BUDİZM ÖĞRETİSİNE GÖRE MUTLULUK

Budizme göre mutluluk reçetesini açıklıyoruz. 

Budizm öğretisi, mutluluk arayışında büyük rol oynayan meditasyon ve mindfulness konularına çok önem veriyor. Bu yüzden ABD’de Budizm’in en önemli temsilcilerinden olan Lama Surya Das ile görüşmeye karar veriyorum. Mutlulukla ilgili konuşmasını pür dikkat dinliyorum:

“Budizm’de mutluluk, mutsuzluğun tersi, yani geçici bir zihin hâli olarak algılanır. Ama daha derine inince onun tatmin duygusu,memnuniyet ve huzurla ilgili olduğunu anlarız. Hatta nirvana seviyesi bile diyebiliriz. Mutluluk zamansız ve sonsuzdur. Örneğin Dalai Lama’ya hayatın amacının ne olduğunu sorduklarında ‘mutlu olmak ve başkalarının mutlu olmasına yardımcı olmak’ cevabını verir.”

Uzmanlar özgeciliğiyani başkalarını düşünmeyi– hayatta mutlu olmayla doğrudan ilişkilendiriyor. Kaliforniya Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmada, katılımcılardan bir hafta boyunca her gün beş tane nezaket eylemi gerçekleştirmeleri istenmiş. Bir haftanın sonunda en mutlu olan kişilerin, gün içinde bu beş eylemi de tamamlayanlar olduğu saptanmış. Sen de tanımadığın birine kahve ısmarlayabilir, sokağındaki hayvanları besleyebilir veya alışverişten dönen yaşlı bir teyzenin paketlerini taşımasına yardımcı olabilirsin. Bu sadece karşı tarafı değil, seni de iyi hissettirecek.

Lama Surya, gönüllü çalışmalar da yapabileceğini söylüyor: “Örneğin yaşadığın çevreyi daha temiz tutmak için çalışmalar başlatabilirsin. İşe kendinle başlayıp başkalarına yardım ederek devam et. Budizm’e göre önemli olan içsel gelişim. Başkalarına yardımcı olmak, seni farklı bir zihin yapısına eriştirecek.” Lama, kendisine ne yapabileceğini soran insanları yanıtlarken “şimdi” ve “burada” kelimelerini telaffuz ediyor. Çünkü mindfullness, olayları ve duyguları yönetmemize yardımcı oluyor.

İşin en güzel tarafına geliyoruz: Bütün bunları hayatına geçirebilmek için Budist olmana gerek yok. Lama Surya, Farkındalık egzersizleri seni her konuda olduğundan çok daha iyi yapar. Çünkü zihnin daha net olurken, empati yeteneğin de gelişir” diyor. Bu durum kişisel ilişkilerimizde de bizi daha iyi bir dinleyici yapar; çünkü çoğu zaman kendimizi tamamen karşı tarafı anlamaya adamak yerine konuşmayı tercih ederiz. Tanıdık geldi, değil mi?

Ben de bu alışkanlığı edineceğime dair kendime söz verdim ve bir sonraki koşumda kulaklıklarımı evde bırakarak nefesime odaklandım, doğanın sesini dinledim. Kafamın içinde dolaşan bin tane düşünceyle yorulmaktansa, yanımdan geçen kişilerin yüzüne, hatta kokularına dikkat ettim. Müzik dinlemeyi özlemedim desem yalan olur ama zihnimin berraklaştığını ve garip bir şekilde enerjimin yükseldiğini fark ettim.

Yola odaklanmak da farklı bir deneyim oldu: Hemen yanımdaki göl ve yolumun iki yanında uzanan ağaçlar beni dinlendirdi. O an aklıma, röportajın sonunda Lama Surya’nın dedikleri geldi: “Memnuniyet ve mutluluk, üzerinde çalışmamız ve geliştirmemiz gereken kavramlar. Gökkuşağının sonunda karşımıza çıkan bir hazine değiller. Mutluluk günlük olarak yakalamamız gereken küçük anlarda saklı. Şükran duymak, doğayı dinlemek, insanlarla iletişim kurmak gibi küçük şeylerde gizli.”

Bu mutluluk reçetesine istisnasız hepimiz kolayca uyabiliriz!

-Alex Davies

BENZER YAZILAR