Kendisiyle barışık, yaşından son derece memnun, hayata ve işine tutkuyla bağlı. Gücü sevdiğini ve güçlü bir duruşu olduğunu inkâr etmiyor ama aynı zamanda içinde naif bir duygusallık gizli olan bir Balık kadını. “Denizsiz ve sevgisiz yaşayamam” diyen Burçin Terzioğlu ile sıcak ve keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Poyraz Karayel dizisiyle yeniden evlerimize konuk oluyorsun. Bu dizide nasıl bir ekiple çalışıyorsun, sette nasıl bir ortam var?
Çok yeni bir ekibiz, henüz birkaç haftadır birlikteyiz. Herkes işini profesyonelce yapıyor. Oyuncular ve ekip yapılan işe özen gösteriyor ve tek derdimiz elimizden geldiğince en iyisini yapmak. Hep söylerim, setler benim oyun parkım ve yaşam alanım. Eğleniyoruz ve tabii ki bu sektördeki diğer meslektaşlarım ve teknik ekipteki arkadaşlarım gibi çok çalışıyoruz. Yeni bir set, yeni bir iş, yeni insanlar… Ve artık Poyraz Karayel diye yeni bir ailem var.
Film teklifleri de geliyor mu? Seni yakında bir sinema filminde izleyecek miyiz?
Evet geliyor. En son geçen sene, yurt dışında çekilen bir filmi diziyle aynı zamanda yürütmeye çalıştım ve gerçekten çok zorlandım. Hem dizi, hem film biraz yorucu oluyor. Şu an için yeni dizi projeme odaklandım. Ama zaman ne gösterir bilmiyorum.
Şimdiye kadar oynadığın rollerden kendine en yakın bulduğun hangisi oldu?
Kendini bir karakterle ilişkilendiremezsen, tutunacak sana yakın bir dal bulamazsan zaten oynayamazsın. O yüzden kendime en yakın hissettiğim karakter diye bir şey yok. Onların hepsi aslında benim, birbirimizin parçalarıyız. Ayrım yapamıyorum, bu yüzden onları severek canlandırmak kalıyor bana.