BOŞANMALAR NEDEN MODA HALİNE GELDİ?

“Aşkım, bitti, artık heyecanım kalmadı” gibi ifadelerle sonlandırılan evliliklerde biten aslında dostluk ve paylaşımdır.

“Aşkım, sevgim bitti, artık heyecanım kalmadı” gibi ifadelerle sonlandırılan evliliklerde biten aslında aşk ve sevgi değil, dostluk ve paylaşımdır. Yapılan araştırmalarda evlilik yorgunluğunun evlendikten iki buçuk yıl sonra başladığını gösteriyor.
En önemli faktör eğitim uyumu
Ekonomik ve fiziksel uyum, yaş uyumu, inanç uyumu ve cinsel uyum gibi benzerliklerin hiçbiri evlilik yorgunluğunu önlemede belirleyici değil. Çiftlerden biri çok zengin diğeri çok yoksul olabilir ya da biri genç diğeri yaşlı olabilir. Ancak evlilik yorgunluğunu önleyen en önemli faktörün eğitim uyumudur. Böyle çiftler birbirini anlayabilir, birçok konuyu birlikte tartışıp paylaşabilir ve en önemlisi diledikleri konu hakkında konuşabilirler. Konuşan bir çiftin de çok önemli sorunlar olmadıkça evlilik yorgunluğuna yakalanma riskin çok azdır.
Boşanma riskinin en yüksek olduğu dönemler
İstatistiklere göre, evliliklerde boşanma riskinin yüksek olduğu dönemler ilk yıl, altıncı yıl ve evliliğin yirminci yılı. Ani evliliklerde ise nişanlılık dönemi geçirenlere göre ilk yıl boşanma riski daha fazla. Bir anda evlenenlerin birbirlerini aynı evde yaşamaya başlayınca tanıdığını ve uyumlu olmamaları halinde ilk yıl içinde boşandıkları gözlemlenmiş.
Teknoloji Evliliği Yoruyor
Günlük hayatımızı kolaylaştıran teknoloji, özel hayatımızı tehlikeye atıyor. Çok odalı evler, yazlıklar, kışlıklar, farklı televizyon ve bilgisayarlar, çiftleri birbirinden koparıyor ve yalnızlaştırıyor.
En az beş dakika birbirinizi izleyin…
Bilimsel bir araştırmada, 100 kişiye karşı cinsten birine beş dakika süreyle hiç kıpırdamadan bakmaları isteniyor ve şaşırtıcı bir sonuç çıkıyor. Birbirinin yüzüne bakan çiftlerden bazıları âşık olup evlenmeye karar veriyor. Bunu evde aranızda deneyebilirsiniz.
Olumlu düşünmek evliliği sağlamlaştırıyor
Karşılıklı empati de evlilik yorgunluğunu önleyen önemli faktörlerden biri. Kendini eşinin yerine koyarak hareket etmek, çoğu zaman sorunların başlamadan çözümlenmesi ile sonuçlanır. Bir insanın herhangi bir konuda ön yargısı varsa, bu bir davranış biçimine dönüşebilir. Örneğin, ‘Eşime güvenmiyorum, beni aldatabilir’ düşüncesine sahip bir eşin güvensizliği, bir süre sonra davranışlarına yansıyabilir ve bu da ilişkiyi boşanmaya sürükler.
Çiftler Birbirini Eleştirirken Dikkatli Olmalı
Evlilik yorgunluğunu önlemek için çiftler eleştiri ve önerileri ‘sen’ odaklı değil ‘ben’ odaklı yapmalıdır. Örneğin ‘Bu evin hali ne böyle? Sen ne dağınık bir kadınsın!’ yerine eş ‘Ev dağınık olunca kendimi kötü hissediyorum’ derse karşı taraf sorumluluk duygusuyla daha hassas hareket edecektir. ‘Sen’ odaklı eleştiriyi direkt kişiliğine yapılmış bir saldırı olarak algılayan eş, bir süre sonra işlerini yine ihmal eder.

Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Uzman Nörolog Mehmet Yavuz

BENZER YAZILAR