Rashford gibi mucizeler yaratmış ancak ikinci sezonu beklediği gibi geçmemişti. Üçüncü sezonda ise herkesin bildiği gerçek Giggs seviyesine ulaşmıştı. Yani Mourinho diyor ki, “Çocuk benim, hem döverim hem severim. Ama size yedirmem.”

Marcus’un bir diğer şansıysa Zlatan İbrahimoviç gibi bir yıldızla aynı çatı altında olmak. “Onun karakter özelliklerini ve her maça yaklaşımını izlemek hayatımın en büyük tecrübesi” diyor. Mutlaka öyle olmalı. Zlatan da bu genci sevmiş olacak, antrenmanlardan sonra onunla özel çalışıyormuş. Filmin ikinci yarısı Marcus için daha yeni başladı. Bakarsınız çok yakında transfer rakamı rekoru kıracak olan yeni isim kendisidir. Geçenlerde futbola yakından ilgi duyan genç bir üniversite öğrencisi hangisi daha önemli diye sormuştu: Yetenek mi, yoksa gençlere şans verilmesi mi? Hâlâ düşünüyorum, acaba Rashford’un bu genç yaşında bu kadar önemli bir yıldız haline gelme sebebi, o beş yaşındaki çocuğun 10 dakikada 12 gol atabilme yeteneği mi, yoksa nakış işler gibi onu yetiştiren İngiliz futbol eğitim sistemi mi? Özel bir futbol yeteneğinin size kapıları açtığı doğru ancak o kapıdan geçip devam etmek için özel bir sistem ve eğitime de ihtiyaç var sanırım. Yoksa yıldız dediğin gençlerin bir kısmı Tarık Daşgün, Batuhan Karadeniz gibi kaybolup gidebiliyor.

Bu konu, Men’s Health‘in Şubat sayısında yer almaktadır. Şubat sayımızı App Store’dan ücretsiz olarak indirmek için: apple.co/1NlO29z

 

BENZER YAZILAR